Kamusal alanda fotoğraf çekmek 'rızası var' anlamına mı geliyor?
Yargıtay, bir kişinin kamusal alan sayılan bölgelerde dolaşmasının fotoğraf çekilmesi için 'rıza gösterdiği' anlamına gelmeyeceğini söylüyor. GZT'nin ulaştığı Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Süleyman İrvan, 'Sokakta dilediğim gibi fotoğraf çekerim, çünkü sokak mahrem alan değildir' argümanının doğru olmadığına dikkati çekerek, "Sokakta insanları çekecekseniz izin almanız gerekir, çünkü sokakta da kişilik haklarımız devam ediyor." dedi. GZT'nin konuya ilişkin ulaştığı Avukat Kenan Uysal ise, "Kişilik hakları ihlal edilen kişi tazminat davası açabilir ve bu davayı kazanır" değerlendirmesinde bulundu.
YouTuber Başak Kablan'ın sokak fotoğrafçılığı hakkında paylaştığı bir video sosyal medyanın gündemine oturdu. Sokakta dolaşan bir kişinin izni alınmadan görüntüsü veya sesinin kaydedilmesi meselesi hakkında fikirlerini paylaşan Kablan, "Ben videoda hukuken böyle bir hak yoktur, kimse kimseyi bu yüzden dava edemez demedim. Bir konuda kendi fikrimi söyledim." açıklaması yaptı.
Yargıtay, kamuya açık alanda ‘kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık’ prensibinin geçerli olduğunu söylerken, bir kişinin kamusal alan sayılan bölgelerde dolaşmasının 'rıza gösterdiği' anlamına gelmeyeceğini belirtiyor.
Kimliği belli veya belirlenebilmesi muhtemel durumlarda isimden fotoğrafa kadar her türlü bilgi 'kişisel veri' olarak tanımlanıyor.
Bu verilerin izinsiz kaydedilmesi ve kamusal alanda paylaşılması durumunda ise cezai yaptırımlarla karşılaşmak muhtemel bir durum.
Kamusal alanda izinsiz fotoğraf çekilebilir mi?
Sosyal medyada 'sokak fotoğrafçılığı' adı altında kişisel veriler hiçe sayılarak izin alınmaksızın kaydedilen görüntüler, kişisel verilerin gizlilik ihlalini de beraberinde getiriyor. Paylaşılan veriler tamamıyla kişisel veri olarak kabul edildiğinden aslında izaha muhtaç değil. Fakat, sokakta dolaşan bir kişinin kamusal alanda bulunduğu iddia edilerek 'izin alınmasına' gerek olmadığı yönünde beyanlarda mevcut.
GZT'nin ulaştığı Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Süleyman İrvan, 'sokakta dilediğim gibi fotoğraf çekerim, çünkü sokak mahrem alan değildir' argümanının doğru olmadığına değinerek, "Sokakta insanları çekecekseniz izin almanız gerekir, çünkü sokakta da kişilik haklarımız devam ediyor. Ancak, haber amaçlı ve yüksek kamu yararı içeren fotoğraflar için izin almak gerekmez." dedi.
Sokak fotoğrafçılığı yapmak isteyenler nelere dikkat etmeli?
'Sokak fotoğrafçılığı' diye bir tür olduğuna işaret eden Süleyman irvan, "Özünde insanı da içine alan bir durum. Eğer sokak fotoğrafı çekecekseniz doğal olarak o kadrajın içinde insan da olacaktır. Fakat burada dikkat edilmesi gereken husus şu; eğer siz sokak fotoğrafçısı iseniz bile insanları rahatsız etmeye hakkınız yoktur. 'Sokak özgür alandır, burada bize kimse karışamaz' gibi bir düşünce doğru değil. Mahrem alanımız sadece ev ile sınırlı değildir. Dışarı çıktığımızda da bizim mahremiyetimiz devam eder. Dışarı çıktık diye bizim fotoğraflarımızı kimse istediği gibi çekme hakkına sahip olamaz." şeklinde konuştu.
Yabancı biri tarafından fotoğraflanmanın rahatsız edici bir davranış olduğuna dikkati çeken İrvan şöyle konuştu:
"Sokağı bizim kişisel haklarımızı koruyamayacağımız bir alanmış gibi düşünmemek gerekir. Biz sokağa çıktığımızda da kişiliğimizi korumaya çalışıyoruz ve doğal olarak başkalarının bunu ihlal etmemesini istiyoruz.
- Sıkışık bir otobüste bile size birisi değdiğinde rahatsız oluyorsunuz. Halbuki orası bir kamusal alan değil mi? Bu da bunun gibi bir şey, çünkü orada insanın mahrem alanı var ve bu alanın ihlal edilmesinden rahatsız oluyorlar.
"Rıza ve izin asıl konudur"
Sokak fotoğrafçısı bir ticari amaç güdüyor da olabilir. Bu durumda sizi bir meta olarak görüyordur. Bu yaklaşım doğru değil. Mutlaka kişilik haklarına saygı göstermek gerekir. İlla fotoğraf çekecekseniz insanlardan izin almanız lazım. Fotoğraf çekebilirsiniz tabi ki ama rıza ve izin burada dikkat edilmesi gereken asıl konudur."
"Davayı kazanır"
GZT'nin ulaştığı Avukat Kenan Uysal, fotoğrafın çekildiği alanın kamusal olup olmamasının bir şey ifade etmediğini söyleyerek, "Fotoğrafını çektiğiniz kişinin kendi konumu önemli olan, kamuya mal olmuş biri değil ise tazminat davası açabilir, hakkında suç duyurusunda bulunabilir ve bütün davaları da kazanır." ifadelerini kullandı.
Ceza verilir mi?
'İzin alınmalı mı?' sorusunun cevabı ise Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yer alıyor. Kişisel verilerin ihlal edildiği durumlarda hakkın savunulma yolu bulunuyor. İzinsiz paylaşım yapan gerçek ya da tüzel kişilerin eylemlerinin TCK kapsamında cezalandırılması öngörülüyor.
Medyada yer alan haberlere göre, sokakta kadınların fotoğrafını çeken bir şahıs,' kamusal alan' gerekçesiyle serbest kalmıştı. Yargıtay, özel hayatın sadece '4 duvar arasında' olmadığına hükmederek kararı bozmuş şahsa 3 yıl ceza verilmişti.
Yargıtay, kamusal alandaki bir vatandaşın görüntü veya sesin kaydedilmesi halinde özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğine hükmediyor.
İzinsiz fotoğraf çekmenin cezası nedir?
Türk Ceza Kanunu'na göre izinsiz fotoğraf çekmenin cezası şöyledir:
MADDE 134. - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişilerin cezalandırılması için; öncelikle savcılığa şikayette bulunmak ve fotoğrafın izinsiz çekildiğini ispatlayan sağlam delilleri sunulması gerekmektedir.