Küçük Karadeniz Akçakoca

Küçük Karadeniz diyorum ben bu şirin gizli kalmış ilçeye, ilk 10 yıl önce çekime gittiğimde nasıl olurda ben buralara daha önce hiç gelmemişim diye düşünürken birde baktım ki aslında yerel halkı bu doğal bakir ilçenin çok da bilinmesini istemiyor. Hani derler ya ne kadar bakir o kadar taze... işte aradan yıllar geçmesine rağmen sadece gelişen ama sabit tatilci ve ziyaretçilerinin aynı olduğu, doğanın ve tarihin hiç zarar görmediğini fark ediyorum. Öncelikli olarak halkı koruyor bu ilçeyi, geleneklerini ,göreneklerini, geçmişi hep ayakta tutarak buraları gelecek nesillere bir miras niteliğinde saklıyorlar.

Osmanlı döneminde Akçakoca Bey tarafından fethedilen ilçeye cumhuriyet dönemi yine Akçakoca Bey’in adı veriliyor, ne de güzel hediye geçmişimize değil mi? Evliya çelebi seyahatnamesinde Akçakoca’dan bahsederken bir tarafı dağdır ama havası sağlamdır der. En başında dedim ya küçük Karadeniz diye Artvin’den, Ordu’dan, Rize'den uzun yıllar önce göçüp gelenler burada kuşaklarca yaşamış, neslini devam ettirmiş köylerinin adını vermiş. Öyle ki Türkiye'de ki hatırı sayılır rakamlarda üretilen fındık bu küçük ilçeden çıkar. Ama iyi bakmak iyi görmek lazım bu ilçeyi, her yanından bir nefes, bir tarih, bir güzellik fışkırıyor adeta....

AKTAŞ ŞELALESİ İLK DURAK OLMALI

Doğa içerisinde yeşillikler arasında 15-20 dk. lık bir yürüme mesafesi ile öncelikle havasına doyarsınız buraların. Her defasında keyifle yürüyüş yaptığım şelale güzergahında öyle fotoğraflanacak alanlar var ki yol boyunca evet işte burayı da çekmeliyim der, bolca mola verirsiniz. Tamamen doğal örtünün ritmine uygun yapılan güzergâh yolu bahar aylarında oldukça keyif verici. Şelalenin sesini 100'lerce metre uzaklıktan dahi duyarsınız , öyle debisi yüksek olur baharda... Şelaleye geldiğinizde ise hayranlık kat be kat artar. Çekim sonrası muhakkak dakikalarca oturur anın tadını çıkarmayı da ihmal etmem.

BİR BAŞKADIR SAHİL ŞERİDİ

Hiç bu kadar güzel falezleri daha önce görmemiştim diye düşündüm ilk gördüğümde. Bir anda acaba ben dünyanın neresindeyim demeliyim? Daha önce neden görmedim ki diye durdum düşündüm. Akçakoca’nın ılıman iklimi dolayısıyla Ege ve Akdeniz’in bunaltıcı yaz sıcağından kaçan tatilcilere yeşilin ve mavinin her tonunu bulabilecekleri iyi bir tatil imkânı sunuyor. Sahil boyunca geniş ve doğal plajlar, kır kahveleri, kamping alanları bulunuyor. Kıyıda su derin olmadığından, özellikle çocuklu aileler tarafından tercih ediliyor.

BALIKÇILIK BURANIN KADERİ

Marmara bölgesinin en verimli suyuna sahip bu şirin ilçe balık mevsimi açıldı mı herkes denizde. Çok profesyonel olarak yapılmasa da her evden neredeyse 1 kişi balıkçılıkla uğraşır. Uğraşmayanı varsa da emeklilikten sonra bir kayık alıp olta balıkçılığı ile geçimine bir katkıda bulunur.

FAKILLI MAĞARASINDA MİLYONLARCA YILIN OLUŞUMU

Milyonlarca yıl önce oluşan sarkıt ve dikitlerin sunduğu görsellik apayrı.... Oluşumu günümüzde hızla devam eden fakıllı mağarası son yıllarda yapılan ciddi tanıtımlarla çevresindeki illerden bir çok ziyaretçinin akınına uğruyor.

SAVAŞIN ESERİ BİR KÖY VE CAMİİ

Osmanlı Rus savaşı zamanında Artvin den gelen Hemşinlilerin yaşadığı bu köyde adeta yeşile doyduk. Köy halkı tarafından 170 yıl önce tek bir çivi dahi kullanılmadan el işçiliği ile yapılan camii ise hayranlık uyandırıyor. Tamamen ahşap olan camii ve minaresi ilçeye gelenlerin muhakkak ziyaret edip namazını özellikle burada kıldığı önemli yapılarımız arasında.