Günizi: Mehmet Emin Ay
Mehmet Emin Ay, 1963 yılında Van'da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladı. Van İmam-Hatip Lisesi'nden (1980), ve U.Ü. İlahiyat Fakültesi'nden (1984) birincilikle mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını aynı fakültede tamamladı; 2001 yılında profesör oldu. Müzik alanındaki çalışmalarından dolayı ESKADER tarafından 2009 Yılı Müzik Ödülü'ne layık görüldü. Bir dönem Bursa İl Müftüsü olarak da görev yaptı. Pek çok ilahi albümü bulunan Ay’ın albümlerinden bazıları: Gül-Ruhsar (1999), Beyaz Dilekçe (2001), Selam Götürün (2002), Reyhan Çiçekleri (2004), Aşkın Kanatları (2008). Bu albümlerin yanında Kur’an-ı Kerim tilavetlerinin yer aldığı albümleri ve hem çocuklara hem yetişkinlere yönelik kitapları da mevcuttur.
Tövbe deyince aklınıza gelen ilk kelime hangisi?
O’na yönelmek.
Tövbe kaç renktir? Sizin tövbeniz hangi renk?
Kanaatimce tek renktir. O da cennet yeşili…
Tövbeye eşlik eden en güçlü duygu nedir?
Pişmanlık ve bağışlanma ümidi.
İşlenmiş bir günahın ardından tövbe etmek ile edememek arasındaki fark sizce nedir?
Hatasını kabullenmek ile kendini haklı görmeğe devam etmek.
Tövbe etmeyi ilk ne zaman öğrendiniz?
“Peygamberimizin günde yüz defa tövbe ettiğini” okuduğum gençlik çağının ilk yıllarında.
Tövbe etmek ve edememek bahsi size neyi hatırlatıyor?
Pişmanlığı ve kendini haklı/üstün görmeği.
Ettiğiniz tövbenin huzurdan geri dönmemiş olduğunu nasıl anlarsınız?
Avuçlarıma inen ağırlık hissiyle.
Modern insanın tövbeleri ile kadim insanların tövbeleri arasında sizce fark var mıdır?
Modern insan özür dilemeyi bir eksiklik gördüğü için tövbe etmek ona zor gelir. Kadim insanlar ise hatayı kabul ve hatadan dönmeyi bir fazilet olarak bilirlerdi.
En etkilendiğiniz tövbe cümlesi hangisi?
“Allah’ım! Eğer beni affetmez ve bana merhametinle muamele etmezsen ben kaybedenlerden olurum!” (Hz. Âdem’in duasından…)
Her pişmanlığa tövbe eşlik edemiyor. Kabil’in pişmanlık ateşi içinde tutuşmasına rağmen tövbe edememesi gibi. Tövbe sizce de bir nasip midir?
Tövbe bir yönüyle nasip işidir. Diğer yönüyle de irade… Çünkü şeytan ne pişmanlık duydu ne de tövbeye yöneldi. Bunun yerine kendi üstünlüğünü ve haklılığını ispatlamaya çalıştı. Kabil’de de kendini haklı görme duygusu Allah’a yönelmesine ve tövbesine engel olmuştu. Hz. Âdem ise işlediği günahı bir hata olarak kabul etmiş ve pişman olmuştu… Duyduğu pişmanlık onu Allah’a yöneltmişti ve tövbe etmişti. Diğer peygamberlerde de aynı özellikler görülür.