Batı Afrika'nın minik ülkesi: Togo
Gine Körfezi’nde yer alan Togo, Afrika’nın en ufak ülkelerinden biri. Bir tarafında Gana’nın bir tarafında ise Benin’in yer aldığı ve bu durumuyla sanki bu iki ülke arasında sıkıştırılarak uzayan bir konumda bulunan ülke, öylesine ufaktır ki, okyanusa olan sınırı 60 kilometre bile değildir.
Gana’dan girip Benin’e gittiğim esnada herhalde sınırda geçirdiğim vakit ülke sınırlarını geçip de Benin’e ulaşmamdan daha da uzun sürmüştü. Fakat küçük bile olsa ülke bir hayli iddialı. Özellikle palmiye ağaçlarının sıralandığı ve okyanusun tüm güzelliğiyle kendisini gösterdiği sahil şeridi oldukça etkileyici. Bunun dışında ülkeye başkentlik yapan Lome ise buraya gelecek olan turistleri pişman etmeyecek çeşitliliklerle dolu. Bu ülkede sizleri her şeyden önce tropikal iklimin getirdiği zenginlikler karşılıyor. Ülke iklimi yağmurun sık sık görüldüğü birkaç ay hariç neredeyse yılın her zamanı çok da rahatsızlık vermeyecek seviyede bir sıcaklığa sahip. Bu da haliyle yazın yapılabilecek etkinlikler konusunda geniş bir yelpaze sunuyor. Sınırlı toprak imkânına rağmen Batı Afrika’nın bir tarım ülkesi olan Togo, sevenleri için ananas, mango ve papaya gibi çeşit çeşit tropikal lezzetler de sunuyor. Kakao üretiminin de yoğunlukla yapıldığı ülkede, kakao bahçesinde dolaşma deneyimi tatmak isteyenlerin de başkentten iç kesimlere doğru kısa bir yolculuk yapması yeterli olacaktır.
Bu ülkede yerel lezzetlerden tatmayı ihmal etmemelisiniz. Zira gerçekten orijinal bir şey varsa o da yemeklerdir. Her ne kadar Batı Afrika’nın başka ülkelerinde karşılaşılsa da özellikle “fufu” gibi bir yerel yemekler sizleri denediğinize pişman etmeyecek.
Togo’nun insanları
Afrika’nın pek çok ülkesinde hatta tamamına yakınında olduğu gibi Togo’da da nüfus farklı etnik gruplardan meydana gelir ki bunların en büyüğünü Ewe insanları meydana getirir. Her ne kadar sınırlar ülke topraklarını birbirinden ayırsa da burada olduğu gibi aynı kabileden olan insanlar bu kuralın esnemesine yol açar. Gana’nın da özellikle doğu kısımlarında bulunan ve Togo’daki varlığıyla buraya eklemlenen Ewe insanları, şüphesiz Batı Afrika’nın da önemli bir etnik unsurunu meydana getirir. Hatta bu durum dolayısıyla sınırlar arasında kaçak geçişler de sıklıkla yaşanır. Gana’nın Togo sınırları yakınlarında yer alan ve ülkenin en yüksek dağı olan Afadjato’ya tırmanırken Gana’dan Togo’ya uzanan patikalar görmüş ve sorduğumda bunların insanlar tarafından geçiş için kullanıldığı cevabını almıştım. Togo’da Ewe insanları dışında yaklaşık 40 etnik grup bulunuyor. Tabi bu durum Afrika düşünüldüğünde çok da abartı olmayacaktır. Bu rakam Gana’da 70 iken, Nijerya’da ise bunun iki katıdır.
Muhteşem bir kumsal
Togo’nun bir özelliği de köle ticaretinin önemli merkezlerinden biri olmuş olmasıdır. Ufak olmasına rağmen siyâsî tarihi bir hayli karışık olan ülkenin resmî dili ise, Batı Afrika’nın ağırlıklı konuşulan dili olan Fransızcadır. İnsanları da bir hayli sıcak kanlı olan Togo’da, turistler rahatlıkla gezilerini tamamlayabilirler. Başkent Lome’nin turistler için sunabileceği en iyi seçenek hiç şüphesiz büyük pazarıdır. Rahatlıkla koca bir günün harcanabileceği bu Pazar, yediden yetmişe baharatlardan, enteresan bitkilere; canlı hayvanlardan, kumaşlara kadar her şeyi sunabilir özellikte. Özellikle bir Afrika pazarının nasıl olduğunu merak edenler için çeşitli zenginlikleri barındıran bu pazar, içerisinde gezen kişiye muhakkak bir şeyler de satın aldırtıyor.
Ülkeye dair en azından genel bir bilgi vermesi bakımından Ulusal Togo Müzesi de gidilebilecek yerler arasında sayılabilir. Fakat yapılması çok daha orijinal şey ülkenin harika kumsalının tadını çıkartmak ve okyanustan çıkan envâî çeşit deniz mahsûlünün çok da pahalı fiyata sunulmadığı restoranlarda yemek olacaktır.