İslam İşbirliği Teşkilatı: Mescid-i Aksa Müslümanların kırmızı çizgisidir
İsrail'in Mescid-i Aksa'daki ihlallerine karşı Cidde'de olağanüstü bir şekilde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında, "Kudüs ve Müslümanların hem ilk kıblesi hem üçüncü haremi olan mübarek Mescid-i Aksa, İslam ümmeti için kırmızı çizgidir." ifadeleri kullanıldı.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Mescid-i Aksa'nın Müslümanların kırmızı çizgisi olduğunu ve işgal altındaki Kudüs kentine yönelik yasa dışı uygulamaların kabul edilemeyeceğini bildirdi.
İİT, İsrail'in Mescid-i Aksa'daki ihlallerine karşı Endonezya'nın talebi üzerine Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde daimi delegeler düzeyinde olağanüstü toplantı gerçekleştirdi.
- Olağanüstü toplantının ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde, "Kudüs ve Müslümanların hem ilk kıblesi hem üçüncü haremi olan mübarek Mescid-i Aksa, İslam ümmeti için kırmızı çizgidir." ifadeleri kullanıldı.
Kudüs için kenetlenme, İsrail ihlallerine karşı kutsalları savunma ve Filistin halkına destekte bulunma çağrısı yapılan bildirgede, "Ramazan ayında işgal ordusu ve fanatik sömürgecilerin Mescid-i Aksa'da ibadet edenlere yönelik saldırı ve baskınlarını sürdürerek, gerginliği artırmalarını kınıyoruz." ifadelerine yer verildi.
Bildirge, Mescid-i Aksa'ya yönelik tekrarlanan saldırıları, "Müslümanların duygularına karşı provokatif eylemler" olarak nitelendirdi.
İsrail'e iki devletli çözümü ve kapsamlı barış fırsatlarını baltalayan adımları durdurma çağrısı yapılan bildirgede, uluslararası topluma Filistin halkını koruma sorumluluğunu yerine getirme çağrısında bulunuldu.
İİT olağanüstü toplantısının sonuç bildirgesinde, uluslararası toplumdan "İsrail'i Kudüs'ü ilhak etme yönündeki yasa dışı kararından geri adım atmaya zorlama" talebinde bulunuldu.
İİT'den İsrail'in "Mescid-i Aksa" ihlallerine ilişkin uluslararası aktörlere mektup
İslam İşbirliği Teşkilatı, geçtiğimiz günlerde İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden ihlallerine ilişkin birçok uluslararası aktöre mektup göndermişti.
İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden ihlallerine ilişkin ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin'in dışişleri bakanlarının yanı sıra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisine mektup gönderdi.
İİT'nin açıklamasında, Mescid-i Aksa'ya baskın yapmanın, kapılarını kapatmanın ve içinde namaz kılan savunmasız kişilere yönelik "vahşi saldırıların", bölgede ve bölge dışında bir din savaşını ateşleyeceği ve şiddeti körükleyeceği kaydedildi.
Açıklamada sözlerine yer verilen İİT Genel Sekreteri Taha da tüm uluslararası tarafları, Müslümanların Mescid-i Aksa'da özgürce ibadet etme hakkının sağlanması ve işgal altındaki kutsal mekanların mevcut tarihi ve yasal statüsünün korunması için acilen harekete geçmeye çağırdı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
- Ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor.
Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini belirtiyor.
Hamursuz Bayramı'nda fanatik Yahudilerin Aksa'ya baskınları arttı
Fanatik Yahudiler, 15 Nisan Cuma günü başlayan ve bir hafta sürecek Hamursuz Bayramı'nda İsrail polisi korumasında Aksa’ya yönelik baskınlarını artırırken, İsrail hükümetinin cuma gününden itibaren buna müsaade etmeyeceği bildirildi.
İsrail basınındaki haberlere göre, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da İsrail polisi, Yahudi yerleşimcilerin ramazanın son günlerinde Mescid-i Aksa'ya girmesine izin vermeyecek. Cuma günü başlayacak uygulama Ramazan Bayramı'nın son gününe kadar sürecek.
İsrail yönetimi önceki yıllarda da ramazanın son günlerinde fanatik Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya baskınlarına izin vermiyor, itikafa giren Müslümanların ise mescitte kalmasına müsaade ediyordu.