Gjakova'yı hatırlamak

HABER MASASI
Abone Ol

Kosova'daki sivillere uygulanan baskı, zulüm ve katliamlara son verilmesi ve Kosova'ya uluslararası birliklerin konuşlandırılması teklifini dönemin Yugoslavya yönetiminin kabul etmemesi üzerine NATO, eski Yugoslavya'daki bazı stratejik hedeflere yönelik Müttefik Güç Harekatı'nı (Operation Allied Force) başlattı. Kosova'nın batısındaki Gjakova ve Deçan kasabaları ile Metohija arasındaki 12 millik yol, 14 Nisan 1999 günü tam 73 kişinin hayatını kaybettiği bir katliama sahne oldu. Katliamı yapan ise, bizzat NATO savaş uçaklarıydı.

NATO uçaklarının 14 Nisan 1999’da FR Yugoslavya’yı (şimdiki Kosova’yı) bombalarken Gjakova yakınlarındaki Arnavut mültecileri de bombalamasının üzerinden tam 25 yıl geçti. Kosova'nın batısındaki Gjakova ve Deçan kasabaları ile Metohija arasındaki 12 millik yolda, 16’sı çocuk toplam 73 Kosovalı Arnavut sivil hayatını kaybetti.

Amerika Birleşik Devletleri ve NATO başlangıçta hedefin sadece askerî bir konvoy olduğunu ve sivillere yönelik saldırılardan Yugoslav güçlerinin sorumlu olabileceğini ve konvoy vurulduktan sonra Yugoslav askerlerinin dışarı çıkıp sivillere saldırdığını iddia etti. Aradan sadece 2 gün geçtikten sonra NATO, bir Amerikan F-16 uçağının Kosova'nın güneybatısındaki bir konvoydaki sivil bir aracı "yanlışlıkla" bombaladığını kabul etti. Yaşanan bu durumdan dolayı NATO tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

  • "NATO, masum sivillere verilen herhangi bir zarardan pişmanlık duyuyor ve bu kazanın meydana geldiği koşulların tamamen (Yugoslav) Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç ve politikalarının sorumluluğunda olduğunu hatırlatıyor."

İngiltere'de Başbakan Tony Blair de saldırıyı kim gerçekleştirdiyse, nihai sorumluluğun Slobodan Miloseviç'e, Sırbistan ve Yugoslavya'nın eski devlet başkanına, ait olduğunu söyledi.

Amca, başardık: Adem Jashari
Mecra

Gjakova Katliamı'ndan yaralı kurtulan bir adam el arabasıyla götürülürken.

Belgrad, NATO'yu 70'ten fazla Kosovalı Arnavut mülteciyi öldürmekle suçladıktan sonra eleştirilere ayrıntılı bir açıklama yapan ABD'li Tuğgeneral Daniel Leaf gazetecilere verdiği demeçte, NATO uçaklarının Kosova'da biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki hedefe saldırdığını söyledi ve her iki olayda da sivillerin yaralanmasının, zarar görmesinin mümkün olduğunu kabul etti ve sözlerine şöyle devam etti:

  • "Sırp televizyonunda görülen cesetleri açıklayamam. Sivil tipli araçların çarpması ve sivil personelin zarar görmüş olma ihtimali var. Bunu net olarak tespit edemiyoruz."

Konvoyların vurulduğu yerin yakınındaki evinin enkazında oturan bir adam.

Leaf, 100'den fazla konvoyun önde gelen araçlarının "askerî hareketin çeşitli özelliklerine - havadan görüldüğü gibi tek tip boyut, şekil ve rengin yanı sıra araçlar arasında tutarlı boşluk ve nispeten yüksek bir hıza" sahip olduğunu vurguladı.

  • Amerikan medyasından muhabirler aynı gün olay yerine gitti, hayatta kalanlarla röportaj yaptı. Muhabirler hasarlı traktörler, mülteci olarak tanımlanan yanmış cesetler, bomba kraterleri ve şarapnel gördü.

O trajik gündeki olayların nasıl geliştiğini anlatan Tuğgeneral Leaf, saldırıların videosunun ittifak uçaklarının traktör gibi görünen şeylere saldırdığını gösterdiğini kabul etti.

Gece yarısı ile şafak arasında Arnavutluk sınırındaki Morini sınır kapısında akın eden binlerce mülteciden bazıları konvoy saldırısının katliamına tanık oldu. 15 yaşındaki Shaban Hasanaj, saldırının sonrasını şöyle tarif etti:

“Başsız, birbirine dolanmış kol ve bacaklara sahip cesetler görebiliyordum.”

Kosovalı mülteciler, Nisan 1999'da Yugoslavya ve Arnavutluk arasındaki sınırı geçtiler.

Arnavut-Sırp krizi boyunca yaklaşık 950 bin Kosovalı Arnavutluk, Makedonya ve Karadağ'a kaçtı. Yaklaşık 600 bin kişi Kosova içinde yerinden edildi. Toplamda, Kosova nüfusunun yaklaşık yüzde 90'ı savaşta evlerini terk etti. NATO, Sırp ordusu ve paramiliter güçlerinin Kosova Arnavutlarına karşı yürüttüğü etnik temizlik kampanyasını durdurmayı umuyordu, fakat her savaşta olduğu gibi sivil halk büyük zarar gördü ve katliamlara kurban gitti.