Sosyal mesafe mülteciler için de mümkün mü?

FERİDE KURTULMUŞ
Abone Ol

Savaşlar, etnik ve mezhep temelli çatışmalar yüzünden dünya çapında 70 milyon insan yerinden edildi. Yurtlarından edilen bu insanların büyük kısmı mülteci kamplarında yaşıyor. Binlerce insanın; altyapının, yeterli su ve yiyeceğin olmadığı insanlık dışı koşullarda yaşadığı mülteci kampları koronavirüs tehdidiyle karşı karşıya. Sivil Toplum Kuruluşları tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs tehdidi karşısında sosyal mesafeyi korumanın mümkün olmadığı, hijyenin, tıbbi malzemenin son derece yetersiz olduğu kamplarda salgın riskine karşı önlem alınması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Covid-19 dünyadaki etkisini hızla artırırken, devletler vatandaşlarını evde kalmaya çağırıyor. Fakat ülkesini terk etmek zorunda kalmış, evi olmayan pek çok mülteci için bu çağrıya uymak mümkün değil.

Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR), dünya çapında neredeyse 70 milyondan fazla zorla yerinden edilmiş insan olduğunu tahmin ediyor. Farklı ülkelerde zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışan bu insanların birçoğu ise mülteci kamplarında yaşıyor.

Mülteciler: Asimilasyon, Entegrasyon ve Diaspora
Mecra

Dünyanın farklı yerlerindeki pek çok mülteci kampı ya da gayriresmî yerleşim yerleri, salgın patlak vermeden önce bile insanlık dışı şartlara sahipti. Covid-19’un hız kazanmasıyla bu durum daha da korkutucu bir hale gelmiş durumda.

Lambasia Mülteci Kampı, Bangladeş.

Bangladeş’te 850.000 Rohingya Müslümanına ev sahipliği yapan kamplarda kilometre kare başına 40.000 insan düşüyor. Orta Doğu ve Afrika’dan pek çok mültecinin yaşadığı Yunanistan'daki kamplarda ise yoğunluk çok daha fazla. Bu şartlar altında sosyal mesafe, izolasyon, hijyen gibi konulardan bahsetmek mümkün değil.

27 fotoğrafla savaş bölgesinde çocuk olmak
Mecra

Virüs henüz kamplara yayılmamış olsa da önümüzdeki günlerde bunun kaçınılmaz olduğu tahmin ediliyor. Geçtiğimiz günlerde birkaç pozitif vakaya rastlanması sonucu Yunanistan’da Eğriboz Adası’nda 2 mülteci kampı karantinaya alındı.

Yunanistan'daki kapasitesinin üzerinde binlerce kişiyi barındıran kamplarda maskeyle korunmaya çalışan mülteciler.

Dünyanın pek çok yerinden insan panik içinde gıda stoklamaya çalışırken mültecilerin temel ihtiyaçlarını bile karşılaması mümkün olmuyor. Birçok mültecinin yiyecek ihtiyacı STK’lar tarafından karşılanmaya çalışılıyor.

Bangladeş’teki mültecilerin yarısından çoğu yeterli yiyecek alamıyor. Kamplarda yaşayan Burundili mülteciler ise bazı kaynaklara besin olarak bazen kumla karıştırılmış un ya da pişirilemeyecek kadar eski fasulye aldıklarını ifade ediyor.

Rohingya Müslümanlarına ev sahipliği yapan, Bangladeşteki kamplarda binlerce kişi aynı musluğu kullanıyor.

En kritik noktalardan biri de kamplardaki tıbbi imkanların yetersiz olması. Resmi kaynakların verilerine göre on binlerce mülteciye ev sahipliği yapan Midilli’deki mülteci kampında sadece altı tane yoğun bakım yatağı mevcut. Diğer kampların durumu da bundan farklı değil.

Yarım kalmış hayallerin ülkesi: Suriye
Mecra

Kamplardaki mültecilerin durumunun en azından kontrol altına alınabilme ihtimali var fakat dünyanın birçok farklı yerinde incecik çadırların altında ya da terk edilmiş yerleşim yerlerinde hayatını sürdürmeye çalışan sayısız insan var. Hayatları pahasına yerlerinden edilmiş milyonlarca insan şimdi de virüs tehdidiyle karşı karşıya.

20.000 kişinin yaşadığı Yunanistan'ın Midilli adasındaki mülteci kampında, hijyen eksikliği ve tıbbi malzeme yetersizliği olası bir salgın durumunda riski ikiye katlayacak.

Yunanistan'daki kamplarda gönüllü olarak çalışan doktor ve hemşireler, zaten oldukça zor şartlarda yaşayan mültecilerin bu sene ağır bir grip salgını atlattıklarını, bunun dışında yemek yapmak için ateş yakmak durumunda olan birçok mültecinin de duman solumak sebebiyle akciğer hasarı yaşadığını belirtiyor ve bunların Covid-19’a olan duyarlılığı artırdığını ifade ediyor.

Afganistan ve Suriye gibi çatışma ve kaosun sürdüğü coğrafyalardan gelen mülteciler Yunanistan'daki kamplarda odun ateşiyle ısınmaya çalışıyor.

Geçtiğimiz hafta açıklama yapan Avrupa Parlamentosu yetkilileri ise acil tedbir alınmazsa salgının kamplara yayılmasının çok fazla ölüme yol açabileceğini söylüyor. Kamplarda tedbir olarak broşür dağıtılıp, sosyal mesafe hakkında bilgilendirmeler yapılıyor fakat bir musluğu 1300 kişinin kullandığı, bir çadırda birden fazla ailenin yaşamak durumunda kaldığı, sabuna erişimin kısıtlı olduğu kamplarda bu uyarıları dikkate almak çok da mümkün değil.