Manzaralar, Naziler ve çikolatalar: Bariloche

GÜVEN ADIGÜZEL
Abone Ol

Son Carlos de Bariloche. Nahuel Huapi Millî Parkı’nın içinde ikamet eden uzak bir Patagonya güzeli. And Dağları’nın eteğinde, Buzul Gölü’nün kıyısında, kendisinin farkında. Arjantin’in kalbindeki Küçük Avrupa burası. Manzaralar, Naziler, çikolatalar eliyle örülmüş meşhur namının yanında, doğal güzellikleri, dağ estetiği ve Alp mimarisiyle Güney’in en cazibeli rotalarından biri. Patagonya’nın dehşetli tabiat güzelliğiyle şehir hayatının canlılığını aynı anda misafirlerine sunan, başkente iki saatlik uçuş mesafesindeki Bariloche, ayak bastığınıza pişman etmeyecek şehirlerden. Zaten Arjantin’de sürprizler bitmez.

1800’lerin sonunda Almanlar tarafından kurulmuş kendi hâlinde küçük bir kasabayken, II. Dünya Savaşı’ndan kaçan savaş suçlusu Nazilerin sığınağı hâline gelmesinin, şehirdeki Alman etkisinden kaynaklandığı çok açık.

1800’lerin sonunda Almanlar tarafından kurulmuş kendi hâlinde küçük bir kasabayken, II. Dünya Savaşı’ndan kaçan savaş suçlusu Nazilerin sığınağı hâline gelmesinin, şehirdeki Alman etkisinden kaynaklandığı çok açık. Elbette Juan Peron’un ayarladığı kaçış rotalarının bu kasabaya bağlanmasını da yok sayamayız. Almanya’ya en uzak Almanya Bariloche’ymiş bir zamanlar. Meşhur SS mensuplarından Erich Priebke ve Reinhard Kopps, şehirde hâlâ hatırlanan isimler arasında. Bariloche şehir merkezi, İsviçre Alpleri’ndeki kasabalara ayniyle benzeyen bir atmosfere sahip. Çikolata dükkânları, Saint Bernard köpekleri, turist orduları ve rustik binalarıyla adımladığınız sokaklarda iki ana ziyaret noktası sizleri bekliyor, iki müze; Museo de la Patagonia ve Museo del Chocolate Havanna.

La Calle Mitre civarında bir kahve molası verdikten sonra burnunuza gelecek güzel kokularıyla zaten kayıtsız kalamayacağınız şehrin en meşhur üç çikolatacısına (Del Turista, Rapa Nui, Mamuschka) uğramak mecburi istikamet. Savaş sonrasında Bariloche’a yerleşen İtalyan çikolata ustası Aldo Fenoglio’nun mesleğine devam ettiği yeni şehrini dünyaca ünlü bir çikolata markası hâline getirmesi, ağaç kabuğuna benzeyen Chocolate en Rama çikolatası sayesinde olmuş. Naziler, çikolatalar ve manzaralar aynı anda gelmiş yani bu şehre. Meryem Ana Katedrali, San Eduardo Şapeli ve Belediye Binası şehirde mimari açıdan görülmeye değer mekânlar arasında.

La Calle Mitre civarında bir kahve molası verdikten sonra, burnunuza gelecek güzel kokularıyla zaten kayıtsız kalamayacağınız şehrin en meşhur üç çikolatacısına (Del Turista, Rapa Nui, Mamuschka) uğramak mecburi istikamet.

Bariloche’nin etrafındaki doğal güzellikleri keşfetmek için şehir merkezinden yola çıkabilirsiniz. Toplu ulaşım gelişmiş. Manzaranın tadını çıkarmak için farklı tepelere sefer yapan teleferiklerden özellikle Cerro Otto ile Cerro Campanario, göllerin ve dağların eşlik ettiği göz alıcı güzellikleri ayaklarınızın altına sermesiyle biliniyor. Baş döndürücü teleferik seferlerinin ardından, saf-vahşi tabiatın estetik varlığını tecrübe etme imkânı sunan Nahuel Huapi Buzul Gölü’nün ormalarıyla meşhur en büyük adası Viktoria’ya feribot seferlerini kullanarak ulaşabilirsiniz. Geniş bir alana yayılmış Nahuel Huapi Millî Parkı’nın içindeki yürüyüş rotalarını takip edersiniz eğer tarçın renkli nadir bulunan Arayan ağaçlarına rastlayabilirsiniz. Yedi Göl (Correntoso, Espejo, Escondido, Villarino, Falkner, Hermoso ve Machonico) turu ise Bariloche’ye gelme sebepleri arasında sayılabilir.

Bariloche’nin ismi, dağın arkasındaki yerliler anlamına geliyor.

Bariloche’nin ismi, dağın arkasındaki yerliler anlamına geliyor. Adını masal ve efsanelerde duyduğunuz dağın ardındaki bir güzelliğe ulaşmış gibi oluyorsunuz bu kasabaya gelince. Arjantin’de sürprizler bitmez.

  • Bariloche beşlisi
  • • Rapa Nui’de çikolatalı ahududu tatmak!
  • • Saint Bernard köpekleriyle fotoğraf çektirmek!
  • • llao llao Adası’na gitmek!
  • • Victoria yağmur ormanlarında yürümek!
  • • Parrilla ya da Asado!