Cesaretleriyle ilham olan 5 kadın gezgin
Seyahat etmek birçok kişi için tatil olarak algılansa da bazı insanlar için bir hayat felsefesi. O kişiler için yeni yerler keşfetmek, farklı kültürleri deneyimlemek, değişik yemekler tatmak, birbirinden ayrı hikayeler dinlemek yaşamlarının olmazsa olmazı. Gezgin olarak isimlendirdiğimiz bu kişiler, hayatlarını belli bir yerde geçiremez, hep bir serüven içerisinde olmak için can atarlar. Gezgin denince insanların aklına hep sırt çantasını takmış erkekler ya da toplu arkadaş grupları gelse de dünyayı karış karış gezen cesur kadınlar da var. Özellikle bir kadın olarak seyahat edebilmek erkeklerden çok daha fazla temkinli olmayı gerektirse de kadın gezginlerin birçok cesaret verici maceraları mevcut. Gelin dünyanın türlü ülkelerinden, herkese ilham olabilecek 5 kadın gezginin hikayesine doğru bir yolculuğa çıkalım!
Sarah Marquis
Herkes onu dünyayı yürüyerek dolaşan gezgin olarak tanıyor. İnsanlara ilham olan Sarah Marquis, 1972 yılında İsviçre’de dünyaya geldi. Marquis’in çocukluğu küçük bir kasabada, ağaçlara tırmanarak ve kuşları inceleyerek geçti. Motivasyonunu maceracı ruhundan alan gezgin, ilk macerasına 8 yaşındayken köpeğiyle birlikte kimseye haber vermeden mağarada bir gece geçirerek atıldı. Kaşif ruhunu keşfeden Sarah, 17 yaşındayken Türkiye’yi at üzerinde gezdi, üstelik at binmeyi bilmeden… Sarah’ın sonraki durağı Avustralya oldu. Ardından seyahatlerinde büyük bir dönüşüme giden genç gezgin, dünyayı yürüyerek dolaşmaya başladı. Patagonya’yı yürüyerek karış karış dolaştı. 2000 yılında Kanada sınırından Meksika sınırına 4 ayda toplamda 4.260 kilometre yol yürüyerek Amerika’yı keşfetti. Avustralya’nın çöllerini tek başına yürüyerek geçti, Bolivya’dan başlayarak Şile ve Peru’yu gezdi, And Dağları’na uzanan 8 aylık yolculuğunda 7.000 kilometre yaptı. 2010 ve 2013 yılları arasında Sibirya’dan Avustralya’ya uzanan bir Asya turuna çıktı ve 2013’te Güney Avustralya’da yolculuğunu sonlandırdı. Dünyayı adeta karış karış gezen Sarah, tek başına çıktığı maceralarıyla yalnızca kadınlara değil herkese örnek oluyor.
Justine Gosling
Sıradaki gezginimiz genç yaşına birçok ülke sığdıran Justine Gosling… Aslında bir sağlık görevlisi olan Gosling, 2015 yılında çalışma hayatına ara vererek kendini gezginliğin heyecan verici akıntısına bıraktı. En büyük tutkusu ise tarih… Gezilerini bu tutku odağında gerçekleştiren Justine, dünyada tarihsel en önemli olayların yaşandığı yerleri gezmeyi kendisine motivasyon olarak seçti. İlk olarak ise ‘Iron Curtain’ olarak adlandırılan ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın iki ayrı parçaya ayrılmasıyla oluşan ‘Demir Perde’ ülkelerinin peşine düştü. Finlandiya’dan başlayan rotası Karadeniz’e doğru devam etti ve Demir Perde ülkelerinin sınırlarında ilerledi. 6.000 kilometrelik yolu bazen bisiklet üstünde bazen ise yürüyerek bitirdi. Justine’in bu seyahate çıkarken ki asıl motivasyonu Sovyetler Birliği’nin tarihsel ve psikolojik etkilerinin izini sürmekti. 2016 yılında yine tarih sevgisiyle Tudor hanedanlığının izini sürdüğü bir yolculuğa çıktı. Bosworth’tan başlayıp Londra’da sona eren 400 kilometrelik bir yürüyüş yaptı. Ayrıca Justine, Discovery Channel’in gönüllü seyahat elçisi. Birçok organizasyonda konuşmalar yapıyor ve şu an üzerinde çalıştığı bir kitap bulunuyor. Son dönemlerde seyahat rotası ise daha çok Kuzey Kutbu ve buzullar…
Anna McNuff
Yürüyerek dünyayı gezen binlerce gezgin var da peki ya çıplak ayakla gezeni hiç duydunuz mu? Anna Mcnuff, bu çılgın deneyimi yaşayan bir gezgin… 1984 doğumlu İngiliz McNuff, spor düşkünü anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesinin etkisiyle spora yatkın olan Anna, 6 yaşındayken erkekler liginde futbol oynamaya başla ve daha sonra bir kadın kulübüne girdi. 16 yaşında kürek sporuna başladı ve Britanya’yı temsil etti. Birçok başarı ve madalyanın ardından yaşadığı bir sakatlık yüzünden kürek sporunu bıraktı. Yaşadığı bu talihsiz olay ona gezginlerin dünyasında bir kapı araladı. 2013 yılında 7 ay boyunca 20.000 kilometrelik yol kat ederek Kuzey Amerika’da bisiklet turuna çıktı. 2015 yılında ise yanındaki 14 kiloluk çantasından başka hiçbir destek bulunmadan Avustralya’nın Te Araroa Yolu’nu geçti ve bu macerayı 148 günde tamamladı. 2016 yılında Bolivya, Şişi ve Arjantin seyahatlerini pedal çevirerek tamamladı. En popüler başarısı ise 2019 yılında Britanya’nın etrafını 4.500 kilometre kat ederek çıplak ayak yürümesi oldu. Anna’nın azmi sayesinde yaşadığı maceralar, birçok kişiye hayallerini gerçekleştirmek için ilham olacak nitelikte!
Hülya Tosun
Ülkemizde de çok sayıda kadın gezgin bulunuyor. Onlardan biri de ‘ruhu bohçada gezen’ olarak anılan Hülya Tosun… Sakarya’da dünyaya gelen Tosun, 16 yaşındayken gerçekleştirdiği bir üniversite gezisi ile keşfetti içindeki seyahat aşkını. Yurt dışında bir gezi macerasına çıkmaya ise gençlerin Avrupa'yı daha ekonomik bir şekilde gezmesi için tasarlanmış bir kombine tren bileti olan interrail’i gördükten sonra karar verdi. Yıllık izinleri, resmi tatilleri birleştirerek onlarca ülke gezse de bu kısıtlı zaman bir süre sonra ona yeterli gelmedi ve işinden ayrılma kararı aldı. Bu karar ile hayatına bambaşka bir yön veren gezgin, bundan sonraki gezilerini eşten dosttan gönül fonlarıyla kısıtlı bütçeler ile gerçekleştirdi. ‘Bohçamda Anadolu’ isimli bir yolculuğa çıktı ve 3 ay boyunca Anadolu’nun köylerini karış karış gezdi. Anadolu’nun eşsiz yerlerini keşfeden Hülya, köylülerin ve insanların hikayelerine kulak verdi, farklı hayatlara konuk oldu ve köy çocuklarından aldıkları mektupları diğer köylere taşıdı. Yolculuklarında öğrendiği şeylerden biri olan hikayeler, onu hikaye anlatıcılığı ile de tanıştırdı. Gezilerine devam eden Hülya günümüzde hikaye anlatıcılığı atölyeleri de düzenliyor.
Cassie De Pecol
Listemizde son sırada dünya üzerindeki bütün ülkeleri gezen ilk gezgin bir kadın var. Hem de 27 yaşında! Cassie De Pcol, ABD’nin Connecticut eyaletinde büyüyen orta halli bir ailenin kızı. Spordan, sanattan ve doğadan beslenme tutkunu olan Cassie, yeryüzü bilimleri okuduğu üniversite yılları boyunca dünya coğrafyasını ve farklı kültürleri keşfetme tutkusu olduğunu fark etti. Bu merakına karşı koyamadı ve daha o yıllarda yarı zamanlı bir gezgin olarak yollara düştü. Üniversite yıllarında her ne kadar gezse ve farklı coğrafyaları görse de, Cassie’nin gerçekten istediği şeyin ne olduğunu fark etmesi çok uzun sürmedi. Pek çok hikayeden de aşina olduğumuz gibi 9-5 çalıştığı işini bırakıp; hem kişisel hayalini gerçekleştirmek hem de solo seyahat eden kadın gezginlerle ilgili farkındalık yaratmak için Temmuz 2015’de Expedition 196 ismini verdiği projesine başladı. Bu proje ile 576 günün sonunda dünya üzerindeki 196 ülkeyi gördü. Toplam 4 pasaport defterinin tüm sayfalarını doldurduğu macerası ile dünyayı en hızlı dolaşan gezgin oldu ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. Genç gezgin tutkusu sayesinde hayallerine ulaşırken, başarı hikayesi ile yalnızca kadınlara değil gezmeyi seven herkese ilham oluyor.