Şair neye yarar hatırlamazsa: Arif Damar

ERAY SARIÇAM
Abone Ol

Arif Damar, birçok söyleşisinde kendisini şiirin bir ağır işçisi olarak gördüğünü söyler. Kuşağındaki kimi şairlerin aksine şiirin bir söz sanatı olduğunu ve bunun da çeşitli işçilikler gerektirdiğini bilir. Damar, sözü sadece söylemekle yetinmez, onu, nasıl söyleyeceğiyle de ilgilenir.

Arif Damar... 1940 Kuşağının "harika çocuğu." Enver Gökçe, Attilâ İlhan, Şükran Kurdakul gibi isimlerle birlikte genç isimlerinden biri olarak görülebilir toplumcu gerçekçi şiirin. Adını, Çanakkale Savaşı'nda şehit düşen ağabeyinden almış bir şair Arif Damar. 1925'ten 2010 yılına dek süren uzun bir ömrün yolcusu. Ömrünün 60 yılını şiire adamış soğuk demircisi Türk şiirinin. Attilâ İlhan ve Rıfat Ilgaz ile birlikte en çalışkan ismi "Acılı Kuşak"ın. Günden Güne, İstanbul Bulutu, Kedi Aklı, Saat Sekizi Geç Vurdu, Alıcı Kuş, Seslerin Ayak Sesleri, Ölüm Yok ki, Ay Ayakta Değildi, Yoksulduk Dünyayı Sevdik, Onarırken Kendini ve Bir Gökkuşağı İnerse Nasıl, 60 yıllık şiir birikiminin ürünleri Arif Damar'ın.

*

Arif Damar, 17-18 yaşlarında yayımladığı ilk gençlik şiirlerinde "Arif Barikat" ismini kullanır. "Ömründe barikat mı görmüş o, değiştirsin adını" demesine hiç aldırış etmeden Nurullah Ataç'ın. Daha bu yaştaki şiirlerinden itibaren, "barıştan, emekten, özgürlükten yana olan kimselerin" şiirini yazar Arif Damar. Nazım Hikmet'in Kuvayı Milliye Destanı'nı elinden düşürmez yine bu yıllarda. 60 yıllık şiir hayatında amacı; insanlarla iyi geçinmek, yüksek tirajlı yerlerde görünmek olmamıştır. Damar, birçok arkadaşıyla küslüğü hatta kavgalı olmayı bile göze alabilmişti ömrünce. Kendisine, "Bizim gibi olsan, bizim gibi sözler söylesen ne olur?" diyen arkadaşlarına, "Ne mi olur? Barikatım yıkılır" demiştir her zaman.

*

İkinci Dünya Savaşı yıllarında yazdığı ilk şiirlerinden itibaren kavgacı ama barışçıl ve insani yanı ağır basan yoğun içerikli şiirler yazar Arif Damar. Çünkü Hitler Almanyası'na karşı mücadele vermektir amacı. Fakat buna rağmen biçim kaygısı ve işçiliği, birçok kuşak arkadaşının aksine, hiçbir zaman göz ardı etmez Arif Damar. Yayımlanan ilk şiirlerinin Nazım Hikmet'in cezaevinden müstearla yazdığı şiirler sanılması boşuna bir karışıklık değildir yani.

*

Arif Damar'ın 1940-1956 yıllarında arasındaki şiirleri, kırklı yılların öfkesi, umudu ve aynı zamanda umutsuzluğu ile doludur. Bu dönem şiirlerinde belirleyici iki özellikten söz edilebilir: İkinci Dünya Savaşı'nda faşizme ve bunun getirdiği yıkıntıya karşı direnç ile kahramanlıkların unutulmaz kılınma çabası... Damar'ın bu dönemki şiirleri çarpıcı söyleyişler ve tablolar ("İkinci Dünya Harbi'nden Portreler"), dünyayı bütünüyle kucaklayan geniş çerçeveler ("İspanya", "Endonezya İçin...") ile Nazım Hikmet şiirine bağlanır. Zaten ilk kitabı Günden Güne'nin sunuş yazısında Nazım Hikmet'in çırağı olduğundan bahseder şair.

*

Arif Damar'ın bu dönem şiirleri, içinde bulunduğu zorluklara rağmen inanç ve umutla doludur. Özellikle Mihver Devletlerin mağlubiyeti ve davasına olan inancı, umudunun temel dayanaklarıdır. Arif Damar için "özgürlük" bu topraklar için sınırlı değildir. Eğer bir özgürlük gelecekse bu tüm ezilen, hor görülen, haksızlık yapılan topraklara gelmeliydi. Bu nedenle, bir yandan İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'de çeşitli sıkıntılar çeken insanlara değinirken bir yandan da kilometrelerce uzaklıktaki İspanya'ya şiir yazar.

*

Arif Damar, 1956 yılında Günden Güne adlı şiir kitabını yayımlar. Şair, bu kitapla birlikte, "Arif Barikat" ismini bırakır ve sanat anlayışındaki değişimlerin de ilk ipuçlarını verir. Damar'ın sanat anlayışındaki değişim, İkinci Yeni'nin başladığı döneme denk gelir. Şiirlerini önce toplumcu-gerçekçi çizgide yazar Damar. Daha sonra, Rimbaud'nun "hayatı değiştirmek" parolasından esinlenerek, "sürrealist akımın devrimci bir akım olduğunu anlar ve İkinci Yeni şairleri gibi, okura anlam boşlukları sunan ve dolaylı anlatımı önceleyen söyleyişlere yer vermeye başlar. Şair, toplumcu-gerçekçi sanatçıların, "hâlk için yazmak" anlayışına karşı çıkar bu dönemde. Hâlk için yazmanın, "hâlkın anlayacağı biçimde yazmak" anlamına gelmediğini söyler ve bu şekilde yazılmayan eserlerin "kapalı şiir" olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu dile getirir.

*

Arif Damar her ne kadar Nazım Hikmet etkisinde kalsa da daima kendine ait bir duyarlılığı yakalamayı bilmiştir. Cemal Süreya, işte özgün tavrı sebebiyle Damar'ı, 1940 kuşağından ayrı bir noktaya koyarak, 1940 ile 1950 arası beliren özgün şairden sayar onu. Damar, ister toplumcu- gerçekçi ister biçimci yönüyle öne çıksın, "dava uğruna şiir, şiir uğruna dava" prensibine daima sadık kalmış ve şiirde yeniliğin peşini hiçbir zaman bırakmamıştır.

*

Arif Damar, birçok söyleşisinde kendisini şiirin bir ağır işçisi olarak gördüğünü söyler. Kuşağındaki kimi şairlerin aksine şiirin bir söz sanatı olduğunu ve bunun da çeşitli işçilikler gerektirdiğini bilir. Damar, sözü sadece söylemekle yetinmez, onu, nasıl söyleyeceğiyle de ilgilenir. Zaten Arif Damar'ı kuşağının birçok şairinin ötesine taşıyan tam olarak bu olmuştur. Arif Damar, İlhan Berk'in demesiyle, "söz'ü silker sanki sözün altındakini yazar." Yani Damar, kuşak arkadaşları gibi kaba bir gerçekliğe bulaşmamış ve daha çapaksız bir şiire kavuşmuştur.

*

Türk şiirinin soğuk demircisidir Arif Damar

*

Her zaman 15 yaşında, her zaman harika çocuktur Arif Damar

*

"Yoksulduk Dünyayı Sevdik" diyen, acıyı külliyen reddeden şairdir Arif Damar

  • Gitme Kal
  • Nice nice acıları aklına getir
  • Bunca yoksulluğu aklına getir
  • Gözyaşlarını aklına getir
  • “GİTME KAL” var yok dinlemez bir çocuk isteğidir
  • Gitme aklına getir
  • Kıraç mı kıraç toprakların üstüne
  • Güneşler açar yağmur kesilince
  • Çırılçıplak kayada yetişir incir ağacı
  • Dağların kuytusunda bir uslu çiçek
  • Dağıtır mevsimi kendi kendine
  • Gitme beraberlik içinde
  • Nasıl sevinirdik aklına getir
  • Her şeyi her şeyi aklına getir
  • Gece yarılarını aklına getir
  • Söylediklerini aklına getir
  • Sinsi yağmurlar yağıyordu
  • Soğuktu
  • Yaktığımız ateşi aklına getir
  • Nelerden geçiyorsun aklına getir
  • Gitme dünyamızın her yerinde
  • Yorgun eller gülleri derleyince
  • Ellerin sevincini aklına getir
  • Güllerin sevincini aklına getir
  • Ne çok severdik seni aklına getir