Dünyadan 8 sahne
Oyun yazarı William Shakespeare'in dediği gibi " Bütün dünya bir sahnedir...Ve bütün erkekler ve kadınlarsadece birer oyuncu..." Dünyanın dört bir yanında tüm ihtişamları ile sayısız oyuna ev sahipliği yapan sahneler, etkileyici atmosferleri ve tarihi dokularıyla hayranlık uyandırıyor. Seyahatlerinde kültür ve sanattan uzaklaşamayanların ilk duraklarından biri tiyatro sahneleri oluyor. Biz, hayatın içinde rolümüzü oynamaya devam ederken rolün içinden rol çalanların sahnelerine gelin birlikte göz atalım.
Royal Albert Hall – İngiltere
Londra’nın South Kensington adlı bölgesinde I. Victoria’nın eşi Prens Albert tarafından kurulan bu devasa sahne, 1871 yılının mart ayında açılmış. O dönemde gösterişliliğiyle dünyanın her yerinde ses getiren ve bültenini herkesin hevesle takip ettiği Royal Albet Hall’da dünyaca ünlü pek çok sanatçı sahne almış. Binada yalnızca tiyatro ve opera değil, farklı alanlardan çeşitli etkinlikler de düzenlenmiş. Burada sahne almış olan isimlerin arasında Zeki Müren ile Sezen Aksu da yer alıyor. En popüler olanları ise: Frank Sinatra, The Beatles, Robbie Williams, Jimi Hendrix, Led Zeppelin, Eric Clapton ve Elton John.
Sidney Opera House – Avustralya
Mimarı Jørn Utzon’a 2003 Pritzker Mimarlık Ödülünü kazandıran yapı, Avusturalya’yı kültürel arenada ayrıştıran bir mekân ve aynı zamanda 20. yüzyılın önemli eserlerinden biri. Utzon, bu ilginç binanın tasarımını yaparken kuş kanatları, bulutlar, deniz kabukları ve yelkenler gibi doğayı çağrıştıran unsurlardan ilham almış. 1973’te II. Elizabeth tarafından açılan Sidney Opera Evi, 2007’de UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’ne eklenmiştir.
The Elgin and Winter Garden – Kanada
1913 yılında Marcus Lowe tarafından yaptırılıp 1989’da eyalet hükûmeti tarafından olağanüstü bir performans ile restore edilen bu ikiz-tiyatro, Kanada’nın Toronto şehrinde bulunuyor. Her iki tiyatro salonu da başlangıçta vodvil türündeki oyunlar ile sessiz filmlerin sergilenmesi amacıyla inşa edilmiş, geçmişteki farkları ise seyircilerinin zorunlu sınıf ayrımlarıymış. Elgin ve Kış Bahçesi Tiyatroları, günümüzde canlı performanslara, müzikallere, film ve tiyatro gösterilerine ev sahipliği yapıyor.
Ses Tiyatrosu – Türkiye
Rum mimar Campanaki tarafından Beyoğlu’ndaki Halep Pasajı’nın içerisine inşa edilen "Ses 1885", 87 yıl tiyatro ve 17 yıl da sinema olarak hizmet vermiş. 1989’da Ferhan Şensoy tarafından bir bölüm hissesinin satın alınması üzerine yeniden tiyatroya çevrilen sahne, geçmişte Ses Opereti ve Dormen Tiyatrosu adlarını da almış. Bugün, Ortaoyuncular Tiyatrosu ekibi tarafından devralındıktan sonra "Ses 1885 Ortaoyuncular" ismini taşıyor.
National Theatre – Çek Cumhuriyeti
Çek Cumhuriyeti’nin Prag şehrinde yer alan Ulusal Tiyatro, Çek opera grubunun yetiştiği okul ve Çek tarihi ve sanatının ulusal anıtı olarak görülmesi nedeniyle ülke için büyük bir değer. Vltava Nehri’nin hemen kenarında yer alan bu yapının tarihi 1860’lara uzanıyor. Her hafta çok sayıda kültürel etkinliğin gerçekleştirildiği tiyatroya özellikle üç sanat dalı hâkim: opera, bale ve drama.
Seebühne (Yüzen Sahne) – Avusturya
7 bin kişilik seyirci kapasitesiyle bir amfitiyatro özelliği taşıyan dünyanın en büyük yüzen sahnesi Seebühne, Konstanz Gölü’nün üzerinde yer alıyor. Bu alışılmadık tasarıma sahip olan tiyatro sahnesinde her yıl Bregenz Festivali kapsamında tiyatro, opera ve müzikaller başta olmak üzere çeşitli gösteriler sergileniyor. Yüzen Sahne, kendine has bir tarza sahip olması nedeniyle turistler tarafından oldukça ilgi görüyor.
Shakespeare’s Globe – İngiltere
Giriş kapısının üzerinde Shakespeare ile özdeşleşen o cümleyi: "Totus mundus agit histrionem" ("Bütün dünya bir sahnedir") taşıyan Globe Tiyatrosu, 1599 yılında Shakespeare’in oyuncular topluluğu tarafından inşa edilip 1613’te çıkan bir yangında ne yazık ki yıkılmış. 1997 yılında II. Elizabeth'in öncülüğünde modern bir yorum ile yeniden inşa edilen yapı, asıl tiyatrodan 230 metre uzaklıkta yer alıyor. Sahne, günümüzde eski geleneklere hürmeten hemen hemen her oyunuyla hâlâ kapalı gişe oynuyor.
Teatro Español – İspanya
İspanyol Tiyatrosu, Madrid hükûmeti tarafından yönetilen ulusal bir tiyatro. Bulunduğu yerde Orta Çağ döneminde aslında bir açık hava tiyatrosu yer alıyormuş. Seneler sonra Klasik İspanyol edebiyatını oluşturan birçok teatral parça ilk kez bu tiyatroda sahnelenmiş. Günümüzdeki yapının inşaatı 1895 yılında tamamlanmış. Mimar Román Guerrero tarafından tasarlanan bina, Neoklasik bir tarza sahip, ön cephesinde ise başta Federico García Lorca olmak üzere tiyatronun müdavimi olan önemli şahsiyetlerin isimleri yer alıyor.