Nefessiz bedenler

SADIK YEMNİ
Abone Ol

Özellikle son yıllarda dünya tarihi algımız iyice değişmiş durumda. Tek başına Göbeklitepe bile filmde vurgulanan eski tarih bilincini yerle bir etmiş durumda. Ruha gelince evrimcilerin bunu kabullenmesi mümkün değil. Çünkü ruhun varlığı, evrim teorisini boşa çıkaracak güçlü bir karşı tez…

Zihin kabı

Yakın gelecekte yapay zekâ ve robotların insanın akılla ve kasla yaptığı işlerin büyük bir kısmını elinden alacağını hayal etmenin çok kolaylaştığı zamanlardayız.

Yakın gelecekte yapay zekâ ve robotların insanın akılla ve kasla yaptığı işlerin büyük bir kısmını elinden alacağını hayal etmenin çok kolaylaştığı zamanlardayız. Raydan çıkan bir yapay zekânın insan nesli için tehlike olabileceği iddiaları için de öyle. Bu yazıda farklı bir noktaya, şu anda Yapay Bedenler içerisine hapsedilme testleri süren organik bilinçlere değinmek istiyorum. Bir hard diski, bir yapay beyni sahiplenmiş olan insan bilincinin yeni serüveni çok tekinsiz safhalara yelken açabilecek bir kapasiteye sahip. Kap değiştiren zihin yanına kalbi ve ruhu da alabilecek mi? Ruh bu sürecin neresinde?

Zamane avatarları

Hint tanrıları yaşlandıkça bilinçlerini başka bir bedene transfer ediyor, bu beden değiştirme olayına da enkarne - avatara deniyordu.

Hint mitolojisine göre Avatar tanrıların yeryüzüne indiklerinde büründükleri şekillerdir. Diğer söyleme göre Hint tanrıları yaşlandıkça bilinçlerini başka bir bedene transfer ediyor, bu beden değiştirme olayına da enkarne - avatara deniyordu. Bu mitolojiden ilhamla Avatar 2045 adı verilen ölümsüzlük projesi Rus yatırımcıların önderliğinde 2011 yılında başladı.Çalışmalar farklı ülkelerde aralıksız devam ediyor. Dört kademeli projenin ilk aşaması yapay bir vücudun beynin emrinde kullanılmasıydı. Bu hedefe 2020 yılında ulaşıldı. Bu sayede robotlar güç gerektiren tehlikeli işlerde kullanılmaya başlandı. Uzuvlarını kullanmakta güçlük çeken kişiler için de bir umut kapısı aralanmış oldu. Dahası şu anda beyin-bilgisayar arayüzleri kullanımda ve zihin gücüyle nesneleri hareket ettirme yani telekinezi testleri de sürüyor. İkinci aşama beyni canlı tutacak yapay bir vücuda nakletmekti. Bunun 2025 yılında tamamlanması öngörülüyordu. Henüz bu konuda bir sonuç yok. Bir sonraki adım da zihnin, bilincin hard diske transferi olacak. 2045 yılında hologram beden ve bedenden bağımsız zihinler oluşturulması planlanıyor. Bu sayede ölümsüzlüğün kara sularına girilecek. Hastalık gibi zayıflıklar ortadan kalkacak ve bilinç ebediyen var olacak. Plan bu.

Homo replikas

Önce karısı ve üç çocuğunun zihinlerini hard diske indirir. Sonra imkânlardaki sınırlılık nedeniyle küçük kızı hariç bütün aile fertlerini klonlar. Zihinlerini uyarlar ve hayata kaldıkları yerden devam etmelerini sağlar. Ufak tefek uyum sorunları yaşansa da en sonunda her şey normale dönecektir. Sonradan küçük kız da klonlanıp aileye dönünce mutluluk dört dörtlük tesis edilmiş olacaktır.

2018 yılında vizyona giren Replicas adlı filmde ölümsüzlük projesinin önemli ölçüde gerçekleştiği bir za-man dilimindeyiz. Başarılı nörobilimci William Foster, işine ve ailesine tutkuyla bağlı olan bir adamdır. Issızda meydana gelen bir araba kazasında kaybettiği ailesini geri getirmek için bu teknolojiyi çalıştığı şirketin haberi olmadan son kertesine kadar kullanır. Önce karısı ve üç çocuğunun zihinlerini hard diske indirir. Sonra imkânlardaki sınırlılık nedeniyle küçük kızı hariç bütün aile fertlerini klonlar. Zihinlerini uyarlar ve hayata kaldıkları yerden devam etmelerini sağlar. Ufak tefek uyum sorunları yaşansa da en sonunda her şey normale dönecektir. Sonradan küçük kız da klonlanıp aileye dönünce mutluluk dört dörtlük tesis edilmiş olacaktır. Bu arada William Foster kendi yerine çalışan zihniyle uzaktan idare ettiği bir robotik bedeni de tedavüle sokarak bahsi geçen projede önemli bir adımı atmayı başaracaktır. William kendisi doktor olan eşiyle kaza öncesi konuşurken kadın zihnin harddiske indirilmesi ile ilgili “Ruh ne olacak peki?” mealli bir soru yöneltir. Adam bu soruyu pas geçince, kadın “Ben sırf bilinçten ibaret miyim yani?” der. Filmin sonunda çocuklarıyla yeniden yaşıyor olmaktan mutlu olan kadına bakınca aslında bilinçten, nefsten bağımsız ruh için kafayı yormaya değmezmiş sonucuna ulaşırız.

Transendence

Avatarlaşmayı vurguluyor. Dr. Will Caster buluş sahibi, önemli bir yapay zekâ projesini yürüten bir bilim adamıdır.

Bu vesileyle örnek vermek istediğim diğer film 2014 yapımı Transendence – Evrim.

Transendence duyular üstü, tecrübe ötesi, aşkın anlamına gelen bir kelime ve başlık filmin esas mesajına çok uygun. Avatarlaşmayı vurguluyor. Dr. Will Caster buluş sahibi, önemli bir yapay zekâ projesini yürüten bir bilim adamıdır. Filmin hemen başında Evolve the Future başlıklı bir konuşmada hayati açıklamalar yapar. Bu arada Elon Musk da seyirciler arasındadır. “130 bin yıldır algımız, beynimiz niye gelişmedi? Bir makine hayal edin, ben herkes gibi buna eşşiz değil transendence, aşkın diyorum. Evrenin sırları ortaya dökülecek. Bilincin doğası nedir? Bir ruh var mı? Varsa tam olarak nerede?”

Özellikle son yıllarda dünya tarihi algımız iyice değişmiş durumda. Tek başına Göbeklitepe bile filmde vurgulanan eski tarih bilincini yerle bir etmiş durumda. Ruha gelince evrimcilerin bunu kabullenmesi mümkün değil. Çünkü ruhun varlığı evrim teorisini boşa çıkaracak güçlü bir karşı tezdir. Filmde bilinci bir bilgisayarın harddiskine indirilen Will’in ruha ayıracak vakti yoktur. Transendence Harari’nin Homo Deus adlı kitabının basılmasından bir yıl önce gösterime girmiş bir film. Bilincini bilgisayarla birleştiren bilim adamının tanrısal(!) güçlere ulaştığını izlemek Harari’nin ilhamını kamçılamış olmalı.

Nefessiz Bedenler

Ruh, nefis, kalp ve bedenden ibaret olan insana dair bilinç harddiske aktarılırken ulvi ve ölümsüz olan ruh denkleme dahil edilmiyor.

Ruh, nefis, kalp ve bedenden ibaret olan insana dair bilinç harddiske aktarılırken ulvi ve ölümsüz olan ruh denkleme dahil edilmiyor. Bilinç aktarımında kalbin varlığından, Yüce Yaratıcı’nın balçığa üflediği nefesten ise hiç söz edilmiyor. Harddiskin karanlık ve bitimsiz dehlizlerinde nefsi hangi tuzaklar bekliyor? Bu tür teknoloji acaba önceden de kullanıldı mı? Nuh Tufanı öncesi örneğin. Helak olan kavimlerin içerisinde yapay yani sentetik ruhlar ve nefessiz bedenler mevcut muydu? Dahası o zamandan kalma dijital izler şu anda da varlığını sürdürüyor mu? En can alıcı soru da şu: 2045 yeniden aynı sapkın hedefe ulaşma tarihi olabilir mi?

Helak olan kavimlerin içerisinde yapay yani sentetik ruhlar ve nefessiz bedenler mevcut muydu? Dahası o zamandan kalma dijital izler şu anda da varlığını sürdürüyor mu?

  • Not: Bilime, teknolojiye değil bunların deccaliyetin bayrağını dalgalandırmasına karşıyım. Bu konuya dair şahsi düşüncemi 2016 yılında Silisyum Metaforu’mla şöyle izah ettim:
  • Yüce yaratıcı ana bileşeni silisyum olan balçığa ruh üfleyerek insanı yarattı, insan ana bileşeni silisyum olan çipe akıl yükledi. Eğer sonumuz helak edilmiş kavimlerinkine benzemezse sonsuz âlemlere açılan kapının eşiğinde duruyoruz.