ABD Başkanı Trump: Kaşıkçı cinayeti ilk günden tam bir fiyaskoydu

Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesine katkı veren ve Batı medyasında Ortadoğu ile ilgili haberleriyle tanınan Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim'de resmi işlemler için Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra ortadan kaybolmuştu. Emniyet kaynaklarınca yapılan değerlendirmede, Kaşıkçı'nın gittiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğundan bir daha çıkmadığı teyit edilirken, başkonsolosluk binasında aynı saatlerde, 2 uçakla İstanbul'a gelen ve aralarında yetkililerin de yer aldığı 15 Suudi vatandaşının bulunduğu, bu kişilerin daha sonra geldikleri ülkelere döndükleri belirlenmişti. Suudi Arabistan tarafından yapılan açıklamada, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluk içinde yaşanan arbede neticesinde öldüğü duyurulmuş, olayla ilgili 18 Suudi vatandaşının gözaltına alındığı açıklanmıştı. Ayrıca, Suudi Arabistan'da yayımlanan kraliyet kararnamesiyle, Suudi Arabistan Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri görevden alınmıştı.

CIA Başkanı Gina Haspel İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı konusunda temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye geldi. Amerikan medyasının bildirdiği Haspel’in ziyaretiyle ilgili ayrıntılı bilgi henüz yok ancak CIA Başkanı’nın Türkiye ziyareti Amerikan istihbaratının Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Türkiye’nin elindeki istihbaratı değerlendirme çabası olarak değerlendiriliyor.

G-7 ülkeleri dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği (AB), Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili yapılan açıklamaların birçok soruyu yanıtsız bıraktığını belirtti. G-7 ülkeleri Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere, ABD ve AB tarafından yapılan ortak açıklamada, olayın sorumlularının cezalandırılması gerektiği belirtildi. Açıklamada, “Kaşıkçı katliamı en sert şekilde kınanmalı” ifadesi kullanıldı. Ortak açıklamada Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı’nın İstanbul Konsolosluğu’nda öldüğünü itiraf etmesinin tam şeffaflık ve güvenilirlik için atılan bir ilk adım olduğu belirtildi. Açıklamada Türkiye’yle işbirliği halinde derinlemesine, güvenilir ve hızlı bir soruşturma ihtiyacına vurgu yapıldı. G-7 Dışişleri Bakanları ve AB, Kaşıkçı cinayetinin gazetecilerin ve ifade özgürlüğü hakkının korunması ihtiyacını bir kez daha ortaya koyduğunu kaydetti.

Pompeo’ya “Türkiye işbirliği yapıyor mu?” diye soruldu. ABD Dışişleri Bakanı “Türkler bizimle işbirliği içinde. Onların söylediğine göre Suudiler de Türklerle işbirliği yapıyor. Amerika’nın sorumlu olduğunu düşündüğü kişilerden hesap soracağını göreceksiniz” diye konuştu. Türkiye'nin Kaşıkçı'nın son anlarını gösterdiğini ve elinde olduğunu iddia ettiği ses kaydını dinleyip dinlemediği yönündeki soruyu Pompeo, "Bu konuda ekleyecek bir şeyim yok" diye yanıtladı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 21 Suudi yetkiliye ABD'ye giriş yasağı getirildiğini açıkladı. Pompeo, söz konusu kişilerin Suudi gizli servisi, Kraliyet ailesi, dışişleri bakanlığı ve farklı bakanlıklarda görevli kişiler olduğunu ve Salı günü itibariyle bu kişilere ABD vizesi verilmeyeceğini, daha önce almış olanların vizelerinin de iptal edildiğini belirtti. Pompeo, ABD’ye giriş yasağının ülkesinin bu konudaki son sözü olmayacağının da altını çizdi. Bakan, Suudi yetkililere yönelik kişisel mali yaptırımların uygulanmasının da konuşulduğunu ifade etti. ABD Dışişleri Bakanı "Bir gazetecinin şiddet kullanılarak susturulmasının Washington yönetiminin kabul edebileceği bir durum olmadığını" söyledi.

Trump, ABD'nin cinayete vereceği tepkiyi Kongre'ye bırakacağını ve bu konuda iki partinin bir uzlaşmaya varmasını dilediğini belirtti, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın cinayetle herhangi bir ilgisi olmadığını öne sürdü.