Arap Birliği Zirvesi, Filistin davasını merkezî Arap sorunu olarak onayladı
Zirvenin sonuç bildirisi, Filistinlilere yönelik her türlü ihlali şiddetle kınadı ve İsrail-Filistin çatışmasına iki devletli bir çözüme desteklerini vurguladı.
Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde 19 Mayıs’ta bir araya gelen 22 ülkenin liderleri, 32. Arap Birliği Zirvesi’ni düzenledi. Zirve, cuma günü, Filistin davasının Arap ülkeleri için ana mesele ve bölgesel istikrar için kilit bir faktör olmaya devam ettiğini yeniden teyit ederek sona erdi.
Arap Birliği'nin "Cidde Deklarasyonu" olarak adlandırılan kapanış bildirisi, İsrail'in Filistinlilere yönelik ihlallerini şiddetle kınadı.
- Kapanış bildirisinde, "Filistin davasının, bölgedeki istikrarın ana faktörlerinden biri olarak uluslarımız için merkezî önemini yeniden teyit ediyoruz. Filistinlileri canları, malları ve genel varlıkları üzerinde hedef alan uygulama ve ihlalleri şiddetle kınıyoruz." ifadeleri yer aldı.
Birlik, Filistin sorununa iki devletli bir çözüme verdiği desteği yineledi
Birlik, Arap Barış Girişimi'ni ve uluslararası kararları desteklediğini ifade ederek, "İki devletli çözüme dayalı gerçek bir barış beklentisi yaratarak, Filistin sorununun kapsamlı ve adil bir şekilde çözülmesine yönelik çabaları yoğunlaştırmanın önemini vurguluyoruz.” dedi.
Açıklamada, "[Bu çabalar] bağımsız, egemen bir Filistin devletinin kurulmasını sağlıyor" denilerek uluslararası topluma işgalin sona erdirilmesi ve barış çabalarını baltalayan tekrarlanan ihlallerin durdurulması konusundaki sorumluluklarını üstlenmesi çağrısında bulunuldu.
İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da uluslararası kararları ihlal ederek yasadışı İsrail yerleşimlerinin inşasına devam edilmesine atıfta bulunarak, "İşgalcinin Kudüs'ün demografik yapısını, kimliğini, tarihî ve yasal statüsünü değiştirmeye yönelik kınanmış girişimlerine karşı işgal altındaki Kudüs şehrini ve kutsallıklarını korumaya yönelik çabaların sürdürülmesinin gerekliliğini vurguluyoruz" dedi.
Birlik, ayrıca, "Tarihsel olarak İslâmî ve Hristiyan kutsal mekânlarını koruyan Haşimî vesayetinin yanı sıra Ürdün Evkaf Bakanlığı'na bağlı olarak Kudüs'ün vakıflarının ve Mescid-i Aksâ'nın idaresinin münhasır otorite olarak" desteğini vurguladı.
Kapanış konuşması, Riyad'ın ancak iki devletli bir çözüme ulaşıldıktan sonra Suudi-İsrail normalleşmesinin gerçekleceğini söyleyerek reddettiği ABD'nin Suudi-İsrail normalleşme anlaşması için yaptığı baskının ortasında geldi
BAE de dahil olmak üzere bazı Arap devletleri, ABD'nin diğer ülkelerin imzasıyla genişletmeye çalıştığı sözde İbrahim Anlaşmaları kapsamında iki yıl önce İsrail ile normalleşti.
Bunun yerine birçok Arap devleti ise, Filistinlilere yönelik aşırı sağcı ve düşmanca politikaları nedeniyle Benjamin Netanyahu'nun yeni katı hükümetine karşı şiddetli hoşnutsuzluklarını dile getirmişti.