Bolivya'yı görmek için makbul gerekçeler

GÜVEN ADIGÜZEL
Abone Ol

Bolivya, görmeden sevdiğim ülkelerden. Görmeden sevilir bazı yerler, öyle uzaktan, duyguların hatırına güvenerek, sezgiyle. Bolivya da o yerlerden biri. Uzun yıllar sonra topraklarına ayak bastığımda, bu mütevazı güzeli neden sevdiğimi anlamıştım. O kadar kendi hâlinde, vahşileşmemiş, sakin ve tek başınaydı ki, Bolivya bir ülke değil de insan olsaydı dostluk kurmak isterdim kendisiyle. Ama ne yazık ki, insan teki değil, koca bir ülke, ziyaret edilebiliyor en fazla. Şimdilik bu kadarı da yeter aslında.

Güney Amerika’nın, denize kıyısı olmayan, turistlerin yoluna pek çıkmayan, rakımı baş döndürücü, çok otantik ülkesi Bolivya, doğrudan kurtarıcısının ismini taşıyor. Onlara bağımsızlıklarını armağan eden Venezüellalı Simon Bolivar’ın adını yaşatıyor Bolivyalılar. Ağırlıklı olarak safkan yerli nüfusun (Aymara-Keçua yerlileri) yaşadığı ülkede, yapay-turistik değil, yerli- orijinal bir atmosfer mevcut. Fotoğraf çektirmeye mesafeli olsalar da genel olarak sıcakkanlı, alçak gönüllü ve güler yüzlü insanlarla karşılaşırsınız burada. Kültürel canlılığı, henüz bozulmamış yerlilerin yaşantısını ve hayatın o gerçek ritmini tecrübe etmek için Bolivya eşine az rastlanır türden bir mekân gerçekten. Evet, dışa açık ama içe dönük, tarif tam olarak bu.

Başkent La Paz.

Bolivya’nın 4 bin rakımlı idari başkenti La Paz’a inmek için yaklaşan uçağınızın yükselmeye başladığını gördüğünüzde biraz şaşırabilirsiniz, uçakların iniş yapmak için yükseldikleri dünyadaki tek havalimanına hoş geldiniz o hâlde. La Paz’a geldiğiniz andan itibaren baş dönmesi, mide bulantısı, ağrı gibi şikâyetlerle seyahatinize başlamanız olası. Rakıma göre normal kabul ediliyor, birkaç ağrı kesici, zamanla alışıyorsunuz zaten. Bütün bunlar Bolivya’ya geldiğinize değecek ama, işte ondan emin olabilirsiniz.

Bolivya’nın sürprizleri

Hayranlık uyandırıcı bir tabiatın içinde sessizce yaşamak. Durum tam olarak böyle. Yağmur ormanları, zirvelere yuva yapmış gölleri, coşkuyla çağlayan nehirleri, o yalçın dağları ve ulusal parklarıyla, doğal güzelliğin en cazibeli coğrafyalarından birinde, Bolivya’dayız. İki simge mekânla gezimize başlayabiliriz, bunu hak ettik. İlk olarak Copacabana kasabasındaki Güney Amerika’nın en büyük tatlı su gölü Titikaka ile bu göl üzerindeki muhteşem ada Isla Del Sol’u (Güneşin Adası) ziyaret ediyoruz, ardından Salar de Uyuni’ye doğru hareket. Yeryüzü ile ufuk çizgisinin birleştiği o kar beyaz hâliyle göz alıcı fotoğraflar sunan Uyuni Tuz Gölü, kuraklık sebebiyle göl olma özelliğini yitirse de yağmur sularının dev bir aynaya dönüştürdüğü zeminiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Dünyanın en ilginç mekânlarından birinde, büyük bir illüzyonun içindeyiz sanki.

Illimani Dağı.

Bolivya’nın anahtarları nerede peki? Aslında Amazon yağmur ormanlarında rehberli bir gezi yapmak şart, İnka İmparatorluğu’nun ev sahibi unvanını taşıyan antik şehir Tiwanaku’yu görmek de öyle. Madidi Ulusal Parkı’nda vakit geçirmeden Bolivya’dan ayrılmak olmaz. Biraz daha cesurlar için, keskin virajları, manalı uçurumları ve daracık yollarıyla El Camino de la Muerte’ye (Ölüm Yolu) doğru pedala basmak da iyi bir alternatif.

Titicaca Gölü.

Bütün bu maceraların ardından La Paz’a döndükten sonra kıtanın bu önemli metropolünü adımlayarak sona doğru yaklaşıyoruz. Burası adı barış anlamına gelse de savaşçı Aymaraların şehri. Melon şapkalı kadınların arasından geçerek önce Müzeler Sokağı ve Büyücüler Çarşısı’nı gezip, burada yapılan gerekli alışverişlerin akabinde şehre 10 kilometre uzaklıktaki peri bacalarının muadili olan Ay Vadisi’ne ulaşıyoruz. Bu vadide Bolivya bitiyor, rüya sona eriyor. Vakit tamam oluyor nihayetinde. Sürprizlerle dolu bu muhteşem ülkeye veda ederken, Bolivya’da daha uzun kalmanın yolları hakkında kapanmayan parantezler açılıyor aklımızda. Bir kahveci dükkânı mı açsak acaba burada?

Titicaca'nın yüzen adalarında yaşayan bir halk: Urular
SkyRoad

  • Bolivya beşlisi
  • 1. Che’nin öldürüldüğü La Higuera köyüne uğra!
  • 2. Pançolu bir yerliden Çaranga dinle!
  • 3. Kuzu etli Chairo çorbasından iç!
  • 4. Koka Müzesi’ni ziyaret et!
  • 5. Bir Kallawaya şifacısından alışveriş yap!