Eski bir yarenle yeniden karşılaşmış gibi hissediyorum

SKYROAD
Abone Ol

“Bakmayın bu halime Ben daha büyümedim. Annem öptüğünde geçen, o yaralarımı özledim.” Bu dizeler 37 yıl sonra yeniden stüdyoya giren Işıl Yücesoy için, Saadettin Dayıoğlu tarafından yazıldı. Müziği Sonay Yağız’a düzenlemesi ise Tansel Doğanay’a ait. Yücesoy’un deyimiyle, biri hayatını onunla birlikte yaşasaydı ancak bu kadar iyi ifade edebilirdi. Adı gibi “Zamansız” olma iddiasındaki albüm, sanatçıyı yalnızca oyunculuğu ile tanıyan hayranlarına büyük bir sürpriz ve keşif olacak gibi görünüyor.

Bu güzel sürprizi neye borçluyuz Işıl Hanım?

Aslına bakarsan hiçbir şekilde aklımın ucunda olan bir şey değildi. Benim için bitmiş olan bir şey bitmiştir ama demek ki bazen bitmiyormuş.

Bu noktada Hakan Eren (Ossi Müzik / Albümün Yapımcısı) faktörü devreye girmiş olmalı. Sizin gibi değerli sanatçıları genç nesil ile buluşturma konusunda kendisinin üzerine yoktur… Eğer bugün 45’likler yeniden dinleniyorsa, ona çok şey borçluyuz. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Kesinlikle öyle. Hakan Eren bana ilk kez bu teklifle geldiğinde, “Oğlum sen aklını mı oynattın, bu yaşta, bu kiloda, fıstık gibi kızlar varken nasıl şarkı söylerim dedim” (gülüyor). Sonra beni o kadar güzel ikna etti ki; “Tamam varım bu işe” dedim.

Hangi fikirlerle yola çıktınız?

Önce “cover” fikrinden yola çıktık, sonra bu albüm için özel olarak bestelenmiş yepyeni bir şarkı olan “Büyümedim” şarkısından hareket ettik. Sözleri Saadettin Dayıoğlu’na, müzikleri Sonay Yağız’a ve düzenlemesi Tansel Doğanay’a ait olan şarkının Türk Pop Müziği’nde yepyeni bir klasik olacağını düşünüyorum.

“Büyümedim” sizin için yazılmış bir şarkı, sözlerini ilk kez okuduğunuzda neler hissettiniz?

Sözlerini duyduğum zaman dehşete düştüm. Bir şarkı bu kadar mı benim hayatımı anlatabilir, diye düşündüm. Çok da severek okudum. Albümün genelinde bir soft-caz havası ve feminizm kokusu var. Artık 3. sayfa haberi görmek istemediğimizi bağıran bir albüm oldu.

Klip çekimi nasıl geçti?

Klip çekiminde şarkıyı daha hızlı okumam istendi. “Ayol siz delirdiniz mi, olur mu öyle şey, gözyaşımı da mı hızlı akıtacağım? Asla olmaz, duygu duygudur.” dedim. Bir daha da kimse teklif edemedi, (gülüyor).

Sahip olduğum hiçbir branşıma ihanet etmiyorum.

Son plak kaydınız için 1979 yılında stüdyoya girmiştiniz, keşke bu kadar ara vermeseydim diye düşündünüz mü?

Aslında çalıştığım tüm kulvarlar bir yerde birbirine bağlı. Aradan geçen 37 yılda müziği hep çok yakından takip ettim. Kendimi, ruhumu ve ritmimi genç tutmaya çalıştım. Dolayısıyla çok da ara verdim olarak kabul etmiyorum. Şimdiye kısmetmiş diyebilirim.

Geçen sene Çağan Irmak filmlerinin şarkılarından oluşan özel konserde yeniden sahneye çıkmıştınız. O konser bir milat oldu diyebilir miyiz?

O gün daha sahneye çıkmadan, provalarda ne kadar özlediğimi fark etmiştim. İyi ki öyle bir konsere davet edildim. İyi ki oradaki genç arkadaşlarımla bir araya geldim. Benim için çok özel bir konserdi.

Özellikle “Issız Adam” filminden sonra bir 45’lik şarkılar furyası başladı…

İyi ki Çağan Irmak gibi bir adam çıktı. Onun en büyük özelliği unutulan değerleri yeniden ortaya çıkarmaktır zaten. Çağan, gözlem yeteneği çok iyi olan çok önemli bir rejisör… Bence günümüzdeki gençlerin aslında göründüğü gibi olmadığını hissetti ve onlar için bir film yaptı. 35 yıl sonra benim canım arkadaşım Ayla Dikmen’i yeniden hatırlattıysa ve o yıldan sonra doğan çocukların büyük bir kısmına “Ada” ismi konduysa bu onun ne kadar iyi bir yönetmen olduğunu anlatmaya yeter de artar bile.

Çağan Irmak ile düet yapacağınız şarkıya nasıl karar verdiniz?

Çağan’a; “Benimle düet yapmak istediğin şarkıyı kendin seç” dedim. O da, “Zamansız” üzerinde durdu. Sevgili Işın Karaca’nın daha önce çok güzel okuduğu, Suat Suna bestesi olan benim de çok sevdiğim bir parça. Stüdyoda iki ya da üç kere okuduktan sonra şarkı zaten hazırdı. Hiç zorlanmadık çünkü aynı noktaya aynı sevgiyle bakıyorduk.

“Zamansız”, albüme adını veren şarkı aynı zamanda…

Sahip olduğum hiçbir branşıma ihanet etmiyorum. İstifa etmiyorum. Hangi köşe başında ne iş yapacağı belli olmayan biriyim. Onun için “Zamansız” olmak istiyorum.

İzleyicimle göz göze gelmeyi çok istiyorum.

Bu sözünüzden yeniden albüm yapma nedeninizi de anlamış oluyoruz aslında…

Bu albüm sayesinde, eski dinleyicilerim ve gençlerle buluşmaktan başka hiçbir temennim yok. Sevdalı eski bir yarenle buluşmak gibi benim için... İçime sinen bir albüm oldu. Çok isterim ki geleceğe kalsın ve gençlerin de arşivinde bulunsun. Bunlar hep benim umutlarım. Bu albümü yapmaktaki amacım buydu.

Çağan Irmak’ın yanı sıra Yeşim Salkım ve Cenk Eren ile yaptığınız düetler de çok beğeniliyor.

Evet, ses renklerimizin çok yakın olduğunu ve birbirimize çok güzel eşlik ettiğimizi düşünüyorum. Yeşim’le daha önce kendisinden dinlediğimiz, sözleri Seda Akay’a, müziği Cenk Taşkan’a ait olan “Meğer”i okuduk. Tam bir kadın şarkısı, aşk acısı yaşayan ama her şeye rağmen dimdik duran bir kadının hikâyesini anlatıyor. Cenk’le okuduğumuz şarkı “Güneşimi Kaybettim” ise Mithat Körler’in seslendirdiği bir parça; sözleri Aşkın Tuna’ya, müziği ise Aydın Sarman’a ait. O da terk edilişin burukluğunu anlatan hüzünlü bir şarkı. Birbirimizi çok güzel tamamladığımızı düşünüyorum. Ayrıca bu vesileyle düet yaptığımız tüm arkadaşlarıma ve albümde emeği geçen herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Koşulsuz şartsız koşup geldiler, bende onları hayatım boyunca başımın üstünde taç edeceğim.

Yeni sezonda konser planları var mı?

Konser olmazsa eksik kalır. İzleyicimle göz göze gelmeyi çok istiyorum. Önümüzdeki çalışmamız tamamen bu yönde. Anılardan şarkılar konseptli “Işıl Yücesoy Akustik” adında bir de program yapmak istiyoruz. Bu albümü keyifle yaptım hayatım boyunca onurla taşıyacağım.

Harika, güzel haberi de aldığımıza göre artık sizinle ilk konserinizde buluşmak üzere diyebilirim…

Hitap ettiğiniz tüm okuyucularınıza saygı ve sevgilerimi gönderiyor, herkese iyi seyahatler diliyorum. Yaşadıkları her anın keyfini çıkartsınlar…