İstanbul'un mutlaka görülmesi gereken 6 sokağı
Yahya Kemal’in, “Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer” diyecek kadar çok sevdiği İstanbul; tarihte peygamberlerin, imparatorların, gezginlerin, sanatçıların ve içinde yaşamış olan herkesin kalbine işlemiş büyülü bir şehir. Kiliselerinden görkemli camilerine, sarnıçlarından çeşmelerine, hisarlarından saraylarına kadar kadim bir tarihi 21. yüzyılda bile bize anlatan bir Dersaadet. Lalenin, erguvanın, çınar ağaçlarının, göçmen kuşların, bin bir çeşit kültürün, edebiyatın, sanatın, tarihin, yeni bir çağın, umudun şehri İstanbul. Osmanlı başta olmak üzere imparatorlukların yüzyıllarca başkenti olmuş, tarihin nefesini her daim hissettiren bu yedi tepeli şehri yıllarca gezsek, yazsak ve okusak da her zaman bilinmemiş bir köşesi, görülmeyen bir güzelliği bir yerlerde bizi bekliyor olacaktır. Biz de bu yazımızda, bilinmeyen hiçbir köşesi kalmasın niyetiyle, bu kadim şehri keşfetmek isteyen sizleri İstanbul’un tarihi sokaklarına davet ediyoruz.
1. Kariye Türbesi Sokak, Fatih (Edirnekapı)
Fatih’in Edirnekapı semtinde, 16 yüzyıllık tarihi bir geçmişe sahip olan, hem Doğu hem de Batı kültüründe mistik bir anlama sahip olan çok eski bir sokak burası. Doğu Roma İmparatorluğu zamanında 6. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Kariye Camii iki girişini de birbirine bağlayan Arnavut kaldırımlı bu sokağa ismini veren ise caminin hemen yanında bulunan İslam âleminin büyük sahâbîlerinden Ebû Saîd el-Hudrî hazretlerinin türbesidir. “Eski köy” anlamına gelen Kariye kelimesiyle anılan bu mevki, her anlamda eski İstanbul’un ve her iki imparatorluğun izlerini üzerinde taşıyor. Bu sokak, aynı zamanda Türk dizi ve filmlerinin de geçmişten beri vazgeçilmezi.
2. Ayşe Kadın Hamamı Sokak, Fatih (Süleymaniye)
Bu listede bu sokağın yer almasının en büyük sebebi, sokağın kendisinin güzelliğinden ziyade, Süleymaniye Camii’ne bakan en güzel noktaya ev sahipliği yapmasından ve yaşadığımız yüzyılı unutturacak kadar tarihi bir perspektifi sunuyor olmasındandır. Bu muhteşem atmosferi yaşayabilmek için, Ayşe Kadın Hamamı Sokak ile Kanuni Medresesi Sokağının kesiştiği noktada durmanız ve Süleymaniye’ye bakmanız gerekmektedir. UNESCO Dünya Belleği’ne giren ve dünyanın en önemli yazma eser kütüphanelerinden olan Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi’nin daracık duvarları arasından Süleymaniye’nin kubbesinin gökle buluştuğu manzarayı izlemek, İstanbul’da mutlaka yaşanması gereken bir deneyim.
3. Cezayir Sokağı, Beyoğlu
İlk ve resmi ismi Cezayir Sokağı olmasına rağmen Fransız bir şirketin, sokağı restore ettirdikten sonra bu şekilde isimlendirilmesiyle bu sokağın Fransız Sokağı olarak anılmaya başladığı biliniyor ancak günümüzde Fransa’nın politik tutumları nedeniyle, yeniden Cezayir Sokağı olarak anılıyor. Beyoğlu ve Tophane’yi birbirine bağlayan, her iki yanında kafelerin yer aldığı merdivenli ve yokuş bir sokak burası. Mimarisi, kültür merkezi ve kafelerinde satılan ürünlerle sokak, Fransız kültürünün bir yansıması. Özellikle Beyoğlu girişinden baktığınızda, pembe ve kırmızı ağırlıklı tonlarıyla rengârenk bir karşılama sunan Cezayir Sokağı, akşamları ise bin bir çeşit ışıklarla donatılıyor. Hem bir yaşam alanı hem bir yaya yolu oluşu ve renkli işletmeleriyle dünyada pek azına rastlayabileceğiniz bu sokağın Beyoğlu girişinden başlayarak keşfetmelisiniz.
4. Galip Dede Caddesi, Beyoğlu
Beyoğlu’nda, ismi bir mana taşıyan, özelliği ile öne çıkan ve tarihiyle kıymete değer sokaklardan/caddelerden birisindeyiz: Galip Dede Caddesi. Bu isim, Divan edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Şeyh Galip’e atfen koyulmuş. Ayrıca şairin mezarı da, caddenin başında bulunan ve 15. yüzyılda yaptırılmış Galata Mevlevihanesi’nde bulunuyor. Osmanlı modernleşmesi ile birlikte 1800’lü yıllarda hüviyet kazanan cadde, 1980’lerden itibaren Türkiye’deki furyanın da etkisiyle müzik aleti satışı yapan mağazalarla donatılmıştır. Öyle ki, burası "İstanbul’un en büyük müzik marketi" unvanıyla da anılmaya başlamış. Bu sokağın hakkını verebilmek için caddenin İstiklal Caddesi girişindeki Galata Mevlevihanesi Müzesi’ni dolaşmalı, sokak müzisyenlerine kulak vermeli, müzik mağazalarının vitrinlerine göz atmalı, Yaba Yayınları ve Galata Kitabevi’nin mis kokulu kitaplarını incelemeli, belki bir sokak lezzeti tatmalı, yolun ortasında Galata Kulesi’ne selam vererek bir kafede dinlenmelisiniz.
5. Soğukçeşme Sokağı, Fatih (Sultanahmet)
Ayasofya Camii ve Topkapı Sarayı’nın arasında bulunan ve trafiğe kapalı olan sokak, ismini 3. Selim döneminde bu sokakta yer alan, 1800 yılında yapılmış bir Türk çeşmesinden alıyor. Bünyesinde erken dönem Bizans su sarnıcı ile rengârenk cumbalı ahşap evleri barındıran sokak aynı zamanda İstanbul araştırmacıları için geniş bir kaynak sunan İstanbul Kitaplığı’na da ev sahipliği yapıyor. Bu sokaktaki evler, sokağın bir tarafına dizilerek sırtlarını Topkapı Sarayı’nın duvarlarıyla buluşturuyor ve evlerin cepheleri ise Ayasofya Camii’ne bakıyor. Bahar aylarında, Soğukçeşme Sokağından geçerseniz, cumbalı evlerinin arasında pembe, turuncu ve sarı tonlarla bezenmiş mis kokulu çiçekleri de görebilirsiniz.
6. Perihan Abla Sokağı, Üsküdar (Kuzguncuk)
Perihan Abla Sokağı; renkli ve eski evleri, nostaljik ve huzur veren görünümüyle ziyaretçilerinin yanı sıra yönetmenlerin de favori sokağı. Birçok dizi ve filmin mekânı olan sokak, ismini 90’lı yılların en popüler dizilerinden “Perihan Abla” dizisinden alıyor. Tarihi binalara ve harika bir atmosfere sahip olan sokağın renkli ve bir o kadar dingin görüntüsü sizleri geçmişe bir yolculuğa çıkaracak ve attığınız her adımda bir başka bir dizinin parçasıymış gibi hissettirecek. Üsküdar’ın rengarenk ve nostaljik bir semti olan Kuzguncuk’ta yer alan sokak, mutlaka görmeniz ve bir hatıra fotoğrafı çekilmeniz gereken tarih kokan sokaklardan. Üstelik Kuzguncuk’ta bir kahve içmek için en güzel bahanelerden biri.