Bir suikastın anatomisi
18 Ekim 2007’de askerî darbeyle göreve gelen Pervez Müşerref'e meydan okumak için sürgünden dönen ve tarihler 27 Aralık 2007'yi gösterdiğinde suikasta kurban giden Benazir Butto’nun ölümüne ilişkin şüpheler, ihmaller, suçlamalar ve sonu getirilemeyen soruşturmalar; ihanet, yolsuzluk, dış etki ve çözülmemiş siyasî suikastlarla ilgili kapsamlı bir hikâyeyi içeriyor. Pakistan, Benazir Butto’nun ölümünün ardından popüler ve en güçlü politik oyunculardan birini kaybetmiştir.
Hindistan'daki Nehru-Gandi ya da Amerika’daki Kennedy kadar önemli bir siyasî aile olan Butto’lar, Pakistan siyasiîtarihini derinden etkilemiştir. Pakistan Halk Partisi lideri Zülfikar Ali Butto, 1971-77 yılları arasında Pakistan Başbakanlığı yapmış, ardından darbeyle görevinden uzaklaştırılarak idam edilmiştir. Onun kızı Benazir Butto ise, Pakistan tarihinin ilk kadın başbakanı olmuştur. Bundan tam 11 yıl önce öldürülen Benazir Butto’nun trajik akıbeti ise, o günden bugüne tartışılmaya devam ediyor.
18 Ekim 2007’de askerî darbeyle göreve gelen Pervez Müşerref'e meydan okumak için sürgünden dönen ve tarihler 27 Aralık 2007'yi gösterdiğinde suikasta kurban giden Benazir Butto’nun ölümüne ilişkin şüpheler, ihmaller, suçlamalar ve sonu getirilemeyen soruşturmalar; ihanet, yolsuzluk, dış etki ve çözülmemiş siyasî suikastlarla ilgili kapsamlı bir hikâyeyi içeriyor.
Benazir Butto’nun siyasî kariyeri, babasının siyasî mirasını devralması ve partinin başına geçmesi ile başlamış, babasını idam ettiren General Ziyaül Hak’ın 1988'de, uçağında bir patlama sonucu ölümünün ardından Müslüman bir ülkede demokratik yollarla seçilen ilk kadın başbakan olmasıyla taçlanmıştır. O günden sonra Pakistan siyasetinde baskın bir figür haline dönüşen Benazir Butto, 1988'den 1990'a ve 1993'ten 1996'ya kadar iki kez ülkenin başbakanı olarak görev yaptı.
- Kendisinden çok şey beklenen Benazir, ülkenin kronik sorunları yolsuzluk ve kötü yaşam şartları ile mücadele etti. Ancak ironik bir biçimde iki kez iş başına geldiği Pakistan’da, yolsuzluk ve kötü yönetişim suçlamaları yüzünden görevden uzaklaştırıldı. Yolsuzluk suçlamaları sonucu 1999’da ülkeden sürgün edildi ve Dubai’ye yerleşti.
Pervez Müşerref’in Ocak 2008’de ülkede demokratik seçimlerin yapılacağını ilan etmesinin ardından Butto, Pakistan’a dönme kararı almıştır. Benazir Butto ile Müşerref arasında yaklaşan parlamento seçimleri öncesi iş birliği arayışı yaşanmış, ancak taraflar anlaşmaya varamamıştır. Özellikle Pakistan siyasî çevrelerinde dinî gruplarla diyaloğu yeterince iyi olmayan Butto, “gelenek karşıtı bir modernist” olarak lanse ediliyordu. Öte yandan darbe sonrası Taliban ve El Kide’nin saldırıları ile uğraşan ve ABD’nin yakın desteğine ihtiyaç duyan Pakistan elitleri çevresinde, Butto’nun uluslararası alandaki popülaritesi, İngiliz okullarında almış olduğu eğitim, Batılı liderlerle kolay teması ve yönetim tecrübesiyle yeniden bir alternatif olabileceği tartışılıyordu.
Pek çok analist Butto’yu askerî rejimin ülkedeki dinî güçleri ve onların vekil militanlarını izole etme çabalarında doğal bir müttefik olarak gördüğünü vurguluyordu.
Pakistan basınında Butto’nun Cumhurbaşkanı Müşerref ile yaptığı gizli görüşmeler ve müzakerelerin ülkedeki demokratik güçlere ihanet ettiği anlamına geldiği savunuluyordu. Butto cephesi ise bu tür görüşmelerin ordunun on yıllardır süren Benazir Butto ve partisine karşı güvensizliğini kırmak adına yapıldığını ve bunun demokrasi için iyi bir gelişme olarak yorumlanması gerektiğini vurguluyordu. Diğer taraftan Batı medyası olayları dikkatle takip ediyor ve özellikle “teröre karşı savaşta karakol” işlevi gören Pakistan’ın bu mücadeledeki meşruiyetini arttıracak, liberal eğilimlere sahip popüler bir lidere çok ihtiyaç duyduğu dillendiriliyordu. Bununla birlikte Washington yönetimi, Pakistan'da daha fazla istikrarsızlığı önleyecek ve aşırılıkçılarla başa çıkabilecek kadar güçlü bir hükümetle çalışmak istiyordu.
18 Ekim 2007’de sekiz yıllık sürgünde bulunduğu Dubai’den Pakistan’a 2008 seçimlerine katılma amacıyla gelen Benazir Butto, iniş yaptığı Karaçi Kid-i Azam Uluslararası Havalimanı’nda coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Butto yaptığı ilk açıklamada “Geri dönüşüm Pakistan halkına, diktatörlükten demokrasiye dönüşü müjdeliyor.” derken ülkesini ele geçirmeye çalışan “aşırılık yanlılarıyla” savaşmaya kararlı olduğunu belirtiyordu. Yol boyunca konteynır platformun üzerinden halkı selamlayarak ilerleyen Benazir’in konvoyuna katılımın raporları sürekli değişiyordu. Pakistan Halk Partisi, bir milyon insanın sokaklara döküldüğünü söylerken, Karaçi polisi kalabalığın 75 bin civarında olduğunu deklare ediyordu. Reuters haber ajansı ise rakamları 200 bine yaklaştığını duyuruyordu.
16 km'lik rota boyunca ilerleyen Benazir Butto’nun konvoyu “demokrasi kervanı” olarak isimlendirildi.
Şehrin içinden hareket eden konvoy, Pakistan'ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah'ın türbesinden birkaç mil ötede sona erecekti. Sekiz saati bulan ve gecenin geç saatlerine kadar uzayan karşılama töreni iki ayrı patlama sesiyle kana bulandı. Karsaz’da gerçekleşen saldırıda 180 kişi hayatını kaybetti, 500’den fazla sivil yaralandı. Benazir Butto’yu hedef alan bombalı intihar saldırısı ülkede büyük bir infiale yol açmış, Butto şans eseri kurtulmuştu. Butto, bir dizi devlet görevlisinin Taliban ve El Kide’yi desteklediğini ve suçun onlara odaklandığını söyledi. Öte yandan hükümet cephesi Benazir Butto'nun bindiği kamyonun polis arabalarıyla çevrilmiş olması sayesinde intihar bombacısının kamyonun yanına yaklaşamadığını, bu yüzden kendini havaya uçurduğunu ve bu durumun da çoğu polis memurunun ölmesine sebep olduğunu açıklıyordu. Rotanın ve kalabalığın uzunluğu ve saatler süren karşılama seremonisi güvenlik zafiyetini doğurmuştu.
Pakistan tarihinin en kanlı saldırılarından biri olan Karsaz’a ilişkin Afgan sınırındaki Pakistan'ın aşiret bölgelerini kontrol altına alan Taliban yanlıları ve El Kide militanları birçok analist tarafından saldırıyla bağlantılı gösterildi.
- Nitekim bu örgütler, ekim ayında ülkeye döndükten sonra Butto'yu öldürme konusundaki kararlılıklarını gizlemediler. Butto can güvenliği noktasında endişelerini hükümete bildirdiğini söylerken seçim çalışmalarını sürdürüyordu.
27 Aralık 2007’de Rawalpindi'deki seçim mitinginin ardından Butto, bir aracın üzerinden destekçilerini selamlaması esnasında intihar saldırganı Butto’yu önce boynundan silahla vurmuş daha sonra kendisini havaya uçurmuştur. Olayın ardından Butto hemen hastaneye kaldırılmış ancak kurtarılamamıştır. Butto’nun ölümü ülkede infiale yol açmış pek çok şehirde çatışmalar ve protestolar yaşanmıştır. Benazir Butto tıpkı babasının idamı ve iki erkek kardeşinin cinayetiyle aynı kaderi paylaşmıştır. Babasının infaz edildiği Rawalpindi’de hayatını kaybeden Butto, babasının yanına defnedilmiştir. Butto ailesinin üyelerinin ölümleri Pakistan’ın trajedisi haline dönüşmüştür.
Saldırının ardından Pervez Müşerref, Pakistan Taliban’ının lideri Beytullah Mesud’u suikastı düzenlemekle suçladı. Ülkede asayiş bozuldu pek çok şehirde gösteriler düzenlendi. Müşerref, ocak ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edildiğini duyurdu. Benazir Butto'nun ölümünden kısa bir süre sonra Beytullah Mesud, bir kadını öldürmenin Peştun geleneklerine karşı olduğunu söyleyerek, herhangi bir rolü olmadığını açıkladı. Taliban sözcüsü Maulvi Ömer de, “Benazir Butto'nun ölümüne üzüldük. Pakistan liderleriyle bir düşmanlığımız yok ve yalnızca ABD’ye karşı çıkıyoruz.” diyecekti. Şubat 2009'da bir Amerikan hava saldırısında Mesud öldürüldü, ancak Butto’nun ölümüyle ilgili şüpheler dinmedi.
Suikasttan neredeyse 10 yıl sonra, Benazir Butto'nun katilleri tam olarak tespit edilemedi. Benazir Butto Cinayeti Davası’ndaki önde gelen Federal Soruşturma Ajansı savcısı Chaudhry Zulfikar, 3 Mayıs 2013 sabahı, Benazir cinayeti davasının duruşmasında görünmek üzere mahkemeye giderken öldürüldü. Terörle mücadele mahkemesi delil yetersizliğinden suçlanan beş ana kişiyi beraat ettirirken, ihmalden suçlanan iki polis memuru mahkûm edildi. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan 2010 tarihli bir rapor, ilk polis soruşturmasını "badana" olarak nitelendirdi. Pek çok yorumcu, Pakistan Taliban'ının olaya karıştığına inanıyor ama aynı zamanda saldırıyı çevreleyen ve Pakistan askeriîve siyasî gruplarını da dahil eden asıl gerçeklerin "örtbas edildiğini" düşünüyor.
Müşerref hükümeti, hayatı için bir tehdit olmasına rağmen eski başbakana yeterli güvenlik sağlamadığı için Birleşmiş Milletler soruşturmacıları tarafından suçlandı. Müşerref'in, siyasî rakibi olan Butto'nun seçimlerden önce öldürülmesi için geniş bir komplonun parçası olduğu iddia edildi. Günümüzde Benazir’in oğlu ve Pakistan Halk Partisi lideri Bilavel Butto bu iddiayı hala savunmaktadır. Müşerref’in adı sanık listesine eklendi, ancak eski askeri lideri doğrudan etkileyecek hiçbir delil bulunamadı. Butto, El-Kide, Taliban, yerel gruplar ve potansiyel olarak Pakistan'daki bazı kuruluşlar tarafından tehdit ediliyordu. Ancak soruşturmalar büyük ölçüde alt düzey yöneticilere odaklanmış, suikastın planlanması, finanse edilmesi ve yürütülmesinde hiyerarşiye pek dikkat edilmemiştir.
Pakistan'ın demokratik siyasî tarihinin çoğunda Butto ailesi egemen olmuştur. Pakistan, Benazir Butto’nun ölümünün ardından popüler ve en güçlü politik oyunculardan birini kaybetmiştir. Babası ve kardeşleri gibi trajik bir akıbeti yaşayan Benazir Butto’nun ölümünün ardından geçen on yılı aşkın süredir, şu iki soru hala cevap beklemeye devam etmektedir: “Benazir Butto'yu kim öldürdü?” ve “Bu trajedi için kim suçlanacak?”