Burgazada gezi rehberi

Genel bilgilerle Burgazada

Burgazada, Marmara Denizi’ndeki Prens Adaları’nın üçüncü büyük adası. Kınalıada ile Heybeliada arasında yer alıyor. Kış mevsiminde yaklaşık 1.500 kişinin yaşadığı ada, yuvarlak bir şekle sahip ve genişliği yaklaşık 2 kilometre. Kızılçam ormanlarıyla kaplı Burgazada, harika bir doğaya sahip. Dört bir yanında deniz manzarası olan adanın, ağaçlarla süslenmiş Heybeliada ile Kaşık Adası manzarası herkesi mest edecek bir güzellikte. Adanın sahilleri de manzaraları kadar güzel. Harika bir deniz tatilini geçirebileceğiniz Burgazada’da, özel ve belediye plajlarından istediğinizi seçebilirsiniz. Adada, birbirinden güzel zarif ahşap köşk bulunuyor. Burası aynı zamanda çağdaş Türk edebiyatının önemli yazarlarından Sait Faik Abasıyanık’la da anılıyor. Hayatının bir bölümünü burada geçiren yazar, eserlerinde adanın eşsiz güzelliklerine yer veriyor. Doğa gezisi ya da deniz tatili yapabileceğiniz adada, ziyaret edebileceğiniz harika yerler de var.

Burgazada’ya nasıl, ne zaman gitmeli?

Burgazada’ya ulaşım için deniz yolunu kullanabilirsiniz. İstanbul’daki devlete ait vapurlar bunun en kolay yolu. Bunun için İstanbul’un Eminönü, Bostancı ve Kadıköy ilçelerinden vapur kalkıyor. Bu vapurlara binerek yaklaşık 1 saatlik bir deniz yolculuğu ile adaya ulaşabilirsiniz. Yaz ve kış aylarında değişen vapur saatleri için İstanbul şehir hatları resmi sitesinden bilgi alabilirsiniz. Vapurla gitmek istemezseniz, özel ulaştırma şirketlerinin motorlarıyla da adaya gelebilirsiniz.

Burgazada’yı yılın her zamanında gidebilirsiniz. Ancak adanın en canlı olduğu zamanlar yaz ayları. Özellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları. Bu aylarda günübirlik ada ziyareti gerçekleştirebilir ya da hafta sonu kaçamağı yapabilirsiniz. Bu aylarda adanın nüfusu yaklaşık 15 binleri buluyor. Eğer kalabalıktan hoşlanmıyorsanız, Nisan, Mayıs ya da Eylül, Ekim aylarında gelebilirsiniz. Yani, ilkbahar ve sonbahar ayları daha sakin olan ada, tamamen az sayıda olan yerlileri ile size kalıyor.

Burgazada’da keşif yolculuğu

Burası her ne kadar çok büyük bir ada olmasa da gezilip görülecek harika yerleri var. Tarihi yerlerden, ibadethanelere, harika koylardan koylara kadar her biri birbirinden güzel eşsiz yerler mevcut. Onlardan ilki Aya Yorgi Garibi Manastırı... Adanın iskelesine oldukça yakın olan manastır, 1728 yılında inşa edilmiş. Yapı, Orta Çağ Bizans mimarisine göre yapılmış. Harika bir mimariye sahip manastır tarihi atmosferiyle gezilecek yerlerden biri. Burayı Pazartesi ve Cuma günleri hariç diğer günler 09.00 ila 16.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Adadaki bir diğer tarihi yapı Hristos Manastırı. Adını Hz. İsa’nın Yunanca adından alan manastırın 1603 yılında yapıldığı düşünülüyor. Geçmişten gelen izleriyle dikkat çeken manastır, adanın Bayrak Tepe isimli tepesinde yer alıyor. Hal böyle olunca muhteşem bir manzaraya da ev sahipliği yapıyor. Yapıyı görmek istemeseniz bir bu manzara sizi buraya getiriyor.

Aya Yani Kilisesi, görebileceğiniz tarihi mekanlardan biri. 867 yılında İmparatoriçe Theadora tarafından yaptırıldığı tahmin edilen kilise, adanın merak edilen yapılarından biri. Bu kilisenin altında 11 basamakla inilen bir zindan bulunuyor. Rivayete göre ise bu zindanda bir papaz tutsak edilmiş. Ardından zindanın üzerine kilise kurulunca bu kiliseye papaz olarak atanmış. Eski mimari ile göz dolduran kilise, adanın en turistik yerlerinden biri.

Adaya gitmişken Sait Fai Müzesi’ni ziyaret etmeden olur mu hiç? Edebiyatımızın yıldızlarından Abasıyanık bu köşkü 1938 yılında satın almış ve ömrünün bir süresini burada yaşamış. Öykülerinin birçoğunda Prens Adaları’ndan bahseden yazar, Son Kuşlar kitabındaki hikayeleri özellikle Burgazada’da yaşatmış. Yazarın vefatından sonra müzeye çevrilen köşk ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Pazartesi ve Salı günleri hariç10.30-17.30 saatleri arasında ziyaret gerçekleştirilebiliyor.

Sıra geldi doğal güzelliklere. Madam Marta Koyu, bunların başında geliyor. Madam Marta aslında Lübnanlı bir Ermeni ve koy adını bu kadından alıyor. Hakkında farklı rivayetler bulunan Marta Arat’ın babasının tayini ile adaya gelmiş, ancak giyimi nedeniyle insanlar tarafından dışlanmış. Bunun üzerine depresyona giren Marta kendini adını alan koydan denize bırakarak intihar etmiş. Bir diğer rivayete göre ise ada halkı Marta’yı çok sevmiş ve eceliyle ölmesine rağmen adını yaşatmak için koya ismini vermiş. İsmini nasıl aldığı net olarak bilinmese de koy, tam bir doğal cennet. Yeşillikleri ve manzarasıyla adanın en güzel yerlerinden biri olan koy, denize rahatlıkla girebileceğiniz yerlerden.

Adadaki bir diğer koy ise Süt Koyu. Madam Marta Koyu’nun yanında bulunan bu koy, İskeleden yaklaşık 20-25 dakika yürüme mesafesinde. Buraya gelirken bisiklete binmenizi pek önermeyiz. Zira koya Dik yokuşlu bir merdivenden ya da daha ilerdeki toprak bir patika yoldan ulaşılabiliyor. Koyun sahili pek bir şey vadetmese de manzarası ve Burgazada havası size yetiyor.

Burgazada hatırası hediyelik eşyalar

Daha çok kısa süreli ya da günübirlik turistlerin ziyaret ettiği adada, Burgazada’ya özgü hediyelik eşya pek yok. Bunun yerine alabileceğiniz çok fazla seçenek ve yer mevcut. Daha iskeleden iner inmez göreceğiniz bakkal ve marketlerin önlerinde rengarenk, çeşitli biblolar ve objelerden beğendiklerinizi alabilirsiniz. Magnet severler için adaya özgü birçok seçenek bulunuyor. Hem kendinize hem de sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Hasır şapka, çanta, incik, boncuk, el işi ürünler de Burgazada’dan alabileceğiniz en güzel hediyeliklerden. Ayrıca, ev hediyesi almak isterseniz, ahşap ve bakır ürünler, anahtarlıklar, kapı süsleri hatta yağlı boya tablolar bile alabilirsiniz. Kısaca, onlarca çeşit hediyeliğin içinden ne alacağınıza karar vermek size kalmış.