Abbâsîleri zirveye taşıyan hükümdar: Hârûn Reşîd
Küçük yaştan itibaren Kur'ân, hadis, şiir, müzik, hukuk ve İslâm tarihi konularında sarayda iyi bir eğitim gören ve 20 yaşında halife olan Hârûn Reşîd'in 23 sene kadar süren iktidarı, Abbâsîlerin en parlak dönemi olarak tarihe geçti. Hilafeti döneminde İslâmî ilimlerin gelişmesinin yanı sıra Süryanice, Grekçe ve Sanskritçe birçok eser Arapçaya çevrildi. Onun döneminde Abbâsîler, Arap coğrafyası ve İran, Azerbaycan, Mısır, Kuzey Afrika ve Akdeniz'in belli bölgelerine hâkim oldu. Devlet teşkilatını kurumlarıyla çok iyi işleyen bir hale getiren Hârûn Reşîd devrinde gayrimüslimlerin menfaatlerini korumakla görevli bir daire oluşturuldu.
Abbâsî Devleti'nin V. halifesi Hârûn Reşîd, 20 Mart 763 yılında Tahran yakınlarındaki Rey şehrinde dünyaya geldi. Reşîd'in babası Halife Mehdî-Billâh, annesi Hayzürân bint Atâ olup, Hazret-i Muhammed'in amcası Hz. Abbas'ın da yedinci göbekten torunudur.
Hârûn Reşîd, küçük yaştan itibaren Kur'ân-ı Kerîm, hadis, şiir, müzik, hukuk, İslâm tarihi konularında sarayda iyi bir eğitim gördü. İmam Mâlik'ten hadis ve fıkıh dersleri aldı. Reşîd'in özel hocası ise aile olarak devlette uzun süre vezirlik yapan Bermekî ailesinden Yahyâ el-Bermekî'dir.
- Reşîd, 17-18 yaşlarında Bizanslılara karşı düzenlenen iki seferde orduyu sevk ve idare etti. Bu seferlerde Kadıköy'e kadar varan Abbâsîler, Bizans'ın yüklü miktarda vergi vermesi karşılığında barış antlaşması imzaladı. Bu başarıları dolayısıyla babası tarafından kendisine "Reşîd" lakabı verildi.
Kardeşi Mûsâ el-Hâdî'den sonraki veliaht ilân edilen Hârûn Reşîd'e, Tunus, Mısır, Suriye, Azerbaycan'ın yönetimi verildi.
Hârûn Reşîd, babası Halife Mehdî-Billâh'ın 785'te ölümünden sonra, kardeşi Mûsâ el-Hâdî'ye biat etti. Ancak kardeşi, Hârûn Reşîd'in yerine oğlu Ca'fer'i veliaht tayin etmek istedi ve bunu kabul etmeyen Hârûn Reşîd'i de hapse attırdı. Gizemli bir şekilde ölen Hâdî'nin hilafeti kısa sürdü ve yerine 786 yılında resmî veliaht olan Hârun Reşîd geçti.
20 yaşında halife olan Hârûn Reşîd'in 23 sene kadar süren iktidarı Abbâsîlerin en parlak dönemi olarak tarihe geçti.
Hârûn Reşîd, halife olur olmaz, hocası Yahyâ el-Bermekî'yi geniş yetkilerle vezir yaptı. Yahyâ el-Bermekî, oğulları Ca'fer ve Fazl'la birlikte devlet içerisinde düzen, intizam ve gelişme sağladı.
Bizans'a karşı başarılı seferler
Hârûn Reşîd, İslâm devletinin en büyük rakibi olan Bizans'a karşı seferler yaptı, donanmayı güçlendirerek 790'da Kıbrıs ve Girit'i vurdu ve Antalya açıklarında karşısına çıkan Bizans donanmasını mağlup etti.
Hârûn Reşîd hilafetinin ilk döneminde Hazret-i Ali'nin soyundan olan bazı isimlerle de mücadelede bulundu.
- Reşîd, sık sık isyan çıkaran Magripli Berberîleri kontrol etmek amacıyla bölgede iç işlerinde serbest bir valilik yönetimi kurdu.
Defalarca isyanları bastırılan Hâricîler, Herat ve Sistan'a hâkim olarak Fars bölgesine kadar yayıldı, kendilerine Muhammere denilen bir grup da isyanlar neticesinde Cürcân'a hâkim oldu.
Halife Hârûn Reşîd, 796 yılında oğlu Emîn'i Bağdat'ta vekil bırakarak Rakka'ya gitti ve burada bir saray yaptırdı.
Hârûn Reşîd, Bizans İmparatorluğu'na karşı 797'de bizzat yönettiği orduyla Safsaf Kalesi'ni aldı, kumandanlarından Abdülmelik bin Sâlih, Ankara'ya kadar ilerledi. İmparatoriçe İrene barış isteğini kabul etti ancak 802 yılında I. Nikiforos'un imparator olmasıyla antlaşma bozuldu.
Halife, 803 ve 806 yıllarında da büyük bir orduyla Bizans topraklarına girdi. Bu seferlerde Ereğli, Konya, Niğde ele geçirildi ve Nikiforos'un barış isteği, hem kendi hem de oğlu adına cizye vermesi şartıyla kabul edildi.
803 yılında Hârûn Reşîd'in iktidarında geniş yetkiler verdiği Bermekî ailesiyle arası açıldı. Ca'fer öldürülürken Yahya ile Fazl hapsedildi. Hârûn Reşîd, halifeliğinin son altı yılında Bermekîlerin yokluğunu hissetti, hatta Yahyâ el-Bermekî'ye hapiste olduğu dönemde de akıl danıştı.
Horasan'da halka zulmeden Abbâsî Valisi Ali bin Îsâ bin Mâhân'ı uyarmak için 805'te Rey şehrine kadar gitti. Halifeyi ikna eden Ali bin Îsâ, Reşîd'in Bağdat'a dönmesinin ardından kötü muamelelerine devam etti.
Ali bin Îsâ'nın valiliği sırasında bölgede meydana gelen önemli bir olay da 808'de Rafi bin Leys'in isyanıdır. İsyanın son derece tehlikeli bir hal alması üzerine yanına iki oğlu Me'mûn ve Sâlih'i alarak sefere çıkan halife Hârûn Reşîd, Tus şehrine varınca hastalandı. 24 Mart 809'da vefat etti ve aynı yerde toprağa verildi.
Cömert ve âlim dostu bir hükümdar
Musiki ve edebiyata önem veren Hârûn Reşîd, şair ve âlimleri de himaye etti. Kendisinin de şiirleri bulunan Hârûn Reşîd'in hitabeti ve sesi de düzgündü.
- Mühründe "el-azametü ve'l-kudretü lillah" (Büyüklük ve kudret Allah'ındır) yazılıydı. Mütevazı bir insan olan Hârûn Reşîd, özellikle âlimlere büyük hürmet gösterdi.
Defalarca hacca giden Hârûn Reşîd, hac yolunda 100 kadar âlimi aileleriyle birlikte yanında götürür, haccedemediği senelerde ise yerine 300 kişi gönderirdi. Cömert bir insan olan Halife, her gün kendi malından bin dirhem sadaka verip, halkın durumuyla yakından ilgilenirdi.
Abbâsî hanedanının İslâm dünyası dışında en fazla tanınan siması Hârûn Reşîd döneminde Çin'den ve Avrupa'dan Bağdat'a elçiler geldi ve halife, Kudüs'te Hristiyan hacılara iyi davranılması konusunda istekte bulunan Büyük Karl'a çeşitli hediyeler gönderdi.
Hârûn Reşîd, devletin idarî yapısında bazı yenilikler yaptı. Divan-ı Harb'e bağlı olarak Divan-ı Arz'ı kurarak askerî uzmanların orduyu her zaman teftiş ederek her an savaşa hazır tutmalarını sağladı.
Onun döneminde Abbâsîler, Arap coğrafyasının yanı sıra İran, Azerbaycan, Mısır, Kuzey Afrika ve Akdeniz'in belli bölgelerine hâkim oldu.
Akdeniz sahili boyunca çeşitli yerlerde haberleşme teşkilatı kurdu.
Kâdıulkudâtlık ile Hanefî mezhebi yayıldı
Abbâsî-Türk ilişkileri Hârûn Reşîd devrinde başladı. Saray muhafızlarının bir bölümü Türklerden oluşuyordu.
Devlet teşkilatını kurumlarıyla çok iyi işleyen bir hale getiren Hârûn Reşîd devrinde, gayrimüslimlerin menfaatlerini korumakla görevli bir daire oluşturuldu.
- Halife Hârûn Reşîd, "baş kadı" şeklinde ifade edilebilecek Kâdılkudâtlık müessesini kurup ilk olarak Ebû Hanîfe'nin en iyi talebelerinden Ebû Yûsuf'u bu makama getirdi. Ebû Yûsuf'la beraber Hanefî mezhebi İslâm dünyasında önemli oranda yayıldı.
Hârûn Reşîd zamanında ilim ve kültür hayatında önemli gelişmeler oldu. İslâmî ilimlerin gelişmesinin yanı sıra Süryanice, Grekçe ve Sanskritçe birçok eser Arapçaya çevrildi. Bizans ve diğer ele geçirdiği bölgelerdeki kitapları da Arapçaya çevirmeleri için bazı isimleri görevlendirdi.
Hârûn Reşîd devrinde nüfusu 1 milyonu aşan Bağdat, Dicle Nehri'nin iki yakasına kurulmuş halifeye ve Bermekîlere ait pek çok saray ve köşklerle dünyanın en güzel şehirlerinden biri haline geldi.