Evliya Çelebi'nin babasından 400 yıllık seyahat öğütleri
Dünyaca ünlü seyyahımız Evliya Çelebi’nin kendi deyişiyle 51 yıl ara vermeksizin Orta Avrupa, Balkanlar, Kırım, Kafkasya, Anadolu, Mısır ve Arabistan’a yaptığı seyahatlerin başlangıcındaki rüyayı hepimiz biliriz: 19 Ağustos 1630’da İstanbul’da Ahî Çelebi Camii’nde gördüğü ve “Seyahat ya Resulallah” dediği o meşhur rüya.
Dünyaca ünlü seyyahımızEvliya Çelebi’nin kendi deyişiyle51 yıl ara vermeksizin Orta Avrupa, Balkanlar, Kırım, Kafkasya, Anadolu, Mısır ve Arabistan’a yaptığı seyahatlerin başlangıcındaki rüyayı hepimiz biliriz: 19 Ağustos 1630’da İstanbul’da Ahî Çelebi Camii’nde gördüğü ve “Seyahat ya Resulallah” dediği o meşhur rüya.
Bu rüyadan sonra Evliya Çelebi, evvela İstanbul’u bir baştan bir başa dolaştı. İstanbul dışındaki ilk seyahatini ise babasından izin almadan Bursa’ya yaptı. Bursa’dan döndükten sonra Evliya’ya seyahat izni verdiğini söyleyen babası, “kulağına küpe eyle” diyerek bazı öğütler de sıraladı:
- “İki kişi söyleşirken dinleme, ekmek ve tuz hakkını gözet, namahreme bakıp ihanet etme. Davetsiz bir yere varma, varırsan güvenilir yerde dürüstlere var. Sır saklar ol her mecliste duyduğun sözleri sakla. Evden eve dolaşıp söz gezdirme, kınamaktan, kovuculuktan ve çekiştirmekten uzak ol. İyi huylu ol, herkesle güzel geçin, inatçı ve sivri dilli olma. Senden ulular önünde gitme, ihtiyarlara saygı göster. Devamlı temiz olup yasaklanmış her kötülükten kaçın. Beş vakit namazını kıl, iyi hâlli ol, ilimle meşgul ol. Daima zarif olup tok gözlü ol. Eline giren malı israf etme, kanaatle geçin. Gezip dolaştığın yerde büyük velileri ziyaret et. (Seyit Ali Kahraman, Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nden Seçmeler, YKY, 2012)”
Uzun nasihatlerinin sonunda babası oğluna bütün ziyaretgâhları, her diyarda olan ovaları, çölleri, yüce dağları ve taşları, ağaçları ve yöreleri özellikleriyle kaydetmesini; havası ve suyunu, görmeye değer eserleri ve kalelerini fatihleri, yapıcıları ve büyüklükleriyle yazıp Seyahatnâme adıyla bir kitap telif etmesini söylüyor. Babası bu öğütlerin ardından oğluna bir heybe içinde 12 nefis kitap ve iki yüz altın harcırah verir, alnından öper.
Yani 1630’lu yıllarda İstanbul’dan başlayarak 1681’e kadar yaptığı seyahatleri anlattığı 10 ciltlik Seyahatnâme’yi bir bakıma Evliya’nın babasına borçluyuz. En az Evliya Çelebi kadar onun da adı bilinmeye değer bu yüzden: Derviş Mehmed Zılli Efendi, Topkapı Sarayı kuyumcubaşısı.