Bangladeş'te neler oluyor?
Bangladeş’te hükümet karşıtı protestolar sonucu öğrenci liderlerinin hükümete karşı sivil itaatsizlik ilân etmesinin ardından Başbakan Şeyh Hasina Vecid’in istifasını isteyen binlerce kişi, sokaklara akın etti. Ülke genelinde göstericiler ile protestocular arasında çıkan çatışmalar sonucu patlak veren şiddet olaylarına daha fazla dayanamayan Başbakan Vecid istifa ederek gece saatlerinde ülkeyi terk etti. Bangladeş ordusu, Başbakanın resmî konutundan ayrılmasının ardından ülkede geçiş hükümeti kurulacağını açıkladı.
Bangladeş'te Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda ayrılan kontenjan oranına tepki olarak başlayan gösteriler, hükümet karşıtı protestolara dönüşürken son üç haftada yüzlerce kişi hayatını kaybetti veya yaralandı, yaklaşık 10 bin kişi gözaltına alındı.
Kamuda kontenjan kararının, Başbakan Şeyh Hasina liderliğindeki Avami Birliği Partisi'nin destekçilerine fayda sağladığını savunan bir grup öğrencinin 15 Temmuz'da başlattığı gösterilerde resmî rakamlara göre 147 kişi hayatını kaybetti. Yerel basın ise bu gösterilerde en az 200 kişinin yaşamını yitirdiğini yazdı.
Başbakan ülkeyi terk etti
Hükümet, internet kesintisi, sokağa çıkma yasağı ve resmî tatil ilânlarıyla protestoları kontrol altına almaya çalışmış ancak bu adımlar tansiyonu düşürmedi, protestocular hükümetin istifasını talep etmeye devam etti.
Hükümet karşıtı protestolara dayanamayan Başbakan Şeyh Hasina (76), görevini bırakarak gece saatlerinde ülkeyi terk etti.
Başbakan, kız kardeşiyle birlikte 02.30 sıralarında orduya ait helikoptere binerek Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi yakınlarındaki Hindon Hava Üssü'ne indi.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi hükümetinin de Bangladeş sınırında "yüksek alarm" durumu ilân ettiği duyuruldu.
Protestocular istifa haberini kutladı
Polis ile çatışan göstericiler başbakanlık binasına girerek binanın camlarını kırdı. Hasinanın başkent Dakka’daki resmî konutunu basan göstericilerin konuttan sandalye ve kanepe benzeri eşyaları yağmaladıkları görüldü.
- Hasina’nın istifasının ardından binlerce Bangladeşli sokaklara dökülerek "zaferlerini" kutladı. Dakka’da bazı göstericiler park halindeki bir tankın üzerinde dans etti.
Geçici bir hükümet kurulacak
Bangladeş Genelkurmay Başkanı Waker-uz-Zaman, bugün 15.30’da yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, geçici hükümetin kurulacağını duyurdu.
Zaman, gösterilerin ve şiddet olaylarının durulması halinde "sıkıyönetime gerek kalmayacağını" belirtti.
Waker-Uz-Zaman, ülkedeki şiddet olaylarında göstericilerin hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturma yürütmeyi taahhüt ederek, "Tüm siyasî partilerle verimli bir görüşme gerçekleştirdikten sonra geçiş hükümeti kurmaya karar verdik. Durumu çözüme kavuşturmak için şimdi Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin ile görüşeceğiz." diye konuştu.
Bangladeş'te kontenjan sisteminin yeniden uygulanması kararı protestoların fitilini ateşledi
Bangladeş'te kamuda işe giriş pozisyonlarının yüzde 56'sı belirli demografik gruplar ve sınıflar için ayrılırken bunun yüzde 30'u, 1971'deki Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerini kapsıyordu. Protestolar nedeniyle bu kontenjanlar 2018'de kaldırıldı.
- Yüksek Mahkeme'nin haziranda kontenjan sisteminin yeniden uygulanması yönünde karar alması, protestoların temmuzda yeniden başlamasının çıkış noktası oldu.
Dakka Üniversitesi öğrencileri, 15 Temmuz'da kontenjan kararında reforma gidilmesi için pankart ve bayraklarla gösteri düzenlemeye başladı.
Üniversitedeki gösterilerde arbede çıkması ve polisin müdahalesi sonucu 6 kişi yaşamını yitirdi, 250 öğrenci yaralandı. Bunun üzerine ülkedeki tüm üniversiteler süresiz kapatıldı ancak öğrenciler, bu karara rağmen okulları terk etmeyi reddetti.
Sokağa çıkma yasağının ilk gününde 30 kişi hayatını kaybetti
- Protestocu öğrenciler, liyakate dayalı sistem talebiyle gösterilerini sürdürürken 18 Temmuz'da ülke genelinde "hayatı durdurma eylemi" başlattı.
Temmuz ortasında gösterilerde ölü sayısı 45'e, yaralı sayısı 2 bine yükselirken muhalefete ve vatandaşlara destek çağrısı yapıldı.
Bu arada aynı gün ülke genelinde internet hizmeti engellendi, metro ve tren seferleri süresiz askıya alındı. Göstericiler, devlet yayın kuruluşu BTV'nin binasını ateşe verdi.
Hükümet, 19 Temmuz'da sokağa çıkma yasağı ilân ederek durumu kontrol altına alması için orduya talimat verdi. Sokağa çıkma yasağının ilk gününde en az 30 kişi hayatını kaybetti.
Şiddet olayları sürerken iktidardaki Avami Birliği Partisi, kontenjanın yüzde 30'dan 20'ye düşürülmesini teklif etti.
Olayların ardından kontenjan kotaları indirildi
Bangladeş Yüksek Mahkemesi, 21 Temmuz'da gösterilerin fitilini ateşleyen kararında değişikliğe gitti.
- Mahkeme, Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda kontenjan oranını yüzde 30'dan yüzde 5'e çekti, toplam kontenjanın yüzde 2'sinin etnik azınlık ve engelli bireylere, yüzde 93'ünün ise liyakate dayalı şekilde tahsis edilmesini kararlaştırdı.
Bangladeş Başbakanı Hasina, 23 Temmuz'da protestolarda yaşanan şiddet olaylarına ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ile Bangladeş Cemaat-i İslâmî Partisi'nin neden olduğunu savundu.
Bangladeş hükümeti, 24 Temmuz'da mahkemenin kararına uyacağını açıkladı ancak bu da tansiyonun düşmesini engelleyemedi. Askerlerin kontrolü altında sokağa çıkma yasağı kısmen uygulanmaya devam etti.
Hükümet, keyfi tutuklama yapmakla suçlanıyor
Başbakan Hasina, 27 Temmuz'da protestocuların ateşe verdiği devlet televizyonu BTV'yi ziyaret ederek göstericiler hakkında kullandığı, 1971'deki Bağımsızlık Savaşı sırasında Pakistan güçleri için savaşan ve "hain" olarak nitelendirilen kişilere gönderme yapan ve ülkede aşağılayıcı karşılığa sahip "gönüllüler (razakars)" yorumunu geri almaya çalıştı.
Hasina, yine muhalefet partilerini "ülkenin kalkınmasına zarar vermek ve ülkenin yurt dışındaki imajını zedelemek için saldırılar düzenlemekle" suçladı.
BNP Genel Sekreteri Mirza Fahrul İslam Alemgir ise "öğrencilerin haklı hareketini bastırmak" için orduyu devreye sokmanın asla kabul edilemez olduğunu söyledi.
Alemgir, "Hükümet, terörist faaliyetlerini ve başarısızlıklarını gizlemek için BNP dahil olmak üzere muhalefet partilerinin liderlerini ve aktivistlerini keyfi olarak tutukluyor." dedi.
En az 147 kişi öldü
Protestoların başlamasından sonra hükümet, bilançoya dair ilk açıklamayı 28 Temmuz'da yaptı.
Bangladeş İçişleri Bakanı Asaduzzaman Khan Kamal, "kamuda kontenjan" protestolarında 147 kişinin yaşamını yitirdiğini doğruladı.
Kamal'ın açıklamasının ardından ülkede internet hizmetleri yeniden erişime açıldı.
Organizatörler de kontenjan oranlarının indirilmesi kararına cevaben gösterilere son verdiklerini açıkladı. Taleplerinin hükümet tarafından karşılandığını belirten protestocular, yaşanan şiddet olaylarını kınadı.
- Basında yer alan haberlerde ülkede son üç haftada gösterilerde yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği veya yaralandığı, yaklaşık 10 bin kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Cemaat-i İslami Partisi yasaklandı
Protestoların sona ermesinden bir gün sonra, 29 Temmuz'da Avami Birliği Partisi önderliğindeki 14 partiden oluşan grup, kamuda kontenjan protestolarında "vandalizm ve kargaşa ile ülkeyi istikrarsızlaştırmakla" suçladıkları Cemaat-i İslâmî Partisi ve partinin öğrenci kolunu yasaklama kararı aldı.
Protestolar bir kez daha patlak verdi
Bangladeş'te yaklaşık 2 bin kişi, 2 Ağustos'ta bu kez de protestolarda ölenler için başkent Dakka'nın çeşitli noktalarında toplandı.
Göstericiler, Hasina hükümetini protesto ederek gösterilerde yaşamını yitirenler için adalet istedi.
Göstericilere müdahale üzerine çıkan arbedede bir polis öldü, 100'den fazla kişi yaralandı.
Bangladeş'in çeşitli bölgelerinde protestocular, 4 Ağustos'ta yine sokaklara inerek hükümetin istifasını istedi.
Gösterilerde "vergi ödememe ve işe gitmeme" gibi yöntemlerle sivil itaatsizlik çağrısı yapıldı, bazı kamu binalarına saldıran protestocular araçları da ateşe verdi. 4 Ağustos'taki gösterilerde Avami Birliği destekçileri ile protestocular arasında yaşanan şiddet olaylarında 93 kişi hayatını kaybetti.
İçişleri Bakanlığı, başkent Dakka ve bazı bölgelerde "aksi belirtilmediği takdirde süresiz sokağa çıkma yasağı", hükümet de 3 günlük resmî tatil ilân etti.
Hasina, protesto adı altında şiddete başvuranları "terörist" olarak nitelendirdi.