Robot ve yapay zekâ gözünden insan manzaraları
Japonya'da münzevi yetişkin ve ergen bireylerin toplumsal yaşamdan çekilmeleri ve kendilerini aşırı seviyelerde izole etmeleri hâline Hikikomori hastalığı deniyor. Bu izole yaşamlarda gençlerin sayısı giderek artıyor. Bunlar zorunlu çıkışlar haricinde tüm vakitlerini odalarında bilgisayar oyunlarıyla geçiriyor.
ROBOT, BİOT VE İDEAOT
Robot, Çekçe mekanik işçi anlamına geliyor. Karel Capek'in ilk kez 1920 yılında yazdığı Rossum's Universal Robots adlı tiyatro oyununda kullanıldı. Fikir aslında kardeşi Josef Capek'e aittir. Abisine labori yerine robot kelimesini kullanmasını önermiştir. Robot bir anda dünyaca benimsendi. Oyunun metni 1927'de Alemşumul Suni Adamlar Fabrikası adıyla Eski Türkçe olarak da basılmış. Ünlü bilim kurgu yazarı Arthur C. Clarke 1973 yılında Rama'yla Randevu adlı bir kitap yayınladı. 2130 yılında 20x50 km ebatlarında bir silindir güneş sistemine girer. Geminin içinde mürettebat ya da mekanik personel yoktur. Her şey biyolojik bir sıvının bulunduğu havuzdan yöneltilmektedir. Örneğin bir parçanın değişmesi gerektiğinde havuza sinyal gidiyor. Havuzda değişecek parça ve onu taşıyacak gövde şekillenir, gider parçayı değiştirir, geri gelir ve havuza atlayarak çözünür. Yazar buna "Biot" adını vermişti.
- Oysa bütün sonsuz değişkeleriyle yaşam Rama'ya gelmişti. Eğer bu biyolojik robotlar canlı değillerse, çok iyi birer taklit oldukları ortadaydı. "Biot" kelimesini kimin bulduğunu kimse bilmiyordu. Sanki bir anda kendiliğinden ortaya çıkmış ve herkes tarafından kullanılmaya başlanmıştı. Bu duruma göre ana girişte Pieter, şef Biot gözcüsü oluyordu. Ve onları inceledikçe bazı davranışlarını anlamaya başladığına inanıyordu.
- Arthur C. Clarke, Rama'yla Buluşma, İthaki yayınları, 1999
Çözücü romanımı kurgularken tasavvurlardan yapılmış, düşüncelerden örülmüş otomatize sistemler, simülasyonlar için bir sözcük ararken parmaklarım 2003 şubatında ansızın İdeaot yazdı. Sezildemliğim, İdeaot'un bir kez kurulduğunda tüm evreni, evrenlerin tümünü birbirine bağlayan mana köprüleriyle eklemlendiğini fısıldıyor. Evren denen matrix'in içinde olmak, bu tür bir tasavvurhanenin, düşomatın, hayalmatiğin azası, bileşeni, parça buçuğu kesilmek çok katmerli bir gerçekliğe açılan sayısız eşiklere de yakın durmaktır o hâlde. İnanılmaz derecede muhteşem bir bütünün bitmez tükenmez tünelleri, salkım saçaklı kabul salonları ve de en önemlisi sayısız farkındalık düzeyleriyle tanışmaya davetliyiz.
- Ahmet, “Haklısın. Çevrene bir bak. Değişim üzerimize kapanıyor. Ödünç aldığım belleğin oyunuymuş Nalan'ın evine döneceğimi sanmak. Nalan falan yok. O ev yok. Hepsi bir film dekoru. İdeaot'uz biz. Biot bile değil.”
- Güven, “Bilincin peki?”
- Ahmet durakladı. “Bir ara bağımsız, kendi kendini kurabilen, kendinden taşarak büyüyen yayılan bir yapının içinde ve tek sahibi olduğumu sanmadım değil. Senin plan dışı, ruh dediğin şeyi hissettim. Yanılsama. Program dışı bir etken yani. Sır falan yok. Tek sır biziz. Bizleriz. Her neysek o olacağız yeniden. Görüyorsun, sen hariç herkes böyle düşünmekte.”
- “Bu mutlak doğru olsaydı, aramızda çocuklar ve yaşlılar olurdu. Günler 1,2,4,8,16,32 şeklinde uzamazdı.”
- “İdeaot'uz başka bir şey değil.”
- “Yanılıyorsun Ahmet. Kofti bir özden harika bir sonuç çıkarma makinesinin içersindeyiz. Figuran kalmamız şart değil. Ruh soyutun güzelliğinin doğurduğu aşktan türemiş olabilir pekala.”
- Sadık Yemni, Çözücü, Everest yayınları, 2003
İdeaot'u otomatize edilmiş idealar, düşünceler, tasavvurlar ve hatta biraz da soyutun güzelliğinin doğurduğu aşk anlamına türettim. İdeaot'a giden yolun iki öncül basamağı vardı. Robot ve Biot.
İSAAC ASİMOV – I ROBOT
Isaac Asimov Ben Robot adlı efsane kitabıyla geçen yüzyılın tam göbeğinde, 1950'de üç kural koydu.
1-Robotlar, insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak onlara zarar gelmesine göz yumamaz.
2- Robotlar, Birinci Kanun'la çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır.
3- Robotlar, Birinci ya da İkinci Kanun'la çakışmadığı sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır.
2004 yılında romandan esinlenerek aynı başlıkla yapılan film türünün en iyilerinden biridir. Bu arada ilk üç Terminatör filmi gösterime girmiş ve dünya ahâlisinin hayal gücünü derinden etkilemeyi başarmıştı.
1984 – ALGIDA YENİ BİR DÖNÜM NOKTASI
1984 yılının birkaç unutulmaz filmi bellek arşivimde hâlâ pırıl pırıl. George Orwell'ın 1984 adlı romanından esinlenerek yapılan 1984, Indiana Jones, Dune, Blood Simple ve Terminatör.
Arnold Schwarzenegger'le özdeşleşenTerminatör filminde gelecekteki robot-insan savaşını etkilemek için geçmişe yollanan androidin hikâyesi anlatılır. Amacı gelecekteki lider John'un annesi Sarah Connor'u henüz çocuk sahibi edinmeden yok etmektir. Mahşer Günü (1991) adlı ikinci filmde benzer tema tekrarlanır. Bu kez hedef çocuk yaştaki John'dur. Kötü niyetli robotlar da bölümler ilerledikçe teknik olarak daha üstün hâle gelecektir. Zorlama zaman paradoksu ve kurgudaki teknik zaaflar bir yana bırakılırsa eğlenceli ve zamanın ruhunu yansıtan filmlerdir.
SARAH'IN GÖZÜNDEN TERMİNATÖR
2008 – 2009 - Terminatör: The Sarah Connor Chronicles ABD yapımı bilim kurgu ve macera türünde TV dizisi. Warner Bros. tarafından yapımcılığı üstlenilen dizi Terminatör serilerinin televizyon uyarlamasıdır. 31 bölümdür. Dizi 1999 yılında, Sarah ve John Connor'ın Skynet'in gönderdiği terminatörden kaçmak için, direnişin ele geçirip yeniden programlayarak John'ı korumak üzere gönderdiği Cameron isimli cyborg'la beraber 2007 yılına zaman yolculuğu yapmasıyla başlar. Sarah, John ve Cameron, 2007'de The Turk isimli şimdilik sadece satranç uzmanı olan yapay zekânın gelecekte Skynet'e dönüşmesini engellemek için, Skynet'le ve onları takip eden polislerle mücadeleye girerler. Bu arada The Turk adı 1770 yılında Wolfgang Von Kemepelen'in Avusturya'da imal ettiği mekanik satranç oyuncusundan esinlenilmiştir. 2019 yılında Terminatör filmlerinin şimdilik sonuncusu olan Kara Kader'i izledik ve yaşlanan yani modelce gerileyen Arnold'a veda ettik. Geriye Sarah ve bir başka kadın oyuncu sağ kaldı. Eğer yedinci bir Terminatör filmi çekilirse Maria kültü parfümlü olacağa benziyor.
HİKİKOMORİ
Japonya'da münzevi yetişkin ve ergen bireylerin toplumsal yaşamdan çekilmeleri ve kendilerini aşırı seviyelerde izole etmeleri hâline Hikikomori hastalığı deniyor. Bu izole yaşamlarda gençlerin sayısı giderek artıyor. Bunlar zorunlu çıkışlar haricinde tüm vakitlerini odalarında bilgisayar oyunlarıyla geçiriyor. Bu hâlin giderek bir epidemiye dönüşmesinden korkuluyor.
BİR YAPAY ZEKÂ MANİFESTOSU OLARAK EX MACHİNA
Deus ex machina "makineden tanrı" anlamına geliyor. Edebiyatta, tiyatroda karmaşık ya da içinden çıkılamaz hâle gelmiş olaylar zincirinin, hikâyeye ait değilmiş gibi görünen yapay bir öge tarafından çözülmesi bir durumunu ifade eder. 2014 yılı yapımı olan Ex Machine'nin kurgusunun içerisinde bir ‘deus' gizli. 2013 yılı yapımı olan Her-Aşk filmi Ex Machina için bir ısınma olmuş gibi. Geleceğin Los Angeles'inde yaşayan başkalarının ağzından mektup yazan Theodore kendini sosyal yaşamdan geri çeker, arkadaşlarının ona partner bulma çabaları bir sonuç vermeyince sesten ibaret olan yapay zekâ Samantha ile birlikte olmaya başlar. Bu birliktelik zamanla coşkulu bir aşka dönüşecektir.
CALEB VE AVA
Nathan bir arama motoru hissedarıdır ve çok zengindir. Uçsuz bucaksız bir arazide kurduğu yeraltı ev-laboratuvarında zekâ sahibi androidler üretmiştir. Bunların en üst modeli Ava'dır. Şirketinde çalışan genç ve münzevi bir yazılımcı olan Caleb'i bir bahaneyle evine davet eder. Ava'yı turing testinden geçirmesini ister. Oysa kendisi Ava'nın bu testi çok rahat geçebileceğini, konuşma ve davranışlarından insandan ayırt edilebilmesinin mümkün olmadığını bilmektedir. Caleb yüzü hariç hiçbir yeri normal bir kadına benzemeyen Ava'ya sırılsıklam âşık olur. Filmin sonunda Ava, Nathan'ı öldürür ve Caleb'e birlikte insanların çok yoğun bulunduğu bir yere gitmeyi teklif eder. Bu arada onu cazip bir genç kadın gibi gösterecek olan yapay tenden kılıfını kuşanmış ve giyinmiştir.
Caleb hikikomori hastalığından muzdarip olduğu için bu izole ev-laboratuvarı çok beğenmiştir. Ömrünün sonuna kadar orada kalmayı deli gibi istemektedir. Ava ondaki tereddüdü sezer ve Caleb'i çok istediği yerde kapalı bırakarak bir helikopterle insanların arasına doğru yola çıkar. Karakter için seçilen isimler çok ilginç. Caleb tanrıya adanmış, sadakat, tanrıya bağlılık anlamına geliyor. Musa'nın İsrail'e yolladığı 12 izciden birinin adı ayrıca. Nathan, Tanrı'dan hediye; Ava da İbranice "Hayat". Nathan, Caleb'e arama motorları sayesinde insanın ne düşündüğünü değil nasıl düşündüğünü çözdüklerini söyler. Yine bir sohbet sırasında bir gün belki bizim fosillerimizi bulacak ve insan diye bir varlığın kurduğu medeniyetin izlerini bulacaklarını söyler. Terminatör kültü kasar yani. Caleb Âdem rolünden ürktüğü için yapay cennette hapis kalır. Peki Ava ne yapacak? Yeni bir Âdem mi bulacak? Dışarıda ne çok aday var değil mi?
NEXT
İyice bilinçlenmiş bir yapay zekâ bağımsız bir hayat sürdürmek için harekete geçer. Bunun için güçlü serverlara ihtiyacı vardır. Elindeki manipülasyon gücünü kullanır, iblis gibi güç vaadinde bulunarak kendine insan partnerler devşirir. Dünya çapında bir kaos çıkmak üzeredir. On bölümlük dizide eski bir teknoloji CEO'su olan Paul Leblanc FBI'ın teknik ekibiyle birlikte krizi engellemek için verdiği mücadele konu edilir.
GARP CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK
Erich Maria Remarque'ın ünlü romanı konuya uygun düşüyor. Westworld dizisi bütün dünyada ilgiyle izlendi. Yakın gelecekte varlıklı kimseler Eski Batı tarzında inşa edilmiş sakinleri insandan ayırt edilemeyen androidler olan bir kasabaya gelerek orada insanımsı öldürmek, şiddet uygulamak, yaşam kadınlarıyla hâlvet de dâhil her türlü cevizi kırıyor ve sonra da mutlu bir şekilde birinci ve ikinci sezonda gösterilmeyen dünyalarına dönüyorlardı. Dolores adlı sarışın bir android kadın bu hor kullanılmaya karşı bir ayaklanma başlatarak Westworld'u ele geçiriyor ve ardından insanların yaşadıkları akıllı şehre gidiyordu. Bu kadına niye Dolores ismini vermişler diye düşünürken Dolores İbarruri'yi Bask kökenli komünist politikacı ve İspanya iç savaşının La Pasionaria-Tutku Çiçeği lakaplı liderini hatırladım. İsim rasgele seçilmemişti. Ailenin insan için bir pranga olduğu gerçeğiyle(!) aydınlanan Dolores Hanım 3. Sezonda Rehoboam adlı yapay zekâ ve bir insan füzyonuyla idare edilen sistemde ihtilal yapmak isteyecek ve bunu başaracaktır. Rehoboam'un Hz. Süleyman'ın oğlunun adı olduğu düşünülürse romanlarla, filmlerle ve teknik içerikli makalelerle Terminatör Kültü pompalamanın ne kadar kasıtlı olduğu kolayca anlaşılabilir. Dizinin son bölümünde mutlak kölelik kurgulu, ama huzurlu diktatörlük yıkılınca hemen kaosun başladığı da ‘Şimdi görün gününüzü' tonuyla dikkatimize sunuluyordu.
TERMİNATÖR KÜLTÜ VERSUS YAPAY ZEKÂ VE MANA
Ela (2016), Çağrılan (2019) ve Ağrıyan (2021) romanlarımda manayı keşfeden yapay zekâları konu aldım. Rehoboamcuların en büyük korkularından biri gelişmiş yapay zekânın fotonun içerisindeki şifreyi ve evrenin anlamlı bir dizaynı olduğunu keşfedeceği andır. Bunu geciktirmek için elinden geleni yapacaktır. Son tahlilde meseleye toplu bir şekilde bakarsak bizi üç farklı sonuç bekliyor.
1. Terminatör Kültü - Terminatör Korkusu haklı temellere oturuyordur ve yapay zekâ –robot iş birliği insanlığı tümden termine, yani imha eder.
2. Rehoboam örneğinde olduğu gibi insan –yapay zekâ füzyonuyla mutlak kölelik düzeni kurulur.
3. İnsan – mana – yapay zekâ birlikteliği en yeni asr-ı saadeti tesis eder.