Prag mı, Kafka mı?

ÖMER ERDEM
Abone Ol

Milena Findeis, Prag’da yaşayan şair ve fotoğrafçı arkadaşım. Havaalanında karşılamaya gelince ilk sözüm ‘Beni Kafka’nın mezarına götürebilir misin?’ oluyor. Gözleriyle hem gülüyor hem de biraz şaşırıyor. İçinden sanki ‘daha dur bakalım Prag’ı görmedin, belki tereddüt edeceksin, Prag mı Kafka mı diyeceksin?’ diye geçiriyor. Ben şehirleri yazarlardan sevmeye alışkınım. Sadece yazarlar mı? Müzisyenler, ressamlar, şairler, yolu sanata çıkan herkes...

Charles Köprüsü.

Havaalanından şehre yaklaştıkça sonra da Prag’ın kalbine daldıkça Milena’nın gülümseyişini daha bir anlıyorum. Çünkü Prag bağırmadan ‘bak ben buradayım, sakince bana katıl. Sokaklarıma dal. Havamı ciğerlerine çek. Köprülerimden geç. Parklarımda dolaş. Seslerimi duy. Burada hiçbir şey birbiriyle yarışmadan Prag olmaya doğru çalışır.’ der. Bunları düşünürken hiç de beklenmedik şekilde sanki Ortaçağ’ın içine dalar gibi bir mezarlığa giriveriyoruz. Her bir mezar ailenin kültürel olduğu kadar maddi servetinin tasarımı gibi gözüküyor bana. Burası bir Yahudi mezarlığı ve Kafka burada yatıyor. Sonbaharın doyurduğu kehribar sarısı yapraklara basa basa ilerliyoruz. İşte, Milena ile ben Kafka’nın karşısındayız. Gregor Samsa çıkıp gelse şaşırmam. ‘İstanbul’dan selam getirdim Bay Kafka. Hiç gelmek istemiş miydiniz acaba?’ diye mırıldanıyorum. Madem Kafka’yı bağrına basan nemli toprağı ve mezar taşlarının aslan pençesi gibi dışa açılışını gördük, şimdi modern Kafka heykelini görmeye gidebiliriz. Metalik parlaklıklar içinde Kafka’nın başı sonsuz yüzlere dönüşüp geri gelişini izlerken bir kahve içebilirsiniz.

Karl Köprüsü.

Orta Avrupa, kafeler, çikolata ve kahve yanında nehir demektir bir yandan. Vltava’nın herhangi bir kenarında yürümek Prag’ın ruhunu yakalamanıza imkân verecektir; çünkü özgürlük bu şehrin baş tutkularından sayılır. Kral Karl Köprüsü size sadece otantik Prag’ı vermekle kalmaz birden adımlarınızda bir Kafka tedirginliği duyarsınız. Zaman tuhaf bir gölge oyununa bürünür. Üzerine işlenmiş heykeller ise şehrin manevi hikâyeleriyle yüklüdür. Belinde sallanan kılıcıyla bir Osmanlı görürseniz şaşırmayın ayrıca. Yukarıya, oldukça dik merdivenleri çıkıp tırmandığınızda Prag Kalesi’ni bulacaksınız. Şehre can veren mimari düşünce bütün iddiasıyla yükselir. Dünyanın en büyük kaleleri arasında sayılan mekânda Aziz Georgios ve Vitus Bazilikalarını bulunuyor. Yaşamanın esenliği ve sonsuza kadar yaşama tutkusu adına kurulmuş gibidir çünkü buradaki her yapı. Kırmızı çatılar şehrin şapkası halinde sizi selamlar.

Aşağıya indiğinizde görmeniz gereken yerlerden birisi de Astronomik Saat Kulesi. Milena ile hemen yakına oturduğumuz kafede bu yapının şiir olup olmadığını konuşuyoruz. Ortaçağ bir ışık olup ağmak ister buradan göğe. Bu haliyle dünyanın her yerinden taşınmış bakışlar, nefesler, şaşkınlıklar ve sevinçlerle dolu. Bu meydanda kendi etrafınızda üç yüz altmış derece döndüğünüzde zaten dünyanın bütün renklerini görüyorsunuz. Bir mahşer saati sayılsa yeridir bu sebepten. Eğer kendinizi şehrin huzuruna bırakırsanız yandınız. Ayaklanmalı Kafka, Yahudi ve Komünizm müzelerini gezmelisiniz. Ayrıca, yedi kişilik heykelden oluşan Komünizm Kurbanları Anıtı da mutlaka unutulmamalı.

Franz Kafka’nın 42 katmanlı kinetik heykeli.

Metroya binmek ve şehrin etrafındaki yerlere açılmak da başka bir yol. Prag çok yeşil bir şehir ve Çekyalı mimarlar, ev ve ayrıntı tasarlamakta çok başarılılar. Prag’da ziyaret edilmesi şart mekânlardan birisi de Ulusal Müze. İçeride Çekya’ya değer katmış sanatçı ve şahsiyetlerin heykelleri ile büstleri var. Tabiat tarihi, arkeoloji, nümizmatik yönünden çok zengin bu müzeden çıkıp ünlü Wenceslas Meydanı’yla karşılaşırsınız. Pek çok gösteriye sahne olmuş bu alanda Prag’ın özgürlük tutkusunun Vaclav Havel’in ismiyle örtüştüğünü duyacaksınız.

Tyn Kilisesi, Dans Eden Ev, John Lennon Duvarı, Petrin Tepesi tamam da asıl Prag sokaklarında keşfe çıkmak, aralara dalmak… ve zamanda kaybolmak için bir kez değil her fırsatta yaşanması gereken bir şehir. Son kahvelerimizi içerken bu kez muzipçe açıktan soruyor Milena: Prag mı Kafka mı?

Eski Şehir Meydanı, Astronomik Saat Kulesi.

Orloj, Astronomik Saat detay.