Bir siesta vakti: Minorca

SONER CAN
Abone Ol

İsim babası Romalıların koyduğu haliyle Minorca; yaniküçük ada. Bakmayın küçük dediklerine Baearlar'ınikinci büyük adası o. Başkent Mahon'un bizim ‘AltınBoynuz'umuzu andıran doğal limanına bir siesta vaktigirdiğinizde asudeliğin ve alabildiğine dinginliğin yöresineadım attığınızı anlıyorsunuz.

Hiç değişmeyecek fikrim

Bir adaya kesinlikle deniz yoluyla gitmelisiniz. Dört bir yanı çevrilmişlik... Kendini bir coğrafyaya gönüllü olarak mahkûm etmişlik hali... Kısaca 'Ada duygusu', ancak böyle anlaşılabilir.

Elbette Minorca, Katalan ve İspanyolların söylediği gibi söyleyecek olursak olursak ‘Menorca’nın ünlü limanının, dünyanın pek çok yerinde benzeri vardır. Ama sanırım en çok benzeyeni, bizim Haliç.

Denizden en yüksek noktası Monte Toro, 358 m/1174 ft yüksekliktedir

Otuz saati aşkın açık denizde seyrettikten sonra önce kokusunu alıyoruz karanın. Ardından belli belirsiz ışıklar elbette. Sabahın karanlığı henüz kırılmadan tekneden gördüğümüz ilk şey, kıyıdaki çakarların (farklı uyarı ışıkları kullanılan küçük deniz fenerleri) çokluğu. Nedenini tan ağarınca, çarşaf gibi durağan suyunda sessizce yol aldığımız halici seyre dalınca idrak ediyoruz. Adaya dair bir fikir sahibi olmayanlar için inanılmaz bir sürpriz Mahon Limanı.

Müthiş bir manzara bu! Adanın içine doğru sokulan halicin iki yanından, farklı egemenliklerin izlerini taşıyan yapıları izlemek her zaman yaşayamayacağınız bir keyif. Seyir teraslarıyla birbirine nazire yapan basamaklı evler, taraçalar… Sanki yeni bir savaşı beklermiş gibi namlularını açık denize doğru doğrultmuş toplar, iki kıyısında güzellikte birbiriyle yarışan bağlı tekneler, bir Akdeniz tembelliğinde henüz kepenklerini kaldırmamış dükkânlar, tek tük araç geçen sakin sahil yollarıyla Mahon, Minorca'nın başkentliğini Cituadella’nın elinden kaptığını çok iyi anlatıyor.

İki yakada inci taneleri

Yaklaşık 90 bin adalı nüfusunun 30 binini barındıran Mahon, Akdeniz’in en büyük doğal limanının iki yakasında şekillenmiş. Zamanın büyük kaptanı Andrea Doria’ya göre, bir donanma için Akdeniz’deki en güvenli, en elverişli limanıymış.

Halk genel olarak İspanyolca ve Katalanca'nın bir diyaletliği olan Menorquí lehçesiyle konuşur.

Halice gelince... 5 buçuk kilometre uzunluğunda ve bin 200 metre ortalama genişliğiyle sahiden de bizim Altın Boynuz'u andırıyor. Üzerinde minimalist adacıkları, Afrika mimarisinin de etkisiyle biçim bulmuş beyaz yapıları, bu harika girintinin iki yakasına inci taneleri serpişivermiş. Eğer bu güzelim halici iyice gezmek istiyorsanız ve kendi tekneniz yoksa, oksit sarısı katamaranlarla unutulmayacak bir tur yapabilirsiniz. Biz bu turu kendi teknemizle yaptığımıza göre ve Balıkçıl, marinada istirahate çekildiğine göre önce bir yorgunluk kahvesi içmeli, ardından seyir teraslarının arasından bir görünüp bir kaybolan yollara tırmanmalıyız.

Mallorca'nın küçüğü

Minorca, adını Romalılar vermiş. Yani Küçük ada, nereye göre... Elbette Mallorca'ya göre! Minorca, Katalanın dilinde Menorca olmuş. Kahvaltıdan sonra, kaptan Mustafa Yurtbulmuş, daha önce de geldiği Mahon'un ve adanın tamamının rehberliğini bizzat yapacağını söylüyor ve varyantlarla yukarı tırmanan yoldan şehre davet ediyor. Kaptan demişken, bir dünya turunun ilk etaplarında yoldaşlık ettiğimiz kaptan Yurtbulmuş ve teknesi Balıkçıl ile eşi Elif Yurtbulmuş, Pasifik ve Büyük Okyanus'u aştılar ve su sıralar Hint Okyanus'unun Afrika yakınlarındaki Madakasgar'da daha güneye inmek için uygun iklim ve rüzgâr vaktini bekliyorlar. Ümit Burnu'nu geçip kıyıları izleyerek Cebelitarık'tan Akdeniz'e girecekler ve dünya turunu yelkenliyle gerçekleştirmiş büyük denizciler galerisine adlarını yazdıracaklar.

Güneş yanığı sokaklar

Ciutadella, Batı Akdeniz'de, İspanya'nın doğu sahiline yakın, İspanya'nın özerk bölgesi olan Balear Takımadaları'na ait bir belediyedir.

Soluk soluğa tepeye tırmandığımızda büyük bir katedral ve müze binasının arasından kendimizi Mahon'un karmaşık ama bir o kadar da sessiz sokaklarında buluyoruz. Kahve kokulu, güneş yanığı sokaklar… Hediyelik dükkânları o kadar minimal ölçülerde ve şirinler ki, uzun zamandır kararlılıkla yürüttüğüm ilkeme ihanet ediyor ve türlü ıvır zıvıra cüzdan boşaltıyorum.

Görkemli üç ağacın gölgesindeki kafede yediğim ve içtiğim bana kalsın. Ancak onca şeyin nefaseti, ortamın bende uyandırdığı histen mi yoksa uzun zamandır deniz şartlarında yaşamanın verdiği bir his mi bilmiyorum. Mis gibi bir kahve kokusu aşağılardan gelen denizin tuzlu havasına karışıyor ve tatlı bir beyhudelik duygusuyla sarılıp sarmalanıyor, günlerdir deniz ve dalga yorgunu olan biz, iskemlelerimizden kalkmak istemiyoruz. Adanın meşhur peynirlerinden biraz tadıp, ilerleyen günler için biraz da seyahatin geri kalanı için alıp günü şehrin kalbinde tamamlıyor ve günü teknede batırıyoruz.

Cala Galdana'nın essiz koyu

Sırada inanılmaz güzellikte koyu ve o koya insanoğlu eliyle döşenmiş gibi duran kayalıklı kumsallarıyla Cituadella'nın güneyindeki Cala Galdana var. Burası tipik bir sayfiye kasabası. İnanılmaz güzellikte yazlıklar, lüks oteller ve mütevazı pansiyonlar var. Bana Rodos'un Lindos kasabasındakini benzeyen koyunda, makul bir restoranda hamburgerlerimizi yerken kayalıkların arasından ilginç kareler elde etmeyi ihmal etmiyoruz. Yeni günün güneşi, bu şirin kasabada iniyor.

Mahon'a vardığımızda ilk fırsatta unutacağımız yorgunluğumuz ve harika anılarımız kalıyor geriye.

Mahon, Batı Akdeniz'de, İspanya'nın doğu sahiline yakın, İspanya'nın özerk bölgesi olan Balear Takımadaları'na ait bir belediye.

Mahon'da geçen iki gün, bize yaklaşık 700 kilometre karelik bir ada bile olsa, doğal güzelliklerinin yanı sıra yüzyılların izini taşıyan insani birikiminin bir başka uzun süreli gezide ancak tamamlanabileceği hissiyatını veriyor. Lakin bu tamamlanmamışlık duygusu, haliçten son deniz fenerine selam çakıp, Minorca'nın da Minorca'sı Illa de Laire adasını sancak tarafımıza alıp, açık denize yelken açarken mutlu ve tatmin olmuşluğumuza mani olmuyor.