'Diğer bütün kentler ölümlüdür': İstanbul
İstanbul, Asya ve Avrupa kıtalarının birleştiğiyer. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış,uğruna çok kanlar dökülmüş, güzelliğive gizemleriyle dillere destan bir şehirburası. İstanbul’u ya çok sever ya da nefretedersiniz. Gerçeği söylemek gerekirse,İstanbul’a turist olarak geldiyseniz bu devasaşehir size çok şey teklif ediyor, ancak sürekliburada yaşıyorsanız hayat şartları, kabalık,trafik, stres sizi ağına düşürebilir. Ama bütünbunlarla yaşamaya da değen bir şehir burası.
İstanbul’da turist olmanın tadını çıkarmak isteyenler için birbirinden güzel öneriler bu yazıda sizi bekliyor.
Sultanahmet Meydanı ve çevresi
İstanbul’u gezmeye başlamak için en doğru nokta Sultanahmet Meydanı ve çevresi. Şehrin geçmişini, tarihini, yaşananları çözmek için burası olmazsa olmaz. Sultanahmet’e gittiğinizde öncelikle Hipodrom Meydanı’na gitmenizi öneririm, hipodromdan geriye kalan birkaç parçayı Türk ve İslam Eserleri Müzesi girişinde görebilirsiniz. Bu müze aynı zamanda meşhur sadrazam Pargalı İbrahim Paşa’nın sarayı olarak kullanılmış.
Sultanahmet Camii
Tarihte hızlı bir yolculuk ile Mısır’dan Osmanlı’ya hediye edilmiş olan dikilitaşları ve Alman Çeşmesi’ni görerek İstanbul’un simgelerinden biri olan Sultanahmet Camii’ne doğru ilerleyebilirsiniz. Sultanahmet Camii içindeki mavi çini işlemeleri nedeniyle yabancılar arasında "Mavi Camii" olarak popüler olmuştur. Mimar Sinan’ın öğrencilerinden Sedefkar Mehmet Ağa tarafından yapılan camii döneminin en büyük İslam eseri olma özelliğini de taşımaktadır.
Ayasofya Müzesi
Sultanahmet Camii’den çıkıp rotanızı Ayasofya Müzesi’ne çevirebilirsiniz. Dünya mimari tarihinde önemli bir yere sahip olan Ayasofya, kilise olarak inşa edilmiş, sonra camii olarak kullanılmış, şimdi ise müze olarak hizmet vermektedir. Müze Kart ile ücretsiz olarak ziyaret edebileceğiniz müzeyi gezmek için birkaç saatinizi ayırmayı ihmal etmeyin.
İstanbul Arkeoloji Müzesi
Topkapı Sarayı’nı gezmeyi bitirdiğinizde muhtemelen gününüzü bitirmiş olacaksınız.
İstanbul’daki ikinci gününüzün ilk durağı Arkeoloji Müzesi olabilir.
Hem İstanbul’un ve Türkiye’nin pek çok yerinden gelmiş olan eserlerin bulunduğu müze hem içerik hem de görsel olarak çok zengin. Bir İstanbul gezisi arkeoloji müzesi olmadan düşünülemez.
Topkapı Sarayı
Ayasofya Müzesi’nden sonraki durağınız ise Topkapı Sarayı olmalı.Osmanlı İmparatorluğunun en zengin dönemlerinde yapılmış olmasına rağmen mütevazi mimariyle dikkat çeken sarayın haremlik ve selamlık kısımlarını ayrı ayrı ziyaret etmeyi unutmayın.
Sarnıçlar
Sultanahmet Meydanı ve çevresinde çok sayıda sarnıç yer alır. Zamanında İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan bu sarnıçlar arasında Yerebatan Sarnıcı ve Şerefiye Sarnıcı ziyarete açık. Şerefiye Sarnıcı’nı ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Ayrıca şu an ziyarete açık olmayan Binbirdirek Sarnıcı da meydan çevresinde yer alıyor.
Gülhane Parkı
Bir zamanlar İstanbul’un eğlence merkezi olan Gülhane Parkı bugün yıllara meydan okuyan ağaçların gölgesinde gezinti yapabileceğiniz kocaman bir bahçe. Park içinde yer alan İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi görülmeye değer. Ayrıca Çinili Köşk ve Gotlar sütunu gibi parkın içinde sizi bekleyen başka görülecek yerler de var.
Mısır Çarşısı ve Eminönü
Gülhane Parkı’ndan Eminönü’ye doğru gezinize devam ederseniz; PTT Müzesi, İş Bankası Müzesi gibi güzel müzelere uğrayabilirsiniz. Eminönü’nün sembolü haline gelmiş olan Yeni Camii’yi ziyaret ettikten sonra rengârenk Mısır Çarşısı’na girebilirsiniz. Baharatlar, hediyelik eşyalar, kuyumcular çarşıda sizi bekliyor. Mısır Çarşısı’nın üst kapısından çıktığınızda ise Marputçular Sokağı’nda aklınıza gelen gelmeyen her türlü ürünü bulabilirsiniz.
Kapalı Çarşı ve Hanlar
İstanbul’daki üçüncü günümüz ve hala eski şehir bölgesindeyiz. Beyazıt Meydanı’ndan başlayan yolculuğunuza, Beyazıt Camii sonrasında İstanbul Üniversitesi’nin tarihi kapısıyla ve ardından da Sahaflar Çarşısı ile devam edin. Kapalı Çarşı’nın çok sayıdaki kapısından birinden içeri dalın ve rengarenk devasa çarşıda kaybolmaya hazır olun. Takılar, hediyelik eşyalar, kıyafetler, baharatlar, eskiler, yeniler, el dokumaları, bin bir çeşit içinden mutlaka beğeneceğiniz bir şeyler çıkacaktır. Pazarlık etmeyi unutmayın. Kapalı Çarşı’nın çevresinde yer alan çok sayıda han arasında en popüler olanı Büyük Valide Han, çatısına çıkıp harika bir Haliç manzarası yakalayabilirsiniz.
Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi
Bir zamanlar İstanbul’un ticari ve sosyal hayatının kalbinin attığı yer için yeni bir gün ayırmaya değer. Taksim meydanından başlayarak, konsolosluklar, kiliseler, camiiler, hamamlar, kafeler, restoranlar, pasajlar Tünel Meydanına kadar sizi götürür. Tüm bunları görebildiyseniz bütün bir gününüzü burada geçirdiniz demektir.
Galata Kulesi ve Çevresi
Artık kaçıncı günde olduğumuzu ben bile şaşırdım. İstanbul öyle 1-2 günde gezebileceğiniz şehirlerden değil. Özellikle de hakkıyla gezmek istiyorsanız. Galata Kulesi, İstanbul’un simgelerinden bir diğeri. Kuleye çıkıp muhteşem İstanbul manzarasını izlemek mutlaka planlarınız arasında olmalı. Ayrıca bu bölgede yer alan kilise ve sinagogları da ziyaret edebilir, Galata Mevlevihanesi'nde bir sema gösterisi izleyebilirsiniz.
Dolmabahçe Sarayı ve Çevresi
İstanbul denince olmazsa olmazlardan bir tanesi de Dolmabahçe Sarayı. Osmanlı’nın son dönemlerinde inşa edilmiş, Topkapı Sarayı’nın mütevazi havasından eser olmayan ihtişamlı bir saray burası. Bizim için sarayın asıl önemi ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gözlerini burada hayata yummuş olması. Atatürk’ün son zamanlarını geçirdiği odayı ziyaret etmek dahi çok kıymetli. Saray girişinde Müze Kart geçerli değil, bilet almayı unutmayın. Dolmabahçe Sarayı, haremlik ve selamlık olarak iki ayrı bölümde ziyaret edilebiliyor. Saray çıkışınca Saray Koleksiyonları Resim Müzesi mutlaka görülmeli. Ayrıca sarayın Beşiktaşçıkışından 50 metre ileride bir Deniz Müzesi var, burayı da rotanıza ekleyebilirsiniz.
Ortaköy ve Ortaköy Camii
İstanbul’a turist olarak geldiyseniz mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden biri de şüphesiz Ortaköy. Ortaköy Camii ile birlikte köprü manzarasını içeren bir fotoğraf çektirmeniz, seyyar satıcı tezgâhlarında vakit öldürmeniz ve kumpir yemeniz bu ritüelin tamamlayıcıları.
Kız Kulesi
İstanbul’un simgelerinden bir diğeri de Kız Kulesi.Kabataş veya Üsküdar’dan kalkan teknelerle denizin kıyısında bulunan kuleye kolayca ulaşabilir, ister yemek, ister çay-kahve molası verebilirsiniz. Kızını korumaya çalışan bir babanın kızını bu kuleye kapatması nedeniyle Kız Kulesi olarak anılan kule, tarih boyunca boğaza giren gemilere kılavuzluk etmiş. Kız Kulesi’nden sonra veya önce Kuzguncuk semtine doğru bir yürüyüş yapıp eski İstanbul mahalle kültürünü yerinde görebilirsiniz.
Fener – Balat
İstanbul’un son dönemde popüler olan semtleri Fener ve Balat. Yan yana kurulmuş bu iki semt, eski evleri, farklı dinlerin ibadethaneleri, birbirinden güzel kafe ve restoranlarıyla bir tam gün ayırmanız gereken yerlerden. Kariye Müzesi’nden başlayarak Haliç’e doğru inebilir, Rum-Ortodoks Patrikhanesi’nde günü bitirebilirseniz.İstanbul’da gezilecek yerler saymakla bitmez. Listede yer almasa da vaktiniz varsa mutlaka uğramanızı önereceğim yerler; Süleymaniye Camii, Piyer Loti, Emirgan, Rumelihisarı ve Anadolu Hisarı, Prenses Adaları, Kadıköy ve Moda çevresi... Liste uzar gider. Siz İstanbul’u gezmek için en az bir hafta ayırmaya çalışın.