Üniversite okumak mı, hayata erken atılmak mı?

EMİRHAN ÜNAL
Abone Ol

Sosyal medyada yepyeni motivasyon içerikleri türemeye başladı: “Falanca kişi lise bile okumadan on binlerce lira kazanıyor. Okuldan mezun olmana gerek yok. Haydi, sen de ticarete atıl, hayata erken başla!” gibi… Bu tarz içeriklerinin gerçeklik payının olup olmadığını bu ayki münazara konumuzda ele alacağız. Tüm bu içeriklerin temelinde yatan “Üniversite okumak mı yoksa erken hayata atılmak mı?” tartışmasını ele alacağız.

Hükümet

Üniversite okumak gençler için vazgeçilmez bir unsurdur.

Üniversite okumak, gençlerin hayatındaki riskleri azaltmakla birlikte; onlara daha stabil bir yaşam kalitesi sunmayı vaat etmektedir.

Üniversite diploması, 21. yüzyılda bir zorunluluk hâline gelmiştir. Nasıl ki devlet dairesinde bir işlem yaptırmak için T.C. kimlik numaranız gerekiyorsa günümüz iş dünyasında da hatta hemen her yerde üniversite diploması gereklidir. Üniversite diploması olmayanları, maalesef kimse kale almamaktadır. Bu yüzden de kariyer basamaklarında kendilerine yer bulamamaktadırlar. İnsanın kendi kimliğini oluşturmada önemli bir yere sahip olan üniversite diploması, her genç için yadsınamaz bir öneme sahiptir.

Üniversite okumak, sadece eğitim amaçlı bir gereklilik değildir. Aynı zamanda sosyal odaklı bir süreçtir. İnsan, sosyal bir varlıktır. Bu yüzden de tanıdığı insan kadar var olur. Yaşadığı hayat boyunca birçok insanla tanışır ve hayatındaki olaylarda bu insanların bilgilerini, yardımlarını alır. Genç bir arkadaşımız, her ne kadar liseye kadar birçok insanla tanışsa da en verimli tanışma süreçlerini üniversitede yaşayacaktır. Hem kendi ilgi alanlarıyla ortak yönde insanlarla tanışacak hem de geniş bir “network”e sahip olacaktır. Bu sayede birçok alanda işlerini genişletebileceği gibi alanında da uzmanlaşabilecektir. Sosyal getirileri de hesaba katıldığında üniversite, gençler için çok önemli bir etkiye sahip olacaktır.

Diğer yandan sosyal medyada gençlere aktarılan hayata erken atılmanın getirileri, para kazanmakla eşdeğer tutulmaktadır. Bunun için birkaç ismin sürekli olarak pazarlaması yapılmakta, gençlere erken hayata atılmaları tavsiye edilmektedir. Fakat bilinmelidir ki iş hayatına erken atılıp başarılı olan insanlar varsa da bunun en az yüz katı kadar da başarısız insan vardır. Fakat başarısız olanların hikâyesi piyasaya sürülmemekte, gençlerin ticarette direkt olarak başarılı olacağını savunan ütopik hayaller anlatılmaktadır. Üniversite okumak, gençlerin hayatındaki riskleri azaltmakla birlikte; onlara daha stabil bir yaşam kalitesi sunmayı vaat etmektedir. Bu yüzden öğrenciler, erken hayata atılmaktan ziyade üniversitelerini tamamlamalı ve diplomalarını almalıdır.

Muhalefet

Gençler, hayata erken atılmalıdır.

Bir uzmanlık alanında kendisini hızla geliştiren gençler de bu boşluğu hızlıca doldurabilir ve ticaret hayatında pekâlâ çok başarılı olabilirler.

Günümüz üniversiteleri diplomalı işsizler yetiştirmektedir. Bunun en büyük sebebi, üniversitelerin iş vaadiyle verdikleri diplomaların sektörde geçersiz olarak gözükmesindendir. Üniversiteler, beyaz yaka çalışan yetiştirirken herhangi bir farklılaşmaya dikkat etmemekte ve bu yüzden de birbirinin aynısı milyonlarca mezun vermektedir. Fakat hayata erken atılanların, kendi alanlarında uzmanlaşması için kullandıkları süre sayesinde, iş dünyasında daha rahat yer edinebilirler.

Üniversiteler, gençleri risk almaktan uzaklaştırmaktadır. Bir insan ne kadar konfor alanına girerse o kadar risk alma yetisi azalmaktadır. Üniversite süreci boyunca alınan eğitimler gençleri en verimli dönemlerinde verimsizleştirmekte, verilen diploma ise gençleri risk almaktan alıkoymaktadır. “Benim diplomam var, iyi bir maaşla çalışırım,” düşüncesi ile hayatlarına başlayan gençler, yeni ticari adımlar atmamakta, zaten var olan dolgun maaşlarından ödün vermemektedirler. Fakat kaybedeceği çok az şey ile yoluna başlayan, hayata erken atılan gençler daha cesur olmakta ve daha fazla risk alabilmektedir. Bu yüzden hayata erken atılmak, insanın karakterini de etkilemektedir.

Ülkemizde alanında uzmanlaşmış usta bulmak giderek zorlaşmaktadır. Bunun en büyük sebeplerinden birisi, üniversitelerde ustalık süreçlerine önem verilmemesidir. Hatta bu yüzden ustalık gerektiren işlerin kazançları inanılmaz derece artmış olup, ustalığın toplum içerisindeki değeri de anlaşılmıştır. Bir uzmanlık alanında kendisini hızla geliştiren gençler de bu boşluğu hızlıca doldurabilir ve ticaret hayatında pekâlâ çok başarılı olabilirler.