Mariza: İnsanın en büyük başarısı anlaşıldığını hissetmektir

HAKAN AKOĞLU
Abone Ol

Üst üste üç kez BBC Avrupa’nın En İyi Sanatçısıödülü kazanan ve 3 Grammy adaylığı bulunan, dünyamüziğinin divalarından biri olan Mariza ile kariyerininyirminci yıl dönümünü ve merhum Fado KraliçesiAmália Rodrigues’in doğumunun yüzüncü yılında,Lizbon ve Rio de Janeiro’de kaydedilen albümüMariza Sings Amália albümünü konuştuk. Bu aradaiyi bir haber, Mariza, 30 Ekim’de Zorlu PSM’de…

Mariza Sings Amália albümü nasıl ortaya çıktı, nasıl doğdu?

Amália’nın ölümünün ardından onun için düzenlenen bir gecede şarkı söyledim, gerçekten çok heyecanlıydım. Fado şarkıcısı olarak Amália adını taşıyan ödülü aldığımda da bu müziği tüm dünyada en iyi şekilde temsil etmek üzere kendime bir söz verdim. Kariyerimin 20. yılını geride bırakırken onun mirasına bir kez daha sahip çıkmak için bu albümü hazırladım. Beni çok mutlu eden tepkiler aldım. İnsanın idolü olan kişinin sözünü ve yaptıklarını geleceğe taşıması gerektiğini düşünüyorum.

Müzik, bir anla, çocuklukta bir anla başlıyor genelde; sizin için de bu durum geçerli mi?

Fado’yla çocukluğumda ailemin tavernasında, oturduğumuz evin sokaklarında tanıştım. Babam hafta sonları Fado geceleri yapmaya karar vermişti. Müzik benim için Fado demekti bir bakıma; ritimden, müzikten hatta sesin kendisinden anladığım tek şey buydu o yıllarda.

Portekiz devleti tarafından Portekiz kültürünü yurtdışında en iyi temsil eden sanatçı ilan edildiniz. Müziğe ilk başladığınız dönemde böyle bir kariyer hayal ediyor muydunuz?

Babası onu fado'yu benimsemesi için şiddetle teşvik etti.

Planlayarak hiçbir şey yapmadım. Zaten sanatta bir kariyer planı yapmanın sanatın ruhuna aykırı olduğunu düşünüyorum. Ben sadece küçük yaşlardan beri şarkı söylüyorum. Hepsi bu. Fado’yu ruhumda hissediyordum ve hâlâ da hissediyorum. Asıl önemsediğim şey, bir kariyer planı yapmaktansa müziğimi farklı kültürlerden olabildiğince çok insanla paylaşmaktı. Bir şarkıcı olarak en keyif aldığım şey dinleyicimle kurduğum iletişim ve müziğimi anladıklarını hissetmek. İnsanın en büyük başarısı anlaşıldığını düşünmektir. Sanırım sonrasında da başarı kendiliğinden geliyor.

Portekiz’de Fado müziği içinde büyüdüğünüzü biliyoruz, peki Afrika köklerinizin müziğinizde etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Ben tüm kültürlerin birbirini beslediğini düşünüyorum. Küçükken müzik demek benim için Fado demekti, bunu demin de söyledim. Profesyonel şarkı söylemeye başladıktan sonra farkına vardım ki ilk albümümden bu yana, özellikle perküsyonlara baktığımda Afrika köklerimi müziğime yansıtmışım. Bence tüm kültürlerin müzikleri derinlere indiğimizde birbiri ile etkileşim içinde.

“Fado’nun Divası” olarak anılmak nasıl bir his?

Onur verici. Fado aslında uzun yıllardır Dünya müziği arenasında bir tür olarak çok iyi biliniyor ama sınırları aşmasını sağlayan ve Fado’yu tüm dünyaya sevdiren ses Amália Rodrigues oldu. Ben de geleneksel Fadoları bulup yorumlamaya ve üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum.

  • Amália Rodrigues 1920 - 1999
  • Portekizli fado şarkıcısı ve oyuncu. Portekiz'in başkenti Lizbon'da doğan Rodrigues, 1950'ler ve 60'larda birçok ülkeyi dolaşarak fado müziğinin dünyaya yayılmasında önce oldu. Rainha do Fado yani Fado'nun Kraliçesi olarak da bilinir.

Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi? Siz bu süreçten bir sanatçı olarak nasıl etkilendiniz?

Tabii ki her şey değişti, olumlu anlamda her konuda farklı bir bakış açısına sahip olduğumu söyleyebilirim. Pandemi bana hayatımızda gerçekten önemli olan şeylerle birlikte yaşamamız gerektiğini öğretti. Şu anda aileme ve kendime daha çok zaman ayırıyorum ve bu durumun şarkı söyleme şeklimi bile zenginleştirdiğini düşünüyorum.