Kudüs’te Ramazan başkadır

İBRAHİM FURKAN ÖZDEMİR
Abone Ol

Mescid-i Aksâ’nın avlusuna çadırlar için demir iskeleler kurulmaya başlamışsa, gençler ellerinde uzun kablolarla sokaklardaysa ve duvarlara bir şeyler asıyorlarsa, yüzlerde tebessümler çoğalmışsa… Mübarek Ramazan ayı yaklaşıyor demektir Kudüs’te.

Birçok Arap ülkesinde olduğu gibi Filistin’de de caddeler, sokaklar, evler ve işyerleri Ramazan'da kandillerle aydınlatılır. Doğu Kudüs’te eski şehir surlarının dışında bulunan Zehra ve Selahaddin caddelerinden, Şam Kapısı ve Sahira Kapısı başta olmak üzere Mescid-i Aksâ’ya çıkan bütün sokaklar kandillerle aydınlatılır.

Ramazan ayı münasebetiyle Mescid-i Aksâ'nın bazı alanlarına çadırlar kuruluyor. (Mostafa Alkharouf / AA)

Genelde bu aydınlatma işlemi mahallenin kendi imkânları ile bazen de Filistin Elektrik Şirketi’nin katkılarıyla yapılır. (Filistin Elektrik Şirketi, Kudüs Belediyesi’nden bağımsız, belki de Filistinli tek kuruluştur.) Malumunuz Kudüs Belediyesi İsrail’e bağlı bir belediye olduğu için Kudüslüler aydınlatma konusunda destek ve yardım almazlar.

Şam Kapısı'na asılan kandil ve süslemeler. (İbrahim Furkan Özdemir)

Ramazan, Kudüslülere, on bir ay boyunca yaşadıkları baskı ortamından biraz olsun uzaklaşma imkânı verir. Bu coğrafyanın insanı, genel anlamda sıcakkanlı ve mütebessim insanlar olsalar da ve Filistinliler de mütebessim olmaya çalışsalar da, yüzlerinde işgalin vermiş olduğu bir asabiyet vardır. Özellikle Sudan’dan Kudüs’e ilk geldiğim hafta bunu derinden hissetmiştim. İşte bu asabiyet, Ramazan'ın güzelliğiyle yerini tatlı bir tebessüme bırakır.

Mescid-i Aksâ'da kılınan bir Cuma namazı sonrası suyla serinlemeye çalışan ve oldukça eğlenen kadın ve çocuklar. (Mostafa Alkharouf / AA)

Ramazan ayında sadece Müslümanlar değil, Hristiyanlar da bu bereket ikliminden faydalanır. Sadece Ramazan ayında yapılan tatlılardan/şerbetlerden alma imkânları olur. Bu tatlılardan ‘"Kadayıf’’ (bizim bildiğimiz kadayıf değil) en meşhurudur. Aynı şekilde soğuk içeceklerden de ‘’Sus, Tamır Hindi ve Harrub’’ mutlaka zikretmek gerekir. Sahur ve iftarlarda yemek çeşitliliği açısından çok bir değişiklik olmasa da iftarda sebze ve şehriye çorbaları, evlerin en sevilen yiyeceğidir.

Kadayıf tatlısı, Kudüs Ramazanlarının en özel tatlarından biridir. (İbrahim Furkan Özdemir)

Eski şehirde normalde saat 18.00 gibi kapanan dükkânlar, gece yarılarına kadar açık olur. (Esnafın dükkânlarını erken kapatması Mescidi Aksâ’da bir ara hutbeye bile konu olmuştu). Eski şehrin surlarının etrafında seyyar çay ocakları kurulur. Şam kapısında teravih sonrası bazı günler küçük çaplı Ramazan etkinlikleri olur. Genelde de bu etkinliklerde ilahi ve kasideler (neşid) okunur.

Filistin’e yurt dışından gelen bütün malların İsrail gümrüğüne tabi tutulması, Batı Şeria’dan ve Gazze’den et, süt, yumurta sebze gibi malzemelerin Kudüs’e girememesi, esnafa uygulanan Arnona Vergisi (Emlak Vergisi) uygulamalar, Kudüslü esnafı bıkkınlık derecesine getirmiş durumda. Başta geleneksel bakırcılık, dericilik, kumaşçılık sektörü olmak üzere, onlarca dükkân kapanmıştır. Çoğu hediyelik eşya dükkânlarına dönüşmüş haldedir.

Ramazan'ın gelişiyle birlikte hediyelik eşya dükkânları da kandil ve fenerlerle dolup taşıyor. (Mostafa Alkharouf / AA)

Bundan on yıl öncesine kadar, “ayrım duvarı” olmadığı için, Ramallah’ta, Gazze’de, Nablus’ta yaşayan Filistinlilerin, Kudüs’e gelmelerinde herhangi bir problem yoktu. Dolayısıyla özellikle Kudüs eski şehirde bulunan ticari dükkânlar bugünkü gibi kan ağlamamaktaydı. Son on yılda teker teker dükkânlarını kapatan esnaf, Ramazan'da Batı Şeria’dan gelen Filistinlilerin yapacak olduğu alışverişleri iple çekmektedir.

Sabahın erken saatlerinde oruçlu halde kontrol noktalarında saatlerce bekleyerek sadece Mescid-i Aksâ’da Cuma namazı kılmak için yola revan olan Batı Şerialı yüzlerce Müslümanı Şam Kapısı’nda karşılamak… Hayatlarında ilk defa Kudüs’ü gören Filistinlilerin heyecanlarına, sevinçlerine, gözyaşlarına şahitlik etmek… Bana telefonlarını verip fotoğraflarını çekmemi isteyenlerin coşkusu…

Batı Şeria'dan Kudüs'e gelmek isteyen Filistinliler, İsrail kontrol noktalarında saatlerce beklemek zorunda kalıyorlar. (Issam Rimawi / AA)

Ramazan ayında bir cuma günü sabahı bir arkadaşı havaalanına bırakıp döndüğümde, eski şehirdeki evime giderken, Şam Kapısı’nda karşılaştığım bu manzarayı asla unutamayacağım. Kudüs’te Ramazan'ın en unutulmaz tablolarından biri de budur.

İsrail işgal yönetimi, Ramazan ayı boyunca işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilere her cuma günü Kudüs’e geçiş izni vermektedir. Bu sene Gazzeliler hariç; kadınlara herhangi bir yaş sınırı olmamakla beraber 40 yaş üstü erkekler ile 12 yaş altı erkek çocuklara geçiş izni verildi. Belki de ilk defa görecekler mübarek Mescid-i Aksâ’yı ve Kudüs’ü. Belki de son defa.

İsrail kontrol noktasından geçerek, Kudüs'e gitmeye çalışan Filistinli kadınlar. (Mussa Issa Qawasma / Reuters)

Ramazan ayında her Cuma namazı sonrası Eski şehirde kaybolmuş onlarca insanın “Şam Kapısı’na nasıl giderim?” sorusuyla karşılaşırsınız. Bu soruyu Abu Dis’te, Ram’da yaşayan, yani aslında Kudüslü olan insanlar da sorar. Şam Kapısı’nı sormalarının sebebi, onları yaşadıkları yerlere götürecek olan otobüslerin oradan kalkmasıdır. Filistin’de doğup büyümüş insanların, işgal sebebiyle Kudüs’e gelemeyişlerini ve şehri hiç tanımayışlarını böylece fark edersiniz. Şam Kapısı’nın çevresinde, Kudüslü Müslümanların Ramazan ayını kutlayan afişlere rastlarsınız. İmza, Kudüs’ün Yahudi Belediye Başkanı Nir Birkat’a aittir.

Kadim Kudüs'ün Mescid-i Aksa'ya varan sokakları, kandil, fener ve süslerler aydınlatılır ramazanda. (Mostafa Alkharouf / AA)

Mescidi Aksâ’da sabah, akşam ve yatsı namazlarını -pazartesi günü hariç- hep Şeyh Yusuf Ebu Suneyne kıldırır. Türkiye’den Aksâ’yı ziyarete gidenlerin de aşinası olduğu bir sestir bu. Ramazan'da yatsının farzı da Şeyh Yusuf tarafından kıldırılır. Ama sonrasında teravih namazı ikişer rekât olarak, yirmi rekâtlı bir namaz şeklinde, dört farklı imam tarafından kıldırılır. İlk sekiz rekâtın ardından, cemaatin yarısı dağılır.

Batı Şeria’dan gelen Müslümanların bazıları geri dönmeyerek Mescid-i Aksâ’da itikâfa girerler. (Ammar Awad / Reuters)

Teravih namazını kadınlar Kubbetu's-Sahra’da, erkeklerse Kıble Mescidi’nde kılar. Cemaat avluya taşar. Baktığınız zaman cemaat dağınık gibi görünebilir. Kıble Mescidi’nin içerinde belki yer de vardır, ama Filistinliler namazı dışarda kılmayı tercih ederler. Birincisi serindir, ikincisi avlu da mescittir, üçüncüsü ise dışarıdan İsrailliler gözetledikleri için onlara kalabalık olduklarını göstermek isterler. Ve elbette, ayakkabıyla namaz kılmak çok yaygındır. Biz Türkler için alışılmadık bir manzara olsa da

Mescid-i Aksâ'da kurulan iftar sofraları. (İbrahim Furkan Özdemir)

Normal günlerde yatsı namazından bir saat sonra kapanan Aksâ, Ramazan ayında gece saat 00.00’da kapılarını kapatıp, saat 04.00 gibi teheccüd namazı için açılır. Yine birçok Arap ülkesinde olduğu gibi teheccüd namazı için bir ezan, sabah namazı öncesi hatırlatma ezanı (su içmek ve oruca niyetlenmek için) ve sabah namazı ezanı okunur. Ramazan'ın son on gününde, Batı Şeria’dan gelen Müslümanların bazıları geri dönmeyerek Mescid-i Aksâ’da itikâfa girerler. Son dönemde Yahudilerin Ramazan ayında da Aksâ’ya yönelik ihlalleri devam ettiği için genelde son on gün Aksâ’da, Filistinliler ve işgalci İsrail polisi arasında gerginlik yaşanır.

Mescid-i Aksâ'da bir Kadir Gecesi teravihi... (Mostafa Alkharouf / AA)

Ramazan'ın en kalabalık ve şenlikli anları, Kadir Gecesi’dir Kudüs’te. Mescid-i Aksâ’nın tüm alanı tıklım tıklımdır. Herkes duaya, niyaza, ibadete durmuştur. Ve sonrasında bayram gelir, mübarek kılınan yere.

Kudüs’te Ramazan başkadır. İşgale ve sıkıntılara rağmen, Ramazan bir bahar esintisi gibi gelir Kudüs’te, bayrama kadar bambaşka bir zaman yaşatır Kudüslülere…