Klozet istilası ve artan hastalıklar

BAĞDAGÜL ÖZ
Abone Ol

İnsan için en kıymetli nimetlerden biri de yiyip-içtiklerinin atıklarını rahatlıkla çıkarabilmesidir. Eskilerin def-i hâcet, ihtiyaç giderme, küçük ve büyük abdest bozma olarak ifadelendirdiği bu hâl insanın âciz bir varlık olduğunu ve Yüce Yaratıcı’ya muhtâciyetinin de en bariz tezahürlerinden biri.

Günümüzde erkeği erkeklik, kadını kadınlıktan utandırarak, fıtrî dolayısıyla ahlâkî ve insânî olmayan üçüncü bir cinse çevirmeye çalışıyorlar. Bu durum, insanlığa karşı örgütlü bir kötülük. Örgütlü kötülüklerin ardında büyük hacimli iktisâdî ve siyâsî güçler var ve sayıları az olsa da sesleri bu yüzden fazla çıkar.

Bunlar Allah’ın yaratma biçimiyle savaşmak istiyorlar. Bunlar, Allah ile savaşmaya kimsenin güç yetiremeyeceğini bilmeyecek kadar aşağılık yaratıklar.

Türkiye’nin çözmediği dert: Sezaryen

Klozet hayatınızı karartabilir.

Fıtratı bozulan hususlardan biri de doğum meselesi. Ülkemizde neredeyse üç doğumdan ikisi hâlâ sezaryenle gerçekleştiriliyor. Yeni nesil özellikle sonradan görme kadınlarca doğum hususunda korkutuluyor. Bir de buna hastane ve döner sermaye soygunlarını eklemek gerekiyor.

Doğumları güçleştiren hususlardan biri de def-i hâcet giderme şekliyle alâkalı. Batıcı tipleri şöyle dursun sonradan görme zamane Müslümanlarının evlerinde de kadim helâlar yok.

Klozet hayatınızı karartabilir

Fransız helâ modeli olan klozetler, sağlıklı bir def-i hâcete izin vermiyor. Bununla da kalmıyor, kadınların doğumlarını güçleştiriyor. Dahası pek çok kabızlığın nedenleri arasında gösteriliyor.

Erkeklerin ayakta ihtiyaç gidermesi nehyedilmiştir. Bunun pek çok hikmeti var. Ancak zamane insanları bunun da farkında değil.

Cep telefonu var helâsı yok

BM verilerine göre insanların yüzde 90 kadarının cep telefonu var, ancak yarıya yakınının helâsı yok, helâsı varsa da kanalizasyon altyapısından mahrum. 1 milyardan fazla kişi ise def-i hâcet ihtiyacını açık alanda gideriyor. Bu rezaletin en çok görüldüğü ülke ise son senelerde Müslüman avına çıkmış olan Hindistan.

Bazı ülkelerde helâlar odacıklardan oluşmayıp, hepsi yan yana. Bu iğrençlik, insan izzet ve mahremiyetinin açık bir ihlâli.

Özellikle Batılı ülkelerde taharet diye bir şey yok. Mâlum 2022 Dünya Kupası geçen yıl Katar’da gerçekleşti. Dünya Kupası’nı takip etmek için Katar’a giden Hırvat David Vujanic, taharet musluğuna hayran kaldığını açıkladı. Hayranlığını ifade eden sadece o değildi. Pek çok spor sever bu konuda paylaşımlar yaptı ve videolar çekti.

Batılı ülkelerde taharet yok

Özellikle Batılı ülkelerde taharet diye bir şey yok. Mâlum 2022 Dünya Kupası geçen yıl Katar’da gerçekleşti. Dünya Kupası'nı takip etmek için Katar'a giden Hırvat David Vujanic, taharet musluğuna hayran kaldığını açıkladı. Hayranlığını ifade eden sadece o değildi. Pek çok spor sever bu konuda paylaşımlar yaptı ve videolar çekti.

Klozet adı verilen yapılar, insan anatomisine aykırı bir tasarım. Erkekler için de kadınlar için de aşırı derecede zararlı. Bir kere hijyenik değil. İkincisi, dışkılamak ve idrar boşaltımı tam mânâsıyla gerçekleşmiyor. Bu hususta yapılmış pek çok akademik çalışma var. Bu çalışmalar dünya medyasında sık sık haberlere konu olmuş ancak Türkiye’de neredeyse hiç haber olmamış.

‘Bu hususta bir yazı kaleme alabilir misin’ dendiğinde memnuniyetle karşıladım, çünkü uzak olmadığım bir husustu. Hatta yazıya kaynaklık edebilecek bazı linkler de gönderildi.

Batılı gazetelerde yer alan ve alaturka ile alafranga yani helâ ve klozet karşılaştırması ile ilgili bir haberde, helânın klozete karşı faydaları şöyle sıralanmış:

Müslümanların kullandığı alaturka helâlardaki oturma şeklinizin kan dolaşımınızı artırdığı ve elleriniz ve bacaklarınız için muhteşem bir beden hareketidir. Böylece pek çok spor hareketinin yerine geçer ki, bu günlük düzenli yapılan bir şeydir.

Sindirimin doğru çalışmasını sağlar.

Oturma biçimi mideye baskı uygular, ayrıca bağırsakların def-i hâcet için en uygun şekle bürünmesini sağlar. Bu durum taharet için de en uygun beden şeklidir.

Tuvalet kağıtlarına daha az ihtiyaç duyulur ve çoğu kez sadece kurulanma amacıyla kullanılır. Hem maddi hem de çevre açısından muazzam bir tasarruftur.

Klozet oturuşu bebeği tehdit eder

Alafranga klozetlerde gebe kadınlar açısından ciddi bir tehdittir. Çünkü oturma şekli rahme baskı uygular ve bebek bundan etkilenebilir. Alaturka helâlarda ise rahim baskı altına alınmadığı için bebek rahatsız olmaz. Dahası bu beden hâli doğumu kolaylaştırıcı bir egzersizdir.

Alafranga klozetlerde gebe kadınlar açısından ciddi bir tehdittir. Çünkü oturma şekli rahme baskı uygular ve bebek bundan etkilenebilir. Alaturka helâlarda ise rahim baskı altına alınmadığı için bebek rahatsız olmaz. Dahası bu beden hâli doğumu kolaylaştırıcı bir egzersizdir. Kadının normal ve sıkıntısız doğum yapmasına büyük katkı sağlar.

Kolon kanseri ve diğer hastalıkların gelişimini azaltır veya engeller. Çünkü çömelme biçimi vücudumuzdaki dışkının kolondan tamamen boşaltılmasını kolaylaştırır. Bu çömelme sayesinde kabızlık, apandisit ve kolon kanseri gibi rahatsızlıkların baş göstermesi engellenir.

Bu haber elbette akademik çalışmalara dayanıyor.

Habere kaynaklık eden araştırmalardan biri Türkiye’de yapılmış. İki helâ şeklinin en yaygın olduğu ülkelerden birinin Türkiye olması hasebiyle Batılı akademisyenler, Türkiye üzerinde araştırma yapmışlar.

Gebelerde klozet kullanımı, bunun hayat kalitesine ve kabızlığa etkisi araştırılmış. Sultan Alan, Ebru Gözüyeşil ve Şule Gökyıldız Surucu’nun yaptığı araştırmada, klozet (bide) kullanımının kabızlığa etkisinin kullanmayanlara göre çok daha yüksek olduğu görülmüş. Batı toplumlarında doğu toplumlarından çok daha fazla kabızlık görülmesinin ana nedenlerinden biri de onların sadece klozet kullanmasıymış. Ayrıca su ile taharet de kabızlığı azaltan bir başka etken.

Çömelmenin faydaları

Batılı bir analizde şunlar yer alıyor: Çömelme pozisyonu her zaman dinlenmek, çalışmak ve vücut fonksiyonlarını yerine getirmek için en kullanışlı şekildir. Tüm çocuklar fıtrî olarak kendilerini rahatlatmak için çömelirler. Bu insanların yaratılıştan gelen sonradan öğrenilmemiş davranışı.

19. yüzyılın ortalarına kadar Avrupa'da sandalye benzeri tuvaletleri sadece kraliyet ailesi üyeleri ve engelliler kullanıyordu. 1800'de Büyük Britanya'da iç mekân su tesisatının ortaya çıkmasıyla taht benzeri klozet icat edildi. Sıradan insanlara, daha önce krallar ve kraliçeler için ayrılan aynı sözde "haysiyet" verildi.

Birkaç on yıl içinde sanayileşmiş dünyanın çoğu "İmparatorun Yeni Tahtı"nı benimsedi. Modern tuvaleti tasarlayan tesisatçı ve marangoz, insan fizyolojisi hakkında hiçbir bilgiye sahip değildi. Muhtemelen 150 yıl önce hiç kimse bu değişikliğin nüfusun sağlığını nasıl etkileyeceğini tahmin bile etmemişti.

Batılı bir analizde şunlar yer alıyor: Çömelme pozisyonu her zaman dinlenmek, çalışmak ve vücut fonksiyonlarını yerine getirmek için en kullanışlı şekildir. Tüm çocuklar fıtrî olarak kendilerini rahatlatmak için çömelirler. Bu insanların yaratılıştan gelen sonradan öğrenilmemiş davranışı.

Dışkılamayı kontrol edebilmek için vücut aynı zamanda kaslara ve dışkının biriktiği rektum ile dışkının çıktığı anüs arasındaki kıvrıma da güvenir. Ayağa kalktığımızda bu virajın genişliği yaklaşık 90 derecedir. Bu şekilde rektuma yukarı doğru baskı uygular ve dışkıyı içeride tutar. Çömelme pozisyonunda, kıvrım düzelir ve dışkılama kolaylaşır.

Oturduğumuzda bu virajın genişliği hâlâ 90 derece civarındadır. Bu nedenle dışkılama için çok daha fazla baskı gerekir. Dolayısıyla çömelme, dışkılamayı kolaylaştırır ve ıkınma ihtiyacını azaltır ve karın basıncını azaltır. Bu nedenle, hemoroidleri savuşturabilir.

Çömelmemenin zararları

Pek çok doktor, günümüzün modern toplumunda bir dizi ciddi tıbbî durumun görülme sıklığının yüksek olması nedeniyle modern tuvaleti suçluyor.

Vücut fonksiyonlarını yerine getirirken oturma pozisyonu hemoroid, apandisit, polip, ülseratif kolit, irritablı bağırsak sendromu, divertiküler hastalık ve kolon kanseri gibi bağırsak hastalıklarına neden olabilir. Çalışmalar, Batılı ve -Türkiye gibi- sonradan Batılılaşmış ülkelerde kolon ve pelvik hastalık oranlarının çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Geleneksel hayat tarzında bu hastalıklar çok nadirdir veya neredeyse hiç bilinmez.