Killa Hakan: Yazdığım sözleri bana sokaklar söyledi
Almanya’da yaşayan Türk Rap müziğinineski ve en saygın isimlerinden KillaHakan, uzun bir aranın ardından kendiadını taşıyan albümüyle geri döndü.Albüm sonrası Türkiye turnesine çıkanünlü sanatçıyla çocukluğunun geçtiğiKreuzberg’i, mücadeleyle geçen hayatınıve ustası Boe B’yi konuştuk.
Önceki albümünle yeni albümün arasında dört yıllık bir boşluk var. Bu dört yıllık zaman diliminde neler yaptın?
Almanya’da yaşıyorum. Sokağa çok yakınım, hep aktifim. Geçen dört sene boyunca bir yandan hayat mücadelesi verirken bir yandan da son albümümü hazırladım. İki cephede mücadele ettim yani. Hayatın getirdikleriyle mücadele etmekten çekinen kişi ben Rap yapıyorum diyemez zaten.
Yıllar sonra tekrar konserler için Türkiye’desin. Seni gerçekten özlemiştik, buradaki sevenlerini neden bu kadar beklettin?
Ben bekletmedim, albümlerimi yaptım, insanlara sundum ve arkama bakmadım. Bir de benim hiç menajerim olmadı, Bunun da etkisi olabilir. Ben şarkımı söyleyip kenara çekilmeyi tercih ettim hep. Zaten Türkiye turnesi de biraz şansa oldu. Yani hazırlıklı ya da çalıştığım plak şirketinin organizasyonu değil. Birkaç ay önce Türkiye’ye geldiğimde "İmza günü yapalım" dediler. Ben de kabul ettim. Ve orada çok iyi enerji aldım, epey insan gelmişti. O insanlar arasında imza gününde DJ Suppa da vardı. O bana "Böyle bir turne yapalım mı?" dedi, ben de kabul ettim. Ve hayata geçirdik.
Bu ay Türkiye turnen sebebiyle yoğunsun, çeşitli illerde konserlerin var. Konserler nasıl geçiyor?
Enerji dolu ve muhteşem geçiyor. Seyirciden aldığım tepki harika. Tabii bir hareket bekliyordum ama bu kadar da bombanın bombası bir atmosfer beklemiyordum. Seyircilere çok teşekkür ediyorum. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok baba, her zaman sold out’uz.
Türkiye’de rap müzik altın çağını yaşıyor. Buradaki rap piyasasını nasıl buluyorsun?
Başta da söylediğim gibi ben Almanya’da yaşıyorum. Hep sokaktayım ve mücadele içindeyim. Bu nedenle de belirli noktaları sürekli takip edemiyorum. Ama müziğe hep devam ettim. Fırsat oldukça bakıyorum ve çok seviniyorum Rap müziğinin bu denli gündemde olmasına. Ben Rap’in çok eski zamanlarından geliyorum.
Biz Türkçe Rap yaparken "Türkçe Rap yapılır mı?" diye dalga geçiyorlardı, düşünün o günlerden geliyoruz.
Şimdi durum çok sevindirici, hele bir de konserlerimin kalabalık ve coşkulu geçmesi harika bir şey. Yıllar önce Türkçe Rap’e kimse destek vermiyordu. Sanki Türkçe rap yapmak ya da dinlemek ayıp bir şey gibiydi. Dolayısıyla günümüzde Türkçe Rap’in bulunduğu noktayı başarılı buluyorum.
Sen kimleri dinliyorsun, Rap haricinde hangi müzikleri seviyorsun?
Arkadaşlarım da benim gibi sokakta, çevrem de öyle. O anda neredeysek oranın müziğini dinliyorum. Balkan bir arkadaşın evindeysem balkan müzikleri, Arap bir arkadaşın evindeysem Arapça, Amerikalı bir arkadaşımın evindeysem İngilizce Rap dinliyorum. Ama müziği kulak altı dinleriz çünkü konuşuyoruz, sohbet ediyoruz. Her türlü müziği dinledim. Gurbetçi olduğumuz için bizim oturduğumuz yerde de gurbetçiler vardı pek çok ülkeden her tür müziği bu vesileyle dinledim. Her müziğin güzel bir tarafı var.
Son albümünde featuring yok. Neden?
Bu self title albüm. Her sanatçı hayatında bir kez öyle bir şey yapıyor. Albümün adı da Killa Hakan. Bazı şarkıları daha önce hazırlamıştım, üzerine ekleme yapıp öyle çıkarmak istedim. Seneye de güzel feat’lerden oluşan bir albüm yaparım diye düşünüyorum. Bakalım, nasip.
Sana göre en iyi albümün hangisi?
Her zaman sokaktan enerjimi alıp stüdyoya girdim. Albümlerim için "şu iyiydi" diyemem, çünkü hepsi hayatımı, hayatımın başka bir dönemini anlatıyor. Albümlerimin hepsi benim için aynı değerde. Hayatımda iyi ve kötü dönemlerim oldu, bende her zaman o an var olanı yazdım.
Çünkü ben kalbime göre müzik yapıyorum.
Elimi verir, gözümü kapatır, kalbimi açarım ondan sonra da olan olur. Bugüne kadar hep öyle geldim.
Autotune Türkiye’yi kasıp kavuruyor. Bu autotune rüzgârını nasıl değerlendiriyorsun?
Tabii ki, insanlar seviyorlarsa dinleyecekler. O da bir stil ve herkesin bir stili var. Dinlersin ya da dinlemezsin ayrı konu ama her tarza saygı göstermek lazım. Ben olumlu buluyorum. Hip Hop’u ileri götürüyorsa olmalı. Önemli olan gençlerin bir imkân daha yakalaması. Sonuçta müzik kötü bir şey değil ki.
Kreuzberg’de yaşıyorsun. Orada geçmişte Türkleri ve göçmenleri yıllar yılı senin de içinde bulunduğun "36 Boys" denilen oluşum korudu. Geçmişte Kreuzberg’de göçmenler için yaşamak hiç de kolay değilmiş, çok mücadeleler verilmiş. Peki, orada hayat şimdi nasıl?
Her şey yine başa döndü, hayat eskisi gibi oldu. Bizim eskiden "gurbetçi çocuk" değerimiz vardı. Şimdi bizi daha iyi anladılar, değerimizi anladılar, Türklerin çok iyi olduğunu anladılar. Ama adamlar ayırt edemiyor ki Türk kim, Alman kim... Aynı bakışlar, Almanya’nın yarı tarafı dazlak doldu. Bırak Türk’ü yabancı görmek istemiyorlar. Yine problem, yine stres…
Müziğinde yaşadığın zorlukları, dertleri anlatıyorsun. Ama bunu yaparken de depresif bir şekilde yapmıyorsun. Sözlerinde umut da her zaman var. Hiç karamsarlığa kapıldığın olmuyor mu, moralin bozukken kendini nasıl motive ediyorsun?
Bizim gibi insanlar böyle şeyleri tanımaz. Sokakta hayat hızla akıp geçiyor, karamsarlığa kapılacak dakikamız, saniyemiz yok. Benim içimde motivasyon panzehri var. Oturduğum yer güllük gülistanlık olur. Enerji veririm, bu yüzden beni çok severler. Yıllardır mücadele ediyoruz. Vücut alışmış artık, kendiliğinden motive oluyorum. Ben sabah şarkı söyleyerek, rap yaparak kalkıyorum. Yüksek moralle uyanıyorum, ne olursa olsun hayata güzel bakıyorum. Ben yatmış, çıkmış, bir sürü problemler görmüş adamım. Diyorum ki ne kadar çok yaşarsan o kadar güzel. Her dakikayı tat diyorum, hayatı öyle görüyorum.
Senin hayatında rahmetli Boe B’nin büyük yeri ver. Onunla nasıl tanıştın? Ve müzik yapmaya karar verdiniz?
"Boe B" bir taneydi, ustamdı. Beni bu hayata o soktu, yoksa ben harbi sokaktım. Onunla senelerimi geçirdim. Vefat ettiğinde 28 yaşındaydı. Ondan sonra ben devam ettim. Onun ne kadar iyi bir insan olduğunu ve Rap’i ne denli iyi bildiğini biliyorum. Ruhu şad olsun.