1990 Mekke Tüneli Faciası

ÜMMÜHAN KEVSER KIPRAMAZ
Abone Ol

2 Temmuz 1990'da, Mekke'yi Mina'ya bağlayan Muaysim Tüneli'nde bir izdiham meydana geldi ve 1426 hacı sıkışarak, ezilerek ve oksijensiz kalarak feci şekilde can verdi.

Yakın tarihin en kötü hac trajedisi, 1990 yılının 2 Temmuz Pazartesi günü hacıların sabah saat 10.00 sularında şeytan taşlama ritüelini gerçekleştirmek üzere yola çıktıkları sırada meydana geldi.

Suudi hükümeti tarafından iki yıl önce kutsal mekânlarda başlatılan 15 milyar dolarlık bir imar projesi kapsamında inşa edilen 550 metre uzunluğa ve 10 metre genişliğe sahip bir yaya tüneli olan Muaysim Tüneli'ne giden bir yaya köprüsünün korkuluğu eğilerek 7 kişinin köprüden, tünelden çıkanların üzerine düşmesine neden oldu.

1000 kişilik kapasitesi olan tünelin kısa sürede 5000'e yakın insanla dolması, hâlihazırda sıkışık olan tünelde ani bir panik dalgasına sebep oldu.

Dar bir alanda sıkışarak kaburga kemikleri kırılan hacılar, başka zorluklarla da uğraşmak zorunda kaldı. Dışarıda 45 dereceyi bulan kavurucu sıcaklık ve tünel içindeki yetersiz havalandırma durumu daha da kötüleştirdi. Dahası, ani bir elektrik kesintisi zaten aşırı kalabalık olan tüneli karanlığa sürükleyerek hacılar arasındaki korku ve paniği daha da artırdı.

Kâbe’ye baskın
Mecra

Muaysim Tüneli, Mekke'yi Mina'ya ve Arafat'a bağlayan hayatî bir yol görevi görüyordu.

  • Suudi yetkililerin açıklamalarına göre, 447'si Türk 1426 kişi ezilerek /boğularak can verdi.

İzdihamın sonunda, tünelin içinde ve dışında yüzlerce can kaybı yaşandı. 1990 senesi, Malezya, Endonezya, Pakistan ve yerel bölgeden önemli sayıda can kaybının yaşandığı en ölümcül hac felaketlerinden birine sahne olmuştu.

Vefat edenler arasında Türk hacılar da vardı. Eski Türk Edebiyatı uzmanı Prof. Dr. Âmil Çelebioğlu da izdihamda hayatını kaybedenlerden biriydi.

Eski Türk Edebiyatı üzerine araştırmalarıyla tanınan ilim adamı Prof. Dr. Âmil Çelebioğlu, bu elim hadisede vefat edenlerden biriydi.

Olayın hemen ardından Kral Fahd, facianın "Her şeyin üstünde olan Allah'ın takdiri" olduğunu belirterek, "Orada ölmeselerdi, başka bir yerde ve aynı anda öleceklerdi." dedi.

Dünya çapında şok dalgaları yaratan trajediden sonra Suudi Arabistanlı yetkililer, rampalar ve yürüyüş yolları inşa ederek bu tür feci olayları önlemenin daha iyi yollarını bulmaya çalıştı.