Antalya'nın sembol yapılarından Yivli Minareli Camii

FATİH SARIMEŞE
Abone Ol

Antalya’nın simge yapılarından biri olan Yivli Minareli Camii adından da anlaşılacağı üzere ismini minaresinin gövdesinde yer alan yivlerden almaktadır. Anadolu Selçuklu devrine ait olan eser ayrıca Alaeddin Camii veya Antalya Ulu Camii olarak da adlandırılmaktadır. Yapı ilk olarak Sultan I. Alaeddin Keykubad zamanında inşa edilmiştir. Kaynaklarda inşasıyla ilgili, “Dini yapılar topluluğunun üzerine yapılmıştır.” gibi bir ifade yer almaktadır.

Antalya Yivli Minareli Cami’ye adını veren “Yivli Minare”.

Bugüne ulaşan yapı 1373 yılında Emir Mübarizüddin Mehmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Antalya bölgesinde hüküm süren Hamidoğulları Beyliği’ne ait kitabe yapının doğu kapısının üzerinde yer almaktadır. Söz konusu kitabede Emir Mübarizüddin Mehmed Bey’in ismi ile yapının mimarı Balaban et-Tavaşi isimleri geçmektedir.

Antalya Yivli Minareli Cami enine dikdörtgen planlı olup sade bir eserdir. Harimde bulunan on iki adet devşirme sütunla üst örtü sistemini oluşturan altı kubbe taşınmaktadır. Sütun başlıklarının bazıları akantus yapraklarından oluşmaktadır.

Altı kubbenin yanı sıra batı duvarı önünde dört bölümlü bir beşik tonoz da bulunmaktadır. Batı duvarının bölgede daha önce var olan bir kiliseye ait olduğu düşünülmektedir. Zira mihrap nişinin konumuna dikkat edildiğinde kıble yönü doğrultusunda hafif çapraz yerleştirildiği görülmektedir. Mihrap bu şekilde yerleştirilmiş olması yapının kiliseden çevrildiğine ya da kilise duvarlarının konumuna göre tamamlandığına işaret olarak kabul edilebilir.

Devşirme sütun başlığı.

Mihrabın karşısındaki duvarda bir tane kapı açıklığı vardır. Kapının önündeki kubbe aydınlık fenerine sahiptir. Bu kubbenin altında muhtemelen bir havuz bulunmaktaydı. Günümüzde alandaki su yolları görülmektedir. Cami, 1972 yılına kadar müze olarak kullanılmıştır. Günümüzde orijinal işlevini yani bir ibadethane görevini sürdürmektedir.

Yapının 30 metre yüksekliğe sahip minaresi yukarıda da ifade edildiği gibi şehrin sembol yapılarından biridir. Blok kesme taşlar üzerinde yükselen minare tuğladan inşa edilmiştir. Kare kesme taş kide tuğlalarla köşelerden pahlanarak yükseltilmiş sekizgen kasnağa dönüşmektedir. Bu kasnak taş-tuğla dizileriyle oluşturulan pano şeklinde tasarlanmış nişlere bölünmüştür. Batıdaki nişler içinde Sultan Alaeddin I. Keykubad zamanında (1220-1237) yapıldığına işaret eden kitabe bulunmaktadır. Nişli kasnağın üzerinde taştan silindir biçimli dar bir kasnak daha yapılmıştır. Bunun üzerine tuğlalardan sekiz yiv teşkil eden gövde şerefeye kadar uzanmaktadır. Minarenin şerefe bölümü taş malzemeden yapılmış olup üst bölümü 1954 yılında meydana gelen yangın sonrası yapılan onarım çalışmalarında yenilenmiştir. Şerefeye ulaşım 90 basamaklı merdivenle sağlanmaktadır. Kaynaklarda minarenin eskiden sırlı tuğla ve firuze renkli çinilerle süslendiği söylenmektedir.

Harimde bulunan su yolu.