Salahaddîn Eyyûbî mirası minber, Harem-i İbrahim Camii'nde asırlara meydan okuyor

HABER MASASI
Abone Ol

Batı Şeria'da yer alan El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camii'nin minberi, Salahaddîn Eyyûbî'nin getirttiği üç minber arasında orijinalliğini koruyan tek eser. Çivi ve tutkal kullanılmadan yapılan ahşap doğrama sanatı kündekari tarzının en güzel örneklerinden biri olan minber, onca katliam ve işgale rağmen asırlardır ayakta duruyor.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın güneyinde bulunan El Halil kentinde bulunan ve geçmişi 5 bin yıl öncesine dayanan Harem-i İbrahim Camii, Filistin'deki en önemli 4 tarihî mekândan biri olarak nitelendiriliyor.

Minber, 1091'de Fâtımî devleti vezirlerinden Bedru'l-Cemâlî tarafından Aşkelon'daki Hüseyin'in Başı Türbesi için yaptırılmış, ancak 1187'de Salahaddîn Eyyubî tarafından şimdiki yerine taşınmıştır.

Müslümanlar için kutsal sayılan ve Hz. İbrahim'in kabrine ev sahipliği yapan caminin minberinin de ayrıca önemli bir özelliği bulunuyor.

İşçiliğiyle göz kamaştıran, kündekari sanatıyla özenle işlenen sedef kakma işlemeli minber, 1187 yılında Salahaddîn Eyyûbî tarafından camiye getirilmiş.

İslâm dünyasının en eski minberlerinden biri olarak bilinen ve Kudüs fatihi Salahaddîn Eyyûbî tarafından getirilen minberler arasında bin yıla yakın geçmişine rağmen ilk günkü sağlamlığını koruyan eser, Harem'de hizmet vermeye devam ediyor.

Oyma sanatı kullanılarak yapılan minberin üzerindeki mozaikler Memlûkler döneminden kalma. Altında ise kûfî hatta Arapça bir yazıt bulunuyor.

İslâm sanatının şaheseriydi
Mecra

  • Salahaddîn Eyyûbî, Kudüs'ü fethinin ardından birçok hizmette bulunuyor. Nureddîn Zengî'nin Mescid-i Aksâ için yaptırdığı minberin aynısından iki tane daha yaptıran Salahaddîn, bunlardan birini Harem-i İbrahim Camii'ne, diğerini de Şam'daki Emevî Camii'ne getirtiyor. Aksâ'daki minber yakılıyor, Emevî Camii'nin bombalanmasıyla da minberi zarar görüyor ya da tamamen yıkıldığı tahmin ediliyor.

Sönmeyen bir yangın
Mecra

Nureddîn Zengî tarafından yaptırılan ve Kudüs'ü Haçlılardan geri alan Salahaddîn Eyyûbî tarafından Kıble Mescidi'ne hediye edilen tarihî minber, 21 Ağustos 1969 günü çıkan yangında tamamen kül oldu.

Harem-i İbrahim Camii

İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksâ'nın çevresi olarak kabul edilen El Halil kentindeki Harem-i İbrahim, Mekke'deki Mescid-i Harâm ve Medine'deki Mescid-i Nebevî ile Mescid-i Aksâ'dan sonra en kutsal dördüncü cami kabul ediliyor.

Harem-i İbrahim Camii, Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ'dan sonra en kutsal dördüncü cami kabul ediliyor.

El Halil şehrinde, özellikle Harem-i İbrahim Camii çevresinde İsrail askerleri ile Filistinliler arasında sık sık arbede yaşanıyor.

Yahudiler, 1994 yılına kadar belli saatlerde camide bulunan "Hz. İbrahim'in kabrini" ziyaret edebiliyordu. Baruch Goldstien isimli aşırı sağcı Yahudi'nin 25 Şubat 1994'te cami cemaati üzerine ateş açarak 29 Filistinliyi öldürdüğü ve 150'den fazla kişiyi yaraladığı ve tarihe "El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı" olarak geçen saldırının ardından İsrail yönetimi, güvenlik gerekçesiyle caminin yarısından fazlasını (%63) Yahudiler için tashih etmişti.

İsrail'in göz yumduğu İbrahimî Camii Katliamı
Mecra

Caminin altında yer alan Hz. İbrahim ve eşinin kabirlerinin yanı sıra Hz. İshak, Hz. Yakub, Hz. Yusuf ve eşlerinin mezarlarının bulunduğuna inanılan mağara, İsrail tarafından ''Ata Babalar (Machpelah)” olarak isimlendiriliyor.

  • Hz. İbrahim'in kabrinin bir kısmı ile eşi Hz. Sare ve çocukları Hz. İshak ile hanımının bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalmış, Hz. Yusuf ve diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmıştı.

Bölünmüş kısımlar yılda onar gün karşılıklı olarak Müslüman ve Yahudi ziyaretçilere açılıyor. Buna göre, Yahudilerin dinî bayramlarında cami olan kısım Yahudilere, Müslümanların dinî bayramlarında da sinagog kısmı Müslümanlara tahsis ediliyor.

Cami, ev sahipliği yaptığı mabedler sebebiyle sık sık fanatik Yahudilerin baskınlarına uğruyor.