Bosna Hersek, "bağımsızlığının" 32. yılını kutluyor...
Nüfusunun yarısından fazlasını Müslüman Boşnakların oluşturduğu Bosna Hersek'te, 29 Şubat-1 Mart 1992'de yapılan Bosnalı Sırpların büyük oranda boykot ederek katılmadığı referandumda, halkın yüzde 99,44'ü bağımsızlık yönünde oy kullandı. Bağımsızlık referandumunun hemen sonrasında patlak veren ve 3,5 yıl süren savaş, 21 Kasım 1995'te paraf edilen ve 14 Aralık 1995'te Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman'ın imzaladığı Dayton Barış Antlaşması'yla sona erdi. Kanlı savaşın üzerinden çeyrek asırdan daha uzun süre geçmesine rağmen, ülkede hâlâ gerçek anlamda bir istikrardan söz edilemiyor. Savaşta birbiri ile çatışmış Boşnak, Hırvat ve Sırplar arasındaki etnik temelli gerilimlerin sürdüğü ülke, işsizlik ve genç nüfusunun Batılı ülkelere göçü gibi meselelerle de mücadele ediyor. Zengin doğal kaynaklara, önemli yatırım potansiyellerine, ucuz iş gücüne ve stratejik konuma sahip Bosna Hersek, son yıllardaki göçmen kriziyle de başa çıkmaya çalışıyor.
Eski Yugoslavya'nın dağılmaya başlamasının ardından 29 Şubat-1 Mart 1992'de yapılan halk oylaması ile bağımsız devlet olan Bosna Hersek, binlerce insanın uğruna canını feda ettiği bağımsızlığının 32. yılını kutluyor.
Müslüman Boşnakların nüfusun yarısından fazlasını oluşturduğu Bosna Hersek'te, 1992-1995 yıllarında yaşanan savaşın izleri tam anlamıyla silinemedi.
Savaşın sona ermesini sağlayan Dayton Barış Antlaşması, getirdiği karmaşık siyasi yapıyla ülkenin istikrara kavuşmasına engel oluyor.
Bosna Hersek, zengin kaynaklara, önemli yatırım projelerine, ucuz iş gücüne sahip olmasının yanı sıra işsizlik ve göç nedeniyle nüfusunu günden güne kaybediyor.
1992 Bağımsızlık referandumu
Yugoslavya ülkesi Hırvatistan'ın 1991'de bağımsız olmasının ardından büyük oranda Sırpların kontrolünde olan Yugoslav Halk Ordusu (JNA) ile Hırvat güçleri arasında başlayan çatışmalar, komşu Bosna Hersek'e de sıçradı. JNA, Bosna Hersek sınırları içinde kalan ancak nüfusunun çoğunluğunu Hırvatların oluşturduğu Ravno'ya saldırdı.
Yugoslavya'nın bölünmesini kendi lehine kullanmak isteyen Bosnalı Hırvatlar ve Sırplar da ülke topraklarını aralarında pay etmek istedi.
Hırvatlar, 18 Kasım 1991'de Hersek Bosna Hırvat Cumhuriyeti'ni, Sırplar ise 9 Ocak 1992'de Sırp Cumhuriyeti'ni ilân etti.
O yıllarda ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan Müslüman Boşnakların bağımsız bir Bosna Hersek'ten başka çıkış yolu bulunmazken, Slovenya ve Hırvatistan'ın Yugoslavya'dan ayrılmalarının akabinde Bosna Hersek'te de bağımsızlık referandumu kararı alındı.
- Bosnalı Sırpların büyük oranda boykot ederek katılmadığı referandum, 29 Şubat-1 Mart 1992'de yapılırken, halkın yüzde 64,31'inin sandığa gittiği halk oylamasında kullanılan oyların yüzde 99,44'ü bağımsızlık için "evet" oldu.
"Bağımsız" olan Bosna Hersek, 22 Mayıs 1992'de Birleşmiş Milletler (BM) üyeliğine kabul edildi.
Bağımsızlığın ardından Sırp birlikleri, Müslüman Boşnaklara etnik temizlik başlattı
Bağımsızlık referandumunun hemen ardından JNA'nın yanı sıra Bosna Hersek ve Sırbistan'dan paramiliter Sırp birlikleri, Müslüman Boşnaklara karşı etnik temizlik başlattı.
Bağımsız Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı olan Boşnak lider Aliya İzetbegoviç'in liderliğinde ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını korumak için bir araya gelen farklı dinî ve etnik kökenlerden Bosna Hersekliler, kuzeyde ve doğuda Sırplar, güneyde ve batıda ise Hırvatlarla mücadele etti.
- Dünyanın gözü önünde 3,5 yıl süren savaşta çok büyük sivil katliamlar, işkenceler, etnik temizlikler, sürgünler ve soykırım gerçekleşirken, başkent Saraybosna, tam 44 ay Sırpların kuşatması altında kaldı.
Savaş suçlusu Sırp komutan Ratko Mladic'in emrindeki birlikler, Temmuz 1995'te ülkenin doğusundaki Srebrenitsa şehri ve civarında sadece birkaç günde en az 8 bin 372 Boşnak sivili katletti. Prijedor, Foça, Zvornik ve Vişegrad gibi birçok şehirde yapılan etnik temizlik nedeniyle neredeyse hiç Boşnak bırakılmadı.
- Yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarcasının evlerini terk etmek zorunda kaldığı, kadınların tecavüze uğradığı, sivillerin toplama kamplarında işkence gördüğü kanlı savaş, 21 Kasım 1995'te Dayton Barış Anlaşması'nın paraf edilmesiyle son buldu.
Dayton Barış Antlaşması ve beraberinde getirdiği karmaşık siyasî sistem
Kanlı savaş, ABD'de günler süren müzakerelerin ardından 21 Kasım 1995'te paraf edilen ve 14 Aralık 1995'te Fransa'da dönemin Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman'ın imzaladığı Dayton Barış Antlaşması'yla sona erdi.
- Birbiriyle savaşmış Boşnak, Sırp ve Hırvatlar, bu anlaşma ile ülkenin "kurucu halkları" olarak tanımlandı. Dayton'un Bosna Hersek'i, Bosna Hersek Federasyonu (FBiH) ve Sırp Cumhuriyeti (RS) olmak üzere iki entite ile özel bir statüye sahip Brcko Bölgesi'nden oluştu. FBiH entitesi de kendi içinde her birinin ayrı hükümeti ve meclisi olan 10 kantona ayrıldı.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi, Boşnak, Sırp ve Hırvat üyeleriyle ülkedeki en üst makamı oluştururken, 4 yıllığına halk tarafından seçilen Konsey üyeleri, dönüşümlü olarak 8 aylığına "Konsey Başkanlığı" yapıyor. Konseyin Hırvat ve Boşnak üyeleri, FBIH'de yaşayanlar, Sırp üye ise RS'de yaşayanlar tarafından seçiliyor.
Dayton Barış Antlaşması gereği ülkede geniş yetkilerle donatılmış yabancı bir diplomat olan "Yüksek Temsilci" bulunuyor. Yüksek Temsilci, Devlet Başkanlığı Konseyi'nin üyeleri dahil olmak üzere ülkedeki tüm diğer devlet yetkililerini görevden alma ve yasalarda değişiklikler yapma hakkını da elinde bulunduruyor.
Antlaşmanın getirdiği karmaşık yapıda; kanton, entite ve devlet düzeyinde 5 başkan (üçü konsey üyeleri), 13 başbakan ve 130'dan fazla bakan bulunuyor.
Bu karmaşıklık, birçok kez hükümetler arasında yetki kargaşasına neden oluyor, karar alınmasını zorlaştırıyor.
Bosnalı Sırpların ayrılıkçı açıklamaları devam ediyor
Bosna Hersek, genç nüfusunun göç etmesi ve ekonomik sorunların yanı sıra bir de ülkedeki iki entiteden RS yetkililerinin "ayrılıkçı" açıklamalarıyla karşı karşıya kalıyor.
Bosnalı Sırp yetkililerin, RS'nin Bosna Hersek'ten bağımsızlığını ilân edebileceği yönündeki açıklamaları zaman zaman gün yüzüne çıkıyor.
RS, ülkedeki taşınmaz mülklerin Dayton Barış Antlaşması çerçevesinde entitelere verildiğini savunurken, konuya ilişkin tartışmalar, Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi'nin bu husustaki kararlarında taşınmaz mülklerin kullanım hakkının entitelere, mülkiyet hakkının ise devlete ait olduğuna yönelik kararına rağmen devam ediyor.
Ne AB'ye üye ne de NATO'ya
Diğer Batı Balkan ülkelerinin de olduğu gibi Bosna Hersek'in de dış politikadaki öncelikli hedefleri arasında, Avrupa Birliği'ne (AB) üye olmak yer alıyor. AB'ye resmen 2016'da üyelik başvurusu yapan Bosna Hersek, 15 Aralık 2022'de AB "aday ülke" statüsü alırken, gerekli koşulları yerine getirmesi durumunda Mart 2024'te AB ile katılım müzakerelerine başlaması bekleniyor.
- Bosna Hersek'in NATO üyeliği ise Rusya'ya yakınlıklarıyla bilinen Bosnalı Sırp yetkililer tarafından istenmezken, diğer Bosnalı yetkililer NATO üyeliğinin "zorunluluk" olduğunu düşünüyor.
Nüfusun yüzde 50,11'i Boşnak, yüzde 50,7'si Müslüman
Ülkenin nüfusu, 2013'teki son sayıma göre 3 milyon 531 bin 159. Nüfusun yüzde 50,11'ini Boşnaklar, yüzde 30,78'ini Sırplar, yüzde 15,43'ünü Hırvatlar ve yüzde 3,68'ini ise diğer etnik gruplara ait vatandaşlar oluşturmaktadır. Ülke nüfusunun yüzde 50,7'si Müslüman.