Modern Türk sanatının prensesi: Fahrelnissa Zeid
Kabaağaçlılar ailesinden diplomat,hattat ve tarihçi Mehmet Şakir Paşa’nınkızı, Sadrazam Cevat Paşa’nın yeğeni,Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen CevatŞakir Kabaağaçlı ve ressam Aliye Berger’inkardeşi, ressam Nejad Devrim ve tiyatro sanatçısı ŞirinDevrim’in annesi, seramik sanatçısı Füreya Koral ve ressamCem Kabaagaç’ın teyzesi, Irak Kralı 1. Faysal’ın kardeşi EmirZeid’in prenses eşi… Fahrünnissa ise modern zamanların enbüyük kadın ressamlarından biri olarak bunların hepsi ve çokdaha fazlası.
Kabaağaç ailesi
Ailesinin tarihi 18. yüzyılın sonlarında Türkmenistan’dan göç eden, Karahisar dolaylarında Kabaağaç köyüne yerleşerek çiftçilikle uğraşmasıyla başlar. Bu ailenin çocuklarından biri olan Mustafa Asım Bey, ailesinin asker olma isteğine karşı çıkması nedeniyle genç yaşta tek başına İstanbul’a gelerek, yıllar sonra da Osmanlı Askeri Şûrası’nın beş üyesinden biri olur. Mustafa Asım Bey ve eşinin ölümünün ardından kimsesiz kalan üç çocuğu eş dost tarafından sahiplenerek okutulur. Cevat ile Mehmet Şakir askeri okuldaki tahsillerini bitirdikten sonra sarayda görev almaya başlarlar.
Cevat Paşa Sultan II. Abdülhamit’in gözdesi olarak 1891’de Sadrazamlığa yükselir.Mehmet Şakir Paşa diplomasi alanındaki kendini geliştirerek Osmanlı Devleti’ni elçi olarak temsil etmiştir.
Fahrünnisa Emine Şakir Kabaağaç, 6 Aralık 1901 tarihinde Büyükada’da Mehmet Şakir Paşa ve Giritli Sare İsmet Hanım’ın beşinci çocuğu olarak dünyaya gelir. Resme olan ilgisi sekiz yaşındayken ağabeyi Cevat Şakir’i sevdiği kızın portresini yaparken görmesiyle başlar. Evde gördüğü her şeyi çizmeye başlayan Fahrünnisa annesinin de teşvik etmesiyle daha çocuk yaşta resim yeteneğini geliştirir.
-
- "Her resim yaptığımda bütün canlılarla, yani varoluşun sessiz çeşitliliğinin toplamı olan evrenle bir çeşit yek vücut olma haline girdiğimi fark ederim. O zaman kendim olmaktan çıkar, kaya ve lav püskürten bir volkan gibi, o resimleri püskürten benlikten arınmış bir yaratma sürecinin parçası olurum…"
1914 yılının haziran ayında ağabeyi Cevat’ın bir tartışma sırasında babaları Mehmet Şakir Paşa’yı silahla öldürmesinden bir ay sonra da I. Dünya Savaşı patlak verir.
Savaş sırasında bütün Fransız kurumlarıyla birlikte okulu Notre Dame de Sion Lisesi’nin de kapatılmasıyla eğitimine ara verir. 1919 yılında, o dönemin güzel sanatlar akademisi olan Sanayi-i Nefise mektebinin ilk kadın öğrencilerinden biri olur.
Fahrünnisa, akademiye devam ederken, ailesinin de isteği üzerine ilk evliğini Servet-i Fünun yazarlarından İzzet Melih Devrim ile gerçekleştirir. İzzet Melih, Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra hukuk tahsilini Paris’te yapmış daha sonra İstanbul’da Tütün Rejisi’nin müdürü olarak kendi döneminin en parlak, en etkileyici aydınlarından biri olarak görülüyordu. Fahrünnisa bu dönemde kültür ve sanat toplantılarının aranan kadınlarından biri olarak Mustafa Kemal Atatürk’le de tanışarak, Dolmabahçe Sarayı’nda verilen tarihi konferanslardan bazılarına katılmıştı.
Çiftin 14 yıl süren evliliklerinde üç çocukları oldu. İlk çocukları Faruk’u iki buçuk yaşında kızıl hastalığından kaybetmelerinin ardından Şirin’le, Nejat dünyaya geldi. Ne evliliği ne de çocukları sanatına engel olamadı. Kocasıyla birlikte çıktığı Avrupa seyahatlerinde müzeleri ve sanat galerilerini gezdi. Paris’te Académie Ranson’a yazılarak, soyut sanatın ustalarından Georges Braque’ın arkadaşı Roger Bissière'nin öğrencisi oldu.
1929 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde Namık İsmail Atölyesi’nde çalışmalarına devam etti.
İlk evliliğinde mutluluğu bulamayan Fahrünnisa, boşandıktan birkaç ay sonra 1934 yılında Irak Kralı I. Faysal’ın kardeşi, Irak Ankara büyükelçisi olan Emir Zeid’le evlenir. Bu evlilikle yepyeni bir döneme sayfa açan Fahrünnisa, ‘Prenses’ unvanın yanı sıra ismini de Fahrelnissa olarak değiştirir.
Haşimoğulları
Emir Zeid, Modern Ortadoğu’nun yaratılmasına katkıda bulunan Haşimi Arap hanedanının bir üyesiydi. Zeid’in babası, Mekke Emiri Şerif Hüseyin bin Ali, 1916’da Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Arap-Haşimi ayaklanmasını başlatması nedeniyle Sultan’ın konuğu (ya da tutuklusu) olarak İstanbul’a yerleşmişti. Zeid’in erkek kardeşlerinden biri, Ürdün Kralı Hüseyin’in büyükbabası eski Ürdün Emiri Abdullah’tı; başka bir erkek kardeşi de Irak Kralı Faysal’dı.
Zeid 1898’de İstanbul’da Türk anneden doğmuştu.
Emir Zeid, Ankara’daki görevini tamamladıktan sonra önce Berlin sonra da Londra Büyükelçisi olur. Fahrelnissa bir yandan sanatla ilgilenirken bir yandan da sefirelik görevini en güzel şekilde yerine getirir. Londra'da büyükelçiliğin üçüncü katındaki bir odayı stüdyoya dönüştürür ve resmi görevlerden vakit buldukça oraya geri çekilerek resim yapar.
-
- "86’ncı yaş gününü kutlayacaktı dostlarıyla. Gelmelerine henüz vardı. Şirin Devrim giyinmek için küçük odaya geçmişti. Devrim’in yandaki odadan onu duyduğundan habersizdi. Yapmış olduğu Emir Zeid’in portresinin önünde durmuş, onunla konuşuyordu. ‘Zeid sevgilim’ diyordu. ‘Bütün bunların olmasını sen sağladın. Şu an burada benimle berabersin, ben de çok mutluyum. Teşekkür ederim Zeid, teşekkür ederim.’ Sonra odadan dışarı çıktı. Hizmetkârlar pastayı taşıyorlardı masaya. Pasta raket şeklindeydi. Şirin Devrim şaşırdı ‘Anne, nereden aklına geldi pastayı raket şeklinde yaptırmak?’ diye sordu. ‘Tabii tenis raketi olacak’ dedi gülerek Zeid ile ilk kez tenis oynarken flört ettik."
1936 yılında oğulları Raad doğduktan kısa süre sonra Bağdat’da gerçekleşen ihtilal sonucu Londra’dan ayrıldıklarında Fahrelnissa sadece otuz yedi yaşındaydı. Emir Zeid’in tüm ailesi öldürüldü. Fahrelnissa’nın bu dönemde baş gösteren psikolojik problemleri hayatı boyunca onu takip eder. Hastalığını teşhis etmek üzere gelen doktorlar ise tedavi konusunda aynı kanıyı paylaşıyorlardı: Seyahat ve resim. Emir Zeid’in ölümüne kadar dünyanın birçok yerinde sayısız sergide yer alan Fahrelnissa, 1970 yılında eşinin ölümünden kısa süre sonra oğlu Raad’ın da isteğiyle Ürdün’ün başkenti Amman’a yerleşti. Son sergilerini İstanbul, Fransa ve Almanya’da açtı. Yaşarken dünya çapındaki en önemli kadın ressamlarından biri olmuştu. Amman’da bir sanat enstitüsü kurdu.
1991 yılında 90 yaşındayken kalp krizinden hayatını kaybettiğinde Ürdün Kralı, ülkesinde ulusal yas ilan etti.