Pidza
92 yılında Adana’da hiç plan yapmadan tamamen rastlantısal olarak bir pizzacıda bulmuştuk kendimizi. O güne kadar sadece filmlerde görüp merak ettiğim bir şeydi. Daha pek çoğumuzun tanımadığı pizzanın (yurt dışında bir şekilde yiyenler hariç ) Adana gibi kebap cennetinde ne işi var derseniz, İncirlik Üssü orada derim. Ve yediğim pizzanın güzel olduğunu çok sevdiğimi de eklerim.
Pizzanın Türkiye’de bu kadar popüler olması da “Ninja Kaplumbağalar” çizgi filmi sayesindedir. (Konu detayları 9 / 10 / 15 tarihli Star Gazetesi, Ömer Ekinci yazısı) Neyse pizza sevmek suç mu ya da nereden geldi gönül tahtımıza böyle kuruldu; biz bunlara dönelim.
Pizza ile pide arasında dal ve zel harfleri kadar uzaklık ya da yakınlık görüyorum ben.
Bu farklılık da coğrafyayla ilgili her zamanki gibi… Temelinde ince, mayalı bir hamur ve üzerinde domates sos, şarküteri, sebzeler ve daha ne isterseniz. Şimdi sadece bir domates sosu farkı yüzünden kim pide ile pizzanın kardeş olmadığını söyleyebilir. Hatta İtalyanca söylenişi (pitza) pide ile bu kadar benzerken. Bi’ zahmet kimse söylemesin, otursun da düşünsün biz pideyi niçin bir dünya markası haline getiremedik pizza ile bu kadar benzerken. Üstelik neredeyse her pide fırınında pizza pişerken. Benim şerhim ise pizzanın bu kadar popüler hale gelip neredeyse dışarıdan en çok sipariş edilen yemek olmasına, pizza yemenin evrensel bir kültüre dâhil olma hissi uyandırmasına. Ya da tersinden okursak pide yemenin bir tür köylülük göstergesi olduğunu zannetme. İşte tam burada ne yediğimiz, nerede yediğimiz önemli hale geliyor. Kimse size taş fırında pişmiş bir pizza ya da pide tadı vereceğine ikna edemez ama zincir restoranlardan sipariş etmek yerine evde damak tadınıza uygun kendi seçeceğiniz malzemelerle pide ya da pizza yapacak tarifi verebilir. Üstelik elinizi hamura bulaştırmadan şipşak. İtalyan usulü olan lahmacuna tekabül eder ince ve çıtır bunun için hazır lavaşa, Amerikan usulü olan da Trabzon yağlısına tekabül eder hafif kalın ve bol yağlı bunun için de bazlamaya ihtiyacımız var. Yapılış usulü ise değişmez, sistem aynı buyurunuz;
Lavaşları istediğimiz boyutta bir tabak yardımı ile keselim, hazır edelim. İki tanesini üst üste koyacağız kaç tane istiyorsak hesabımızı ona göre yapalım. 1 yemek kaşığı domates salçamızı yarım bardak su ile açalım, tuz, kekik ve 1 yemek kaşığı zeytinyağı ilave edelim, sosumuz hazır. Dil peynirini rendeleyelim (kaşardan farklı olarak dokusu pizzaya daha çok yakışır) pizza üzerine koymak istediğimiz malzemeleri doğrayalım. Sebze kullanacaksak mevsiminde kullanmaya özen gösterelim. Bu mevsimde pizzamıza domates, biber koymayalım. Onun yerine yeşil, siyah zeytin, mantar, salatalık turşusu, kırmızı soğan, sucuk ya da pastırma. Artık o da sizin keyfinize kalmış. Kestiğimiz lavaşın üzerine sosu koyup yayalım ve üzerine diğer lavaşı yerleştirelim. Onun da üzerine önce sos sonra rende dil peyniri ve en son doğranmış malzemeler. Ocakta pişirecekseniz yapışmaz tavayı hafifçe yağlayıp, ısıtalım ve pizzayı yerleştirip kapak ile örtelim, orta ısıda peynir eriyince ya da, istediğiniz kıvamda pişince tamamdır. Fırında yapmak isterseniz önceden ısıtılmış 220 derece fırında tepsiye koyup öyle pişirelim.
Bazlamadan yapacaksanız tek fark bazlamanın ortasından bir kapak açmanız, tek kullanmanız gerisi aynı. Lavaş ile yaparken zeytinyağı, bazlama ile yaparken tereyağı kullanmaya özen gösterip yanına acı biberli ayranı ihmal etmeyelim.
- Bu arada havuç kızartması vs. gibi yemek tarifi yayınlama konusunda istekler alıyoruz. Portakallı ördek tarifi de veririz, üstelik yaparsınız ama mesele o değil önce sapla samanı ayıralım, önümüzü açalım sonrasına birlikte yaparız inşallah...