Talebe mutfağı: Maallebi
Herkes nişastalı ve pirinç unlu muhallebiyle büyütmek telaşında bebesini, yeter ki tombiş olsunlar. Bu sebepten pek çoğumuz muhallebi yeme tedrisinden ama zorla ama yolla geçmişizdir.
Sütlerin kutuya ya da cam şişeye girmediği günlerde elimde 2,5 kiloluk plastik ve tel saplı bir kovayla anneanneme süt almaya gittiğimde henüz altı yaşındaydım.
Şehrin merkezinde bahçe içindeki evlerinde ufak bir ahırda Leyla ve Osman adını verdikleri ineklerin sütüydü yoğurt ve muhallebi yaptığımız. Babamın olmazsa olmazı hindistan cevizli tarçınlı muhallebi. Akşam yemeklerinin vazgeçilmez tatlısı, az malzemeyle sanata dönüşen lezzetler diyorum onlara ben.
Tam bir pazarlama dehasıyla hayatımıza geri dönüş yapan şeyin adı ne yazık ki muhallebi değil magnolia pudingdi, pehh ne havalı şey olmuş.
Sonra 16 yaşındayken bir kız kardeşim daha oldu. Bu kez onun muhallebisi için komşu teyzeden süt alırken buldum kendimi. O zaman anne sütü yerine inek sütüyle beslenmek pek popülerdi. Herkes nişastalı ve pirinç unlu muhallebiyle büyütmek telaşında bebesini, yeter ki tombiş olsunlar. Bu sebepten pek çoğumuz muhallebi yeme tedrisinden ama zorla ama yolla geçmişizdir. Kimimiz ağzından püskürtmüş, kimimiz de yumuşak yumuşak yutuvermişizdir.
Muhallebi hayatımızdan nasıl sessiz sedasız çıktı ve yerini pudinge bıraktı, idrak etmem 5-6 senelik meseledir.
İnstagramda bir ara magnolia puding furyası başlamıştı da yapmayanı neredeyse siteden atıyorlardı. Dedim madem böyle bir şey var neresiyse bunun üstadı gidelim yiyelim, nihayetinde mesleğimiz bunu gerektirir. Bir Amerikan markası çıktı New York Bakery’nin icadıymış ve Türkiye’de çok meşhur bir zincir restoran yaparmış. Gittik istedik şu magnolia puding denen şeyi, tabaktakini aslında şekil itibarıyla pek bir şeye benzetemedik fakat sonrasında aldığımız lezzete verdiğimiz tepki garsonu bile şaşırttı. Bu tepkiye sebep olansa aldığım lezzetin babamın vazgeçilmez muhallebisiyle çok benzer olmasıydı. Zamanda yolculuk böyle bir şey olsa gerek, çocukluğuma gittim ve aynı anda geri döndüm. Tam bir pazarlama dehasıyla hayatımıza geri dönüş yapan şeyin adı ne yazık ki muhallebi değil magnolia pudingdi, pehh ne havalı şey olmuş. Tabii böyle afili adı olunca çocukluğumuzdaki gibi püskürterek yemek yerine, bayıla bayıla kaşıklayıp lüp diye yutuveriyorduk.
Biz onu hayatımıza yeniden muhallebi olarak sokalım, var mısınız? Üstelik yine bir tarifle pek çok tarifiniz olacak ve mutfakta da, zihninizde de açılım yapacaksınız.
- Bir tencereye önce 2 yumurta sarısı, 1 su bardağı toz şeker, 3 yemek kaşığı (tepeleme) nişasta koyalım, üzerine yavaşça ve karıştırarak 1 kg sütü ilave edelim. Sonrasında ocağın üzerine alıp kısık ateşte karıştırarak kaynayana dek pişirelim. Sonrası sizin aklınıza ve zevkinize kalmış. İster hemen kâselere boşaltıp üzerine tarçın ve hindistan cevizi serpin. İsterseniz bir tepsiye ufalanmış bebe bisküvisi kırıkları koyun, muhallebiyi boşaltın üzerini de mevsim meyveleriyle süsleyin.
İlla kakaolu olsun derseniz 3 kaşık nişasta yerine 1 kaşık kakao, 2 kaşık nişasta kullanın tarifte. Ben limon, portakal severim derseniz kabuğunu rendeleyin.
Ben biliyor ve inanıyorum ki içinizden çok ekstrem tarif üretenler dahi çıkacak, e onları da twitter ve instagramda @mutfakdeneyleri ve #cinsdergi etiketiyle paylaşın ki cümle alem muhallebi görsün. Tam finaller yaklaşmışken ders çalışmaya gelen arkadaşlarınıza yapın, çayı da demleyin, çalakaşık dalın muhallebiye, zihniniz açılsın evladım.