Eğri Kapı'dan Ayvansaray'a Sahabe Türbeleri
11 Mayıs 330 yılında Bizans İmparatoru Konstantintarafından resmi açılışı yapılan İstanbul’un dünyatarihinde önemli bir yere vardır. İstanbul, Osmanlılartarafından fethedildiği 29 Mayıs 1453 tarihine kadarpek çok devletin muhasarası altında kalmıştır.Persler, Batı Hunlar, Bulgarlar, Ruslar ve Araplar gibifarklı bölgelerden gelen devletlerin ortak amaçlarıİstanbul’u ele geçirmek olmuştur.
Hz. Peygamberin müjdesi üzerine harekete geçen Müslümanlar İstanbul’u ele geçirmek için Emeviler ve Abbasiler döneminde seferler gerçekleştirmiştir. Hz. Muaviye döneminde, 668 senesinde gerçekleşen ilk İstanbul seferine Hz. Peygamberin müjdesine nail olabilmek için Hz. Hüseyin, Ebu Eyyüb el-Ensari, Abdullah b. Abbas, Hz. Hafir, Ebu Şeybe el-Hudri, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Zubeyr başta olmak üzere pek çok sahabe katılmışsa da başarısız olunmuş, İstanbul’un güçlü surları geçilememiştir. Sonraki yıllarda Müslümanlar tekrardan İstanbul’u kuşatmayı başarsalar da zafer elde edememişlerdir.
29 Mayıs 1453 senesinde Osmanlılar İstanbul'u fethedince Müslüman kuşatmalarıyla surlara kadar gelen ve şehit olan sahabelerin mezarları keramet sahipleri tarafından bulunmuştur. Osmanlı döneminde surların manevi koruyucuları olan bu sahabeler için türbe ve mezar anıtı inşa edilmiştir. Söz konusu sahabelerden en meşhuru şüphesiz Ebu Eyyüb el-Ensari’dir. Günümüzde Eyüpsultan İlçesi’nde yer alan ve yer aldığı ilçeye adını veren sahabenin türbesi İstanbul’da en fazla ziyaret eden türbelerden biridir. Fatih İlçesi’nin Eyüpsultan İlçesi ile olan sınırında pek çok sahabe medfundur. Bölgede yer alan sahabe kabri sayısı Müslümanların özellikle bu bölgeden şehre girmek için mücadele ettiğine işarettir.
- Bu yazımızın konusunu Fatih ilçesinin batısını sınırlandıran kara surlarındaki Eğri Kapı’dan Ayvansaray’a uzanan sur hattının yakın çevresindeki sahabe türbeleri oluşturmaktadır.
Hz. Hafir Türbesi
Sultan I. Mahmud döneminin saray ağalarından Beşir Ağa tarafından bulunan kabrin günümüzde türbesi Sultan II. Mahmud döneminde, 1835 senesinde inşa edilmiştir. Şehir dışından Eğri Kapı’ya bitişik bir şekilde inşa edilen türbenin beden duvarlarının bir kısmını sur duvarları oluşturmaktadır. Yakın bir zamana kadar üstü kapalı olan türbenin günümüzde üstü açıktır. Kaynaklarda yer alan bilgilere göre Ebu Eyyüb el-Ensari’nin yeğeni olarak rivayet edilen Hz. Hafir dayısıyla birlikte gerçekleşen muhasaraya katılmış ve şehit düşmüştür.
Hz. Abdussadık Amr b. Same Türbesi
Hz. Hafir Türbesi’nin gerisinde yer alan Hz. Abdussadık Amr b. Same Türbesi mezarlığın içinde yer almaktadır. İlk kuşatma sırasında şehit düştüğü rivayet edilmektedir. Şehit düştüğü yere yapılan türbe yakın zamanda yenilenmiştir. Mezar taşına göre ilk türbe 1790 yılında tamir edilmiştir.
Hz. Abdullah el-Hudri Türbesi
Şehir içinden surlara bitişik olarak inşa edilen türbe 19. yüzyılda bir türbe-tekke statüsünde kayıtlıdır. Günümüzde sadece türbe olarak kayıtlara geçen yapının üstü çatıyla kaplıyken günümüzde açıktır. Türbe son şeklini 1994 senesindeki onarımda almıştır.
Hz. Ebu Şeybe el-Hudri ve Hamdullah el-Ensari Türbesi
Kaynaklarda Hz. Peygamberin süt kardeşi olarak anılan Hz. Ebu Şeybe el-Hudri ilerlemiş yaşına rağmen sefere katılmış ve İstanbul surları önünde şehit olmuştur. İstanbul’un fethine katılarak bu uğurda şehit olan Osmanlı askerlerinin yer aldığı Toklu Dede Haziresinde bulunan türbe Sultan II. Mahmud devrinde yapılmıştır. Türbede Hz. Ebu Şeybe el-Hudri ve Hz. Hamdullah el-Ensari farklı odalarda medfundur. Türbe dikdörtgen planlı kagir bir yapı olup üstü günümüzde kırma çatıyla örtülüdür. Hazirenin türbeye yakın olan bölümünde Hz. Ahmed el-Ensari’nin kabri de yer almaktadır.