Joker: Hip Hop benim hayatım diyen çocukları banka hesapları ele geçirdi

ALİ MERT ALAN
Abone Ol

Yıllardır üreten, emek verenve iyi işlere imza atan Jokerile dünyada olduğu gibiTürkiye’de de yükselişegeçen rap müziği ve buseneki planlarını konuştuk.O da her zaman olduğu gibisözünü sakınmadan, lafıdolandırmadan kalbindengeçenleri bizimle paylaştı.

Hip hop kültürünün içine yıllar yıllar önce grafitiyle girdin. Peki, rap müzik yapmaya nasıl başladın?

Kendi müziğimi yapmamı tetikleyen asıl gerçek, bir kültürün doğuşuna tanık olmak, onun bir parçası olduğunu hissetmek ve Rap’in tamamen gerçeklerden bahsetmesiydi. Grafiti yaptığımız dönemde hatta öncesinde de bir toplum baskısı vardı ve aslında bu bir başkaldırıydı. Bir tarafta hayatın gerçekleri ve bitmeyen bir mücadele diğer tarafta da rap vardı. Ben sadece kalemi elime aldım.

6 Eylül 1987 tarihinde Eskişehir'de doğan Mete Erpek, 2002 yılında Bulgaristan'dan edindiği breakdance videoları ve kasetler sayesinde hip hop kültürüyle tanıştı.

Açıklamaların ve şarkı sözlerin Rapçilerle polemik yaşamana neden oluyor. Bu karşılıklı diss’leşmelerin sonu nereye varıyor. Aranızda konuşup konuyla ilgili son noktayı koyuyor musunuz, yoksa gerginlikler devam ediyor mu?

Rap müzik hayatın kendisidir. Siz nasıl ki biriyle husumet içindeyseniz ve konuşup hâlletme, nokta koyma ya da koymama gibi seçenekleriniz varsa burada da işler o şekilde yürüyor. Ama ben zarar vermek istediğimde bunu en iyi kafiyelerle yapabildiğimi düşünüyorum çünkü kafiyeler daha kalıcı hasar bırakıyor.

Türkiye’de Rap müzik yapan çok müzisyen var. Ama "Biz Bize" programında "Çok az insanı Rapçi olarak görüyorum" dedin. Kimleri rapçi olarak görmüyorsun?

Saymakla bitmez (gülüyor). Doğrusu ben Rap’çilik olayını biraz daha "Bizim oğlan da repçi" kalıbından kurtarmanın peşindeyim. Çünkü o ablanın oğlanı Rap’çi değil, muhtemelen hiç de olamayacak. Çünkü sadece Rap söyleyebilmek kimseyi Rap’çi yapmaz. Olayın püf noktası MC’dir. Yani gerçekten Hip hop olan, görebilen, sorgulayabilen ve lirikleriyle harikalar yaratan bir makine. Eğer sen mikrofonu kontrol edemiyorsan, olaya hâkim değilsen Hip hop’la bir alakan yoktur.

Rahatsız olduğun konuları müzikle dile getiren birisin. Türkçe Rap’te seni neler rahatsız ediyor?

Son zamanlarda -ki bu yaklaşık 1 senedir kafamı meşgul ediyor- Hip hop konusunda ihanete uğramış gibi hissediyorum. Bu beni güçlendiriyor, omuzlarımdaki yükün arttığını hissederken insanların, ortamın ve kültürün değişimini seyrediyorum.

Hip hop konusunda neden kendini ihanete uğramış hissediyorsun?

2 yıl boyunca graffiti ile uğraştı.

Çünkü her ne kadar "artık Türkçe Rap’i herkes biliyor!" manşetleri atsalar da şu an popüler olan şey Trap müzik. Bana Trap, içerikleri boş ve birbirinin aynı geliyor. Bundan birkaç yıl önce Rap’çilerin "popüler olmuş, ürün hâline gelmiş" şeylere karşı bir tavrı vardı.Daha gerçek hikâyeler duyabiliyorduk.

Şu an bütün mesele "sex, drugs, money" üçgeninde ilerliyor. Herkesin Rolexleri, kadınları ve çok parası var.

Bir anda tüm "Hip hop benim hayatım" diyen çocuklar bol pantolonları bırakıp dar paçalarını çoraplarının içine soktular.

Tabii bir de internette şebeklik yaparak fenomen olan kesim Rap söylemeye başladı ve bütün gününü bilgisayar başında geçiren, oksijen tüketmekten başka hiçbir şey yapmamış insan fazlalıkları buna çok sevindi. Doğal olarak bu sahte mutluluk havası beni ve bu kültürün gerçekten içinden gelen emekçileri geriyor. Ayaklarımızın yere basması gerek. Popülaritemiz artsın diye içeriğimizi katletmemize gerek yok. Kısacası ben Rap’in herkes tarafından giyilmiş geçici bir moda olmasındansa karanlık tarafta gerçek kalmasından yanayım.

Hak ettiğin noktada olduğunu düşünüyor musun?

Türkiye denkleminde hak edilen nokta, bizi eleştirdiğimiz şeyin tam kucağına sürükler. Yani hak ettiğimiz yerde olduğumuzu ya banka hesabımızdaki paradan ya da yaptığımız işten ne kadar taviz verdiğimizden anlayabiliriz. Çünkü sanat asla hak etmez, sanatçı hak ettiğini alamadığı için sanatçıdır hâlâ. Bu dünyaya nasıl baktığınızla alâkalı tabii. Kendimi hak ettiğim yerde olmamak için mücadele etmeye şartladım ve bu paradoks bana o gücü veriyor. Hak etmek diye bir şey yok yani. Bulunduğum yerse çok sağlam çünkü ben dinleyicimle bir bütünüm.

Massaka’nın geçtiğimiz ay yayınlanan “Hightech” isimli çalışmasında Sansar Salvo ve Defkhan’la birlikte sen de vardın. Bu şarkı nasıl ortaya çıktı, Massaka’yla yolun nasıl kesişti?

Şarkı ile ilgili teklif bana Defkhan’dan geldi ve tanışmamıza vesile oldu. Ben altyapıyı duyar duymaz "çok iyiymiş" dedim. Bu noktada Dadaş Beats’in hakkını vermek lazım. Yaklaşık 2 saat sonra demo Massaka’daydı yani çok hızlı gelişti benden yana olay. Tabii bu da enerjimize yansıdı ve böyle güzel bir kolektif çalışma dinamiği yakaladık.

Hazırda bekleyen şarkıların var. Bunları ne zaman dinleyiciyle buluşturacaksın?

Tarih vermek zor fakat net olarak şunu söyleyebilirim: Piyasa için hızlı ve etkili çözümler olacak.

2004 yılında kendi stüdyosunu kurdu ve

Sen lafını esirgemeyen birisin. Uzun yıllardır da Rap müziğin içindesin, bu işin emektarlarındansın. Yazdığın sözlerle ilgili olarak pişmanlık duydukların var mı?

Liriklerimle ilgili "keşke" diyen biri değilim, yaptıklarımın sonuçlarına katlanırım. Eğer bir laf ettiysem mutlaka bunu hak etmiş bir muhatap vardır. Onun dışında şarkılarım beni pişman etmek için değil, uzun yıllar dinlenmek için varlar.