Antik çağlardan haber veren şehir: Dükka

YUSUF SAMİ KAMADAN
Abone Ol

Kuzey Afrika’nın küçük ama harikalarla dolu ülkesi Tunus... Ülkeyi meydana getiren yirmi dört vilâyetinden biri olan Bâce, yüzlerce yıllık antik bir kenti günümüze kadar ulaştırmayı başarmış: Dükka…

Altıyüz elli dönümlük bir araziye yayılmış olan bu antik kent, Kuzey Afrika’daki misalleri arasında en iyi korunmuş Roma yerleşim yeri olma özelliğiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de 1997 yılında katılmıştır.

Dükka’nın günümüze kadar böylesine iyi bir şekilde gelmiş olması biraz da onun yerleşim yerlerinden uzakta olmasıyla alâkalı.

Öyle anlaşılıyor ki Dükka’nın merkezî yerlere uzak bir noktada yer alması, burada ikamet edilmesini engellemiş ve böylece sağlıklı bir Roma yerleşim yeri olarak günümüze kadar gelebilmiştir.

Buradaki en önemli Roma öncesi kalıntı, MÖ 2. yüzyılda bir Numidya prensinin onuruna yapılmış anıtmezardır.

Sanki yağlı boyayla çizilmiş bir manzaranın ortasına yerleştirilmiş gibi duran Dükka, işlenmiş taşlarının meydana getirdiği renkler ve manzarayla âdeta büyüleyici bir yer konumunda. Etrafında insanın dikkatini dağıtacak modern manada bir yapının olmaması ve bundan yüzyıllar önce de buranın böyle olduğu gerçeği, insanın hayret etmesi için yeterli bir sebep. Dükka, zaman makinesiyle yüzyıllar öncesine dönmüşçesine bir hissi uyandırmıştır bende her daim.

Tabii Dükka kadar etrafındaki arazi de önemli. Modern dünyanın kepçesini saplamadığı bu kent; bozulmamış toprağı ve ağaçlarıyla, tarihî bir eser gibi görülmeyi sonuna kadar hak ediyor. Kentte daha önce yaşamış olan Numidyalılar, Berberîler, Kartacalılar, Romalılar ve Bizanslılar ev sahibine hediyeler getiren gönlü zengin bir konuk misali Dükka’da bir şeylerini bırakmış gibidirler.

Ve tabii İslam dönemi de bu misafirlerden biriydi. MÖ 2. yüzyıla tarihlenen kule biçimindeki anıt mezar, Numidyalılar döneminden kalma değerli ve nadir eserlerin başında geliyor. 18. yüzyılın önemli seyyahlarından olan İskoçyalı James Bruce Kuzey Afrika’da yaptığı seyahatler kapsamında Dükka’ya da gelmiş ve bugün elimizde olan bu anıt mezarın resmini çizmiştir.

Dükka, 1997'de UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alındı.

Yirmiden fazla tapınağa sahip olan Dükka’daki zengin mimari çeşitlilik, Aynu Dûra ismiyle meşhur olan banyolara kadar uzanır. Tabii büyüleyici güzellikteki mozaik işlemeler de buna dahildir. Sahip olduğu mozaik koleksiyonundaki zenginlikle dünyada parmakla gösterilen başkent Tunus’taki Bardo Millî Müzesi, Dükka’dan buraya getirilen nice parçaya da ev sahipliği yapmaktadır. Dükka’nın sanat eserleri mozaiklerle sınırlı kalmamış, mesela Lucius Verus’un büstü de bu zenginliklerin arasında katılmıştır. Saç ve sakallardaki estetik detaylar da gelinen sanat seviyesini çok güzel bir şekilde göstermektedir. Bir diğer Roma İmparatoru Alexander Severus’a ithaf edilen ve yine Roma mimarisinde zengin örneklerini gördüğümüz kemerler de bu döneme ait eserlerden sayılabilir. İslam fetihleri döneminden sonra da yerleşim yeri olma özelliğini devam ettiren Dükka, Ağlebîler zamanından kalma bir hamama da sahiplik etmektedir.

Zor günlerde kendini unutmayanların şarkısı: Tunus
SkyRoad

Acele etmeden, dikkatli bir şekilde gezilmeyi hak eden Dükka, tahmin edilebilecek olandan daha fazla eserlerle keyifli vakit geçirmenizi sağlayacaktır.