Eski dünyanın şarkısı: Dünyadan tapınaklar
Hatşepsut Tapınağı, Mısır
Bu tapınak, M.Ö. 1458 yılında ölen 18. Hanedan Kraliçe Hatşepsut için inşa edilmiş. Yapının aynı anda hem mezar hem de tapınak olması, kendi döneminde şahsına münhasır bir tapınak kılmış Hatşepsut’u.
Yeni Krallık döneminde inşa edilen yapılar gibi kireç taşından yapılmış olan tapınak, mimarisiyle yerel halk için de turistler için de oldukça dikkat çekici. Mısır’da “Deril El-Bahri” olarak anılan tapınağın Arapçadaki adı, “Kuzey Manastır Tapınağı” anlamına geliyor. Üç terastan oluşan tapınağın duvarlara oyulmuş resimleri eski mit ve efsaneleri çağrıştırıyor.
Amada Tapınağı, Nübye
Nübye (Nûbe)’de bulunan en eski Mısır tapınağı, Amada Tapınağı’dır. M.Ö. 1500 yılında Firavun Thutmose III tarafından inşa edilen tapınak, firavunun dine olan bağlılığını ve gücünü sergilemesi amacıyla Amun-Ra ve Ra-Horakhty tanrılarına adanmış. Yapı, ana salon, ibadethane ve avlu olmak üzere üçe ayrılır. Seneler içinde birçok kez restorasyon geçiren tapınak 1960-1970 yılları arasında Nasser Gölü’nün yükselmesi tehlikesi nedeniyle 2,5 kilometre uzağa taşınmış ve 1979 yılında ise UNESCO Dünya Mirası Listesine girmiştir.
Göbeklitepe, Türkiye
“Dünyanın bilinen en eski yapısı” unvanını taşıyan Göbeklitepe, Şanlıurfa’nın kuzeydoğusunda, Örencik köyünde yer alıyor. Tarihi M.Ö. 9600-9500 yıllarına dayanan Göbeklitepe, taş sütunlar ve bir dizi dairesel yapıdan oluşuyor; bu sütunlar dünyanın bilinen en eski megalitleri. Dairesel yapının içindeki dikili taşların üzerinde kabartmalar şeklinde insan, el, kol, hayvan figürleri ve çeşitli soyut semboller görülüyor.
Göbeklitepe Arkeolojik Sit Alanı’nın bir tapınak olarak nitelendirilmesi, bölgede yaklaşık 20 adet tapınağın tespit edilmiş olmasından kaynaklı. Göbeklitepe’de bulunan tarihi yapıların yanı sıra Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde bu bölgeden çıkarılan pek çok taş ve heykeli de görmek mümkün.
Ġgantija, Malta
Ġgantija, diğer adıyla Devin Kulesi, Malta’nın Gozo adasında yer alan bir tapınak kompleksi. İlk tapınağın Neolitik Çağ’da inşa edildiği sonucuna varıldığı için bir Neolitik tapınak kompleksi deniyor buraya. Dünyanın en eski dini yapılarından biri olan Ġgantija’nın duvarlarındaki figürler ve etrafındaki heykeller nedeniyle Tanrı'dan verimlilik istemek için yapıldığı düşünülüyor. Bölgede yaşayan halkın bir kısmı ise bu yapıları dişi bir devin inşa edip tapınak olarak kullandığına dair mitolojik bir hikâyeyi benimsiyor.
Çoğa Zenbil, İran
1935 yılında İran’ın Huzistan bölgesinde petrol bulmak için keşif uçuşu yapan araştırmacılar, dikkatlerini çeken bir tepeye denk geliyorlar. Bu hadise üzerine tepede kazı çalışmaları başlıyor ve orada Mezopotamya bölgesinin dışındaki en iyi korunmuş zigguratın gömülü olduğu ortaya çıkıyor. Yerel halk, bölgeyi “Choga Zanbil” (sepet şeklindeki höyük) olarak biliyormuş; resmi adı da aynı kalmış.
Kazı işlemleri için bölgeye gelen Fransız ekibi, höyüğün M.Ö. 13. yüzyılın başlarında hüküm süren Elam Kralı Untaş-Napişira’nın inşa ettirdiği Untaş Şehri olduğunu bildirmiş. Çoğa Zenbil tapınağı sayesinde İran’ın en eski topluluklarından birinin kültürü, inancı ve ritüellerine dair pek çok yönden bilgi sahibiyiz bugün.
Ħal-Saflieni Katakompu, Malta
Malta’nın Paola şehrinde bulunan yeraltı yapısı, M.Ö. 3300-3000 dönemine ait Neolitik bir yeraltı tapınağı. Genellikle yeraltı anlamına gelen ve “hypogeum” adıyla anılan tarihi yapı 7 binden fazla kişinin kalıntılarını taşıyor. Tunç Çağı’nın yeraltı yapısına ait bilinen tek eser olan tapınak, 1902 yılında bir usta tarafından tesadüfen fark edilmiş. Geçmişte bir tapınak olarak inşa edilip zamanla âdeta bir nekropole dönüştüğü biliniyor. Harç kullanılmaksızın devasa taş bloklardan inşa edilen megalitik duvarlı yapının halk arasında neden “labirent” olarak anıldığı fotoğraflara bakınca daha iyi anlaşılıyor. Günde yalnızca 60-80 kişinin ziyaret edebildiği katakomba girmek için önceden randevu almak elzem.
Stonehenge, İngiltere
Bir dikili taş halkasından oluşan yapı İngiltere’deki en yoğun Neolitik ve Tunç Çağı anıtları kompleksinin orta kısmında yer alıyor. Stone/henge adının İngilizcedeki kökenleri “taş” ve “asmak”. Yaklaşık 4,1 metre yüksekliğinde ve 2,1 metre genişliğindeki dikili taşlarda iki çeşit taş kullanılmış: Sarsen ve bluestone. İngiltere’nin Wiltshire şehrindeki Stonehenge anıtının hangi amaçla yapıldığı anlaşılamasa da eskiden çevresinde dini yapıların olduğu bilinmektedir.
İngilizlerin kültürel bir simgesi hâline gelen Stonehenge’in M.Ö. 3000 ile M.Ö. 2000 yılları arasında yapıldığı düşünülüyor. 1986 senesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren anıt, Kraliyet’e ait olduğu ve tarihi anıtları koruma yasası kapsamında korunduğu için titizlikle yönetiliyor.