Balkan Notları 1 – Makedonya (Üsküp-Kalkandelen-Ohri)
Giriş
Yaklaşık 5 asır Osmanlı hâkimiyeti altında kalan ve İslâm tarihi ve kültürü açısından pek çok önemli şehre sahip olan Balkanlar her Müslüman tarafından mutlaka ziyaret edilmeli. Biz de bu düşünceyle bir Balkan turu planladık. Turumuzu Makedonya’dan başlayıp sırasıyla Kosova, Karadağ, Bosna, Sırbistan ve tekrar Makedonya şeklinde 8 gece olarak planladık. Bir tur şirketiyle değil, bireysel bir planlama yaptık. Bu yazımda sırasıyla her ülkeye dair gezdiğimiz yerleri ve tecrübelerimi aktaracağım.
I- Rota
Her şeyden önce en kapsamlı ve işlevsel rotanın bu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum. Zira bu şekilde Üsküp’ten başlamak suretiyle bir halka çiziyoruz ve bir kez geçtiğimiz yerden bir daha geçmeden başladığımız noktaya dönüyoruz. Aşağıdaki haritada detaylı rotayı görebilirsiniz.
Bu kadar kapsamlı bir gezi için vakti veya imkânı olmayanlar, Balkanlar’ı iki ayrı zamanda iki ayrı rota olarak planlayabilir. 1. gezide Saraybosna ve Karadağ, 2. gezide ise Makedonya ve Kosova gezilebilir. 3-4 günlük iki sefer halinde gayet makul bir rota. Denemek isterdim.
II. Araç kiralama
Gelelim seyahat öncesi ayarlamalara. Her şeyden önce böyle kapsamlı bir seyahat için bireysel hareket etmeli ve araç kiralamalısınız. Özel araç olmaksızın veya turla birlikte gidilirse bu kadar kısa bir sürede 5 ülkeyi detaylı bir şekilde gezmek imkânsız. Biz bu yüzden bireysel hareket ettik ve araç kiraladık.
Arabayı herhangi bir aracı kurumdan veya uluslararası araç kiralama firmalarının kendi sitesinden kiralayabilirsiniz. Her seyahatte olduğu gibi burada da ne kadar erken planlama yaparsanız o kadar uyguna gelir. Biz üç ay öncesinden rezervasyon yaptık. Gezimize bir hafta kala kiralama ücretleri üç katına çıkmıştı. Bu yüzden erken rezervasyon önemli. Aracı direkt havalimanına inince kiralama şirketinin ofisine başvurup teslim alabilirsiniz. Aracı alırken kapsamlı sigorta yaptırmayı unutmayın. Böylece hem depozito ödemezsiniz hem de aracın başına gelebilecek sıkıntılar konusunda kafanız rahat olur.
Balkanlar’ın yolları çok virajlı ve nispeten bozuktur. Bu yüzden bir tık fazla ödeyip otomatik araç kiralamanızı tavsiye ederim. Zira bu rotada yaklaşık 2000 km yol kat edeceksiniz. Biz otomatik sedan bir arabayı bir haftalığına 13 bin liraya kiraladık. 4 kişi olduğumuz için ortalama kişi başı 3 bin lira gibi düşünün. Gayet ideal. 2000 km yol için ortalama 100 euro da benzin masrafınız olacak. 3500 diyelim. Aracı rezerve ederken veya ofisten kiralarken cross border (sınır geçiş) belgesi almayı sakın unutmayın. Her ülke için 35 euro ödemeniz (35×5) gerekiyor. Bunu kiralama şirketine ödüyorsunuz. Size bir belge veriyorlar ve girdiğiniz ülkenin gümrük kapısında polise pasaportlarınız, araç ruhsatınız ve bu belgeyi vermeniz yeterli. Bazen polisler nereden geliyorsunuz, nereye gidiyorsunuz, nerede kalıyorsunuz, ne kadar kalacaksınız gibi ekstra sorular sorabiliyorlar. Dolayısıyla biraz İngilizce bilgisi işinizi kolaylaştırır. Sadece gümrükte değil; otelde, müzede, camide, restoranda, kafede vs. her yerde İngilizceye ihtiyaç duymanız yüksek ihtimal. İngilizce önemli.
III. Konaklama
Gelelim konaklama meselesine. Ailenizle gidecekseniz Booking.com fazlasıyla yeterli olacaktır. Gözünüze kestirdiğiniz, bütçenize uygun herhangi bir otele rezervasyon yapabilirsiniz. Her şeyden önce otelin şehir merkezine yakınlığına dikkat edin. Otelden çıkıp çevreyi yürüyerek gezmek büyük kolaylık sağlıyor. Araç kiralayacağınız için otelin otoparkı olması da önemli. Gönül rahatlığıyla arabayı otelde bırakıp gezmeye çıkabilirsiniz. Arabayla çıkarsanız da otoparklar genelde 2-3 euro civarında ücret alıyorlar. Bu da aklınızda bulunsun. Ailenizle gitmiyorsanız airbnb’den daire veya oda kiralamak daha hesaplı olacaktır.
***
Makedonya
Turumuzun ilk durağı Makedonya’nın başkenti Üsküp (Skopje) oldu. Cuma akşamı sekiz sularında Üsküp’e indik. Önceden rezervasyon yaptığımız kiralık aracımızı teslim alıp otele geçtik. Otele yerleştikten sonra Eski Türk Çarşısı’nı kısaca bir görmek maksadıyla dışarı çıktık. Vakit geç olduğu için dükkânlar kapanmıştı. Fakat bu sayede çarşıyı sakince adımlama fırsatı bulduk. Türk Çarşısı, 700’den fazla dükkânıyla sadece Makedonya’nın değil tüm Balkanlar’ın en büyük tarihî çarşısı konumunda. Özellikle akşamları çok tatlı bir havası var. Sokaklarında kaybolup her köşesini adımlamak gerek.
Oteli bu çarşıya yürüme mesafesinde bir noktadan ayarlamak iyi olur. Makedonya’ya iki tam gün ayırmak gerekiyor. Bir gün Üsküp, diğer gün ise Kalkandelen (Tetevo) ve Ohri gezilmeli. Üsküp’ten başlayalım.
1 – Üsküp
1400’lerin başından itibaren Osmanlı hâkimiyetine giren Üsküp’ün, çarşı tarafı tam bir İslâm şehri. Pek çok cami, medrese, bedesten ve hamama ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla gezecek çok yer var. Fakat çoğu tarihî eser çarşı civarında yer aldığı için yürüyerek hepsini gezmek mümkün.
- Çarşı ve civarını anlatmadan önce önemli bir hususa değinmem gerekir. Üsküp esasında iki kısımdan oluşuyor. Vardar Nehri’nin ayırdığı bu iki kısımdan çarşı tarafına Müslüman Üsküp, diğer tarafa ise Hristiyan Üsküp diyebiliriz. Müslüman tarafı daha mütevazı bir mimariye sahip ve nispeten sakin. Hristiyan tarafı ise daha yüksek binalarla dolu ve kalabalık.
Nehrin Hristiyan tarafı ilginç bir şekilde heykellerle dolu. Başta Büyük İskender’in devasa heykeli olmak üzere bu heykeller Hristiyan hükümet tarafından şehrin Müslüman kimliğini bastırmak için dikilmiş olmalı. Zira yozlaşmanın mücessem hali olan bu heykeller için aklıma başka bir açıklama gelmiyor. Neyse gezimize dönelim.
Türk Çarşısı’na girdiğimizde yaklaşık 150 metre sonraki üç yol ağzında bizi ilk olarak Murat Paşa Camii karşılıyor. Sade mimarisiyle dikkat çeken bu cami, meşhur Çifte Hamam’ın hemen yanında yer alıyor. Önünde hem yapısı hem de suyu çok güzel bir çeşme yer alıyor.
Yeri gelmişken şunu belirteyim: İslâm ülkelerini gezerken tarihî mescit ve camileri özellikle namaz vakitlerinde ziyaret ederseniz hem orada cemaatle namazı hem de caminin doğal atmosferini deneyimleme imkânı bulursunuz.
Murat Paşa dışında çarşı civarındaki şu yerler mutlaka ziyaret edilmeli: Alaca İshak Bey Camii ve Medresesi, Îsâ Bey Camii ve Medresesi, Sultan Murad Camii (Hünkâr Camii), Mustafa Paşa Camii ve İmareti, Yahyâ Paşa Camii ve İmareti. Yatsı namazını Musafa Paşa’da kıldık. Harika sesli bir imamı var. 5 vakit ezan okunan camileriyle Üsküp, Balkanlar’da müstesna bir yere sahip.
Biraz da Üsküp’ün karın doyuran yönlerinden bahsedelim. Biz Üsküp’te iki sabah kahvaltısı ve bir akşam yemeği yedik. İlk gün kahvaltıda meşhur Eski Kasaba Börekçisi’nde burek (börek) yedik. Akşam yemeğinde ise Plijeskavica dedikleri kaşarlı Boşnak köftesi yedik. Zaten Balkanlar’daki en meşhur iki lezzet börek ve köfte. Fakat her ikisinin de en iyisini Bosna’da yiyeceğinizden emin olabilirsiniz. Diğer sabah ise hemen çarşının girişindeki Saraevo çorbacısında dana çorbası içmenizi tavsiye ederim. Harika bir lezzet. Bizdeki paçaya benziyor fakat daha hafif ve lezzetli. Mutlaka denenmeli. Bunun dışında çarşının nehir tarafındaki çıkışında dondurmacılardan yoğurtlu dondurma denemenizi tavsiye ederim. Yine dondurmacıların oradaki küçük bir dükkândan (adını hatırlayamadım bir türlü) acıbadem kurabiyesi almalısınız. Küçücük bir mekân. Günlük taze yapıyorlar ve kısa sürede bitiyor.
2 – Kalkandelen/Tetevo
İkinci gün Kalkandelen üzerinden Ohri tarafına yola çıkıyoruz. Yol üzerinde sağlı solu yer alan neredeyse her köyde bir cami görmek insanı çok mutlu ediyor. Adeta Anadolu’da bir yolda seyahat ediyormuş hissine kapılıyor insan.
Üsküp’ün 43 km batısında yer alan Kalkandelen aslında Ohri yolu üzerinde uğranması gereken bir yer. Burada ziyaret edilmesi gereken iki önemli mekân var. Bu yüzden en fazla bir saat ayırmak yeterli olacaktır. Çünkü Kalkandelen-Ohri arası 2 saat sürüyor.
İlk olarak muhteşem mimarisi ve kalem işi süslemeleriyle dikkat çeken Alaca Camii görülmeli. 1438’de inşa edilen bu camiyi asıl özel kılan husus, masraflarının Kalkandelen’de yaşayan Mensûre ve Hurşîde isimli iki kız kardeş tarafından karşılanmış olması. Dönemin ünlü mimarlarından İshak Bey’in imzasını taşıyan eser, kızların isteği üzerine rengârenk desenlerle ve motiflerle süslenmiş. Kalem işi süslemeler yapılırken 30 binden fazla yumurta akı kullanıldığı söyleniyor. Seyretme doyamıyor insan.
Kalkandelen’de ikinci ziyaret noktamız Bektaşî Harâbâtî Baba Tekkesi. Sersem Ali Baba Tekkesi adıyla da biliniyor. 26.700 m2’lik bir alana kurulan külliye büyük bir bahçeye sahip ve muhtelif yapılardan oluşuyor. Kalkandelen ve çevresinde Bektaşîliğin yayılmasında büyük etkisi olan tekke, bölgede önemli bir dinî merkez olarak faaliyet göstermiş. Hatta gayrimüslim Makedon halkının dinî ve millî bayramlarını tekke külliyesi içerisinde kutladıkları söyleniyor. Tekkeye girdiğimizde adının Abdulmuttalib olduğunu söyleyen mevcut dede bizi karşıladı ve yaklaşık yarım saat muhabbet ettik. 30 yıldır dedelik görevini sürdüren bu zatın Türkiye’deki gündemi gayet yakından takip ettiğini fark ettik. Sohbeti de keyifliydi.
3 – Ohri
Ohri şehri, Üsküp’ün 175 km güneybatısında, Ohri Gölü’nün kuzeydoğu kıyısında yer alıyor. Üsküp’ten araçla 2.5 saat sürüyor. Kalkandelen’den ise 2 saat sürüyor. Tarihi antik dönemlere uzanan ve Üsküp’le aynı tarihlerde Osmanlı hâkimiyetine giren bu tatlı göl kasabasında da Osmanlı bakiyesi eserler mevcut. Özellikle Ali Paşa Camii ve Şeyh Mehmed Hayatî’nin kurduğu Halvetiyye Tekkesi mutlaka ziyaret edilmeli. Biz öğle namazını tekkede kıldık. Namazdan sonra zikre denk gelmek de ayrı bir tecrübe oldu.
Ohri de nispeten küçük bir çarşıya sahip. Tek bir sokaktan oluşan çarşı göl kıyısında son buluyor. Göl kıyısında turlayarak harika fotoğraf çekebilir/çekilebilirsiniz.
Göl kıyısını gezdikten sonra 15-20 dakika yokuş tırmanmayı göze alarak kaleye çıkmanızı tavsiye ederim. Şehrin Osmanlı öncesi antik tarihi aslında bu tepede yer alıyor. Aziz Kliment ve Panteleymon Manastırı gibi eserleri burada görebilir ve kalenin göle hâkim harika manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Akşam üstü yola çıkıp tekrardan Üsküp’e dönüyoruz. Ertesi sabah Kosova’ya geçeceğiz.