Dünya tarihinin en özel 7 mimari çalışması
Mimari sanatının birbirinden eşsiz eserleri bulunmakta. Peki siz bunların kaçını biliyorsunuz? Ya da şöyle mi demeli: hangisi hakkında yeterince bilgiye sahipsiniz?
Mimari bir sanattır. Bunun böyle olduğuna şüphesiz ki kimsenin itirazı yoktur. Dünya üzerinde bunun böyle olduğunu kanıtlayan birçok yapı bulunuyor.
Sizler için bu içeriğimiz içerisinde, mimari yapısı ve hikayesiyle herkesi etkileyen 7 mimari yapıyı derledik:
Popüler olarak “La Pedrera” adıyla bilinen Barselona’daki bu yapının mimarı Antoni Gaudi. Her katı 1323 metrekarelik bir alana sahip olan binanın yapımına 1906 yılında başlandı. 6 yıllık bir çalışmanın ardından hayata kazandırılan bu yapı, 1984’de UNESCO tarafından Dünya Mirası kabul edildi.
1999 yılından tamamlanan yapının mimarı Tom Wright, mühendisi ise Rick Gregory. Arap Kulesi adını taşıyan bu yapı, turistik açıdan da büyük öneme sahip. Yapı, zenginliğin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
1958 yılında Expo 58 Fuarı için Belçika'da üretilen bu yapı, Andre Waterkeyn tarafından tasarlanmıştı. Waterkeyn bu yapıyı, bir demir atomun 165 milyar kez büyütülmüş halini yansıtmak amacıyla hazırladı.
İspanya eski Kralı Juan Carlos I tarafından açılan müzenin tasarımı, Kanadalı-Amerikalı ünlü mimar Frank Gehry tarafından yapıldı. 1977 yılında açılan yapı, post-modern mimarinin örnek çalışmalarından biri olarak kabul ediliyor.
Dönemin kralı Şah Cihan’ın büyük aşkı eşi Mümtaz Mahal’ın ölümünden sonra uğruna inşa ettirdiği bu yapı, ancak 20 yılda 22 bin kişinin çalışmasıyla bitebildi. Üstad Ahmed Lahauri önderliğindeki bir mimarlar heyeti tarafından hazırlanan yapı, 1983 yılında UNESCO Dünya mirası ilan edildi.
687 ve 691 arasında Emevi halifesi Abdülmelik tarafından yaptırılan Kubbet- üs Sahra, 1561 yılında dönemin Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından içerisine mermerler ve çiniler eklenerek daha da geliştirildi. Yapı, İslam mimarisinin başyapıtlarından biridir.
1609-1617 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından mimar Sedefkar Mehmed Ağa’ya yaptırılan Sultan Ahmet Cami aynı zamanda Mavi Cami adını da taşır. Bunun sebebi; kubbeleri yine mavi ağırlıklı kalem işleriyle süslenmiş olmasıdır.