"Şifalı" tatilin adresi: Denizli

Ege Bölgesi'nin önemli kentlerinden Denizli'de kış turizmi, tarihi zenginliği, doğal güzellikleri ve yamaç paraşütü, kayak, balon gibi heyecan dolu aktivitelerinin yanı sıra şifalı sularıyla bir hayli hareketli geçiyor.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan "beyaz cennet" Pamukkale de ziyaretçilerin vazgeçemediği turistik mekanların başında geliyor. 

Tatil için Denizli'yi tercih edenler, farklı içerikte program yapabilme imkanına sahip olabiliyor. 

Bölgedeki binlerce yıl öncesinden kalan antik kentleri ziyaret eden misafirler, traverten, mağara, şelale gibi doğal güzellikleri görme imkanı buluyor ayrıca yöreye özgü lezzetleri tadıp tarihi çarşılarda alışveriş yapma fırsatı yakalıyor.

Kayak, yamaç paraşütü, balon gibi tatillerinde sıra dışı programlara katılmak isteyenler de Denizli'de aradığı heyecanı bulabiliyor. 

Antik çağlardan bu yana şifa merkezi olarak görülen kentte, termal kaynaklara gösterilen talep dolayısıyla otellerin yarıyıl tatilindeki doluluk oranı yüzde 90'a ulaştı.

Turistlerin Türkiye'deki en eski uğrak yerlerinden Pamukkale, kentte görülecek yerlerin başında geliyor. 

Yer altından çıkan sudaki kalsiyum karbonatın yıllar içinde birikmesiyle oluşan travertenlerin üzerinde çıplak ayakla yürüyenler, soğuk havaya rağmen suyun sıcaklığı sayesinde üşümüyor. 

Pamukkale'nin eşsiz manzarası da turistlere ömür boyu saklamak isteyecekleri fotoğraflar çekme imkanı sunuyor. 

Pamukkale'nin doğal güzelliğinin yanı başında geçmişi 2 bin 800 yıl öncesine dayanan antik kent de gezilebilir. 

Sahip olduğu birçok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığı dolayısıyla arkeoloji literatüründe "Holy City" yani "kutsal kent" olarak tanınan Hierapolis Antik Kenti'nin anıtsal tiyatrosu travertenlerden sonraki ziyaret noktası konumunda.

Antik tiyatronun önünde ziyaretçileri "Cehennem kapısı" karşılıyor. 2013'te gün yüzüne çıkarılan "Cehennem kapısı", antik kaynaklarda "ölüler ülkesine geçiş kapısı" olarak adlandırılıyor.

Hierapolis'teki "Kleopatra Havuzu", Denizli'nin ziyaretçilerine unutulmaz bir anı yaşattığı yerler arasında bulunuyor. 

Milattan sonra 692'de meydana gelen depremde sütunların yıkılması ve termal suyun birikmesiyle doğal yollarla oluşan havuzdaki su, o yıllardan bu yana 36 derecelik sıcaklığını hiç yitirmedi. 

Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın yıkandığı rivayet edilen havuza girenler, 2 bin yıllık sütun ve mermer kalıntıları arasında binlerce yıl öncesine kulaç atma heyecanı yaşıyor. 

Havuzdaki suyun kalp damar hastalıkları, romatizma, deri, felç ve sinir hastalıkları ile içildiğinde mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi geldiğine inanılıyor.

Sahip olduğu termal kaynakları dolayısıyla antik çağdan bu yana termal tedavi merkezi olarak görülen Denizli, günümüzde de aynı özelliğiyle ilgi görüyor. 

Roma döneminde kaplıcaları ile önemli bir tıbbi merkez haline gelen kent, kalsiyumca zengin, demir yoğunluğu fazla, farklı mineralleri barındıran kırmızı su kaynaklarıyla sağlık turizminde önemli bir yere sahip. 

Termal kaynakların yoğun olduğu Karahayıt'taki oteller kış aylarında sağlık turizmi yoğunluğu yaşıyor. 

Karahayıt romatizma, dolaşım sistemi, astım ve bronşit ve cilt rahatsızlıklarına şifa arayanlardan ilgi görüyor.

Denizli tarihi ve şifa dağıtan zenginliklerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de dikkati çekiyor.

Büyük Menderes Nehri'ne 20 metre yüksekten dökülen Güney Şelalesi ile Sakızcılar Asmaaltı ve Gümüşsu şelaleleri doğada huzur arayanlara hitap ediyor. 

İçinde Pamukkale'deki travertenlere benzer bir görüntüye sahip Kaklık Mağarası ve sarkıt, dikit, sütun, makarna sarkıtı ve örtü damla taşlarıyla ilginç görüntüler sunan Keloğlan Mağarası turistlerin keyifle gezdiği yerler arasında bulunuyor. 

Tatilciler, kente özgü yöresel ürünleri Bayramyeri'nde bulabiliyor. 

Bu çarşıda yöresel ürünler ile Denizli'nin meşhur havluları ilgi görüyor. Fırın kebabı ve dondurma irmik helvası ise Denizli tatilinde damakta iz bırakacak lezzetler arasında yer alıyor.