Mozaik/Silindir/Geometri vs.

KEVSER AYDOĞDU
Abone Ol

Henüz tüfek icat olmamış, mertlik bozulmamıştı. Gelin kızlarımız öyle kurdeleyle zeytin bağlamaya tenezzül etmez, tarhana çorbasını ya da demli çayı koyuverdi mi masaya kahvaltıyı olmuş bilirdi evin beyi.

Misafir önceden haber vermez aniden çatkapı yapardı. Hangi vakite denk düştüyse ona göre sofra hazırlanırdı. Hanımlar mutad olduğu üzere öğleden sonralarını tercih ederdi. Sabah ev işleri, akşam için yemek hazırlığı biter, günün yorum ve şikayetleri için bir komşuda toplanılırdı. Şimdi sosyal medya mecralarında yaptığımız muhabbetleri de bunun bir devamı olarak görmek yanlış bir saptama olmaz zannımca.

Genellikle öğle-ikindi arası olurdu bu toplanma vaziyetleri. Henüz bunların gün diye tabir edilmediği günlerden bahsediyorum. İşte o vakitlerde çayın yanına ikramlık dolapta hazır halde bekletilen evdeki çocuklardan da köşe bucak saklanan bir tatlı vardı: Mozaik pasta.

Buna geçmeden önce diğer ikramlıklardan da bahsedeyim kısaca. Adapazarı geleneğinde simit almak en kolayı ve en rağbet edileniydi. Zira her sokak arasında bir taş fırın simitçisi bulunurdu ki halen öyle. Sonra en yakın bakkaldan alınan bisküvi arasına sade lokum, ya da ocak üzerinde tencerede pişen kek ve çabucak kotarılan bir poğaça. Ve ananemin dillere destan laplap kurabiyesi, onu da başka bir ara anlatayım, neredeyse bir şehir efsanesi kendileri…

Mozaik neredeyse dünyanın her yerinde farklı adlarla yer bulan hem kolay hem de en beğenilen lezzetlerden biri. Bunu anlayabilmek için günümüzde mevcut tüm restoran ve kafe menülerine göz atmak yeterli, neredeyse hepsinde kendine yer bulur mozaik. Ayrıca İngiliz kraliyet ailesinin en sevdiği ve düğünlerinde vazgeçemediği bir pasta. Bizim hanımlarımız için de çayın yanına her daim dolapta hazır bulunan bir pratiklik abidesi. Aradaki kıyası size bırakıyorum.

Okullar açıldı, sonbahar kapıda; ikindi ya da akşam çayına çalışanın, öğrencinin, hanımların, beylerin herkesin kolaylıkla yapacağı bir mozaik tarifi verelim. Ama rica ediyorum dilimleri kırmızı kurdeleyle falan bağlamaya çalşmayın; çay, kahve yapın yeter. Sadelik en büyük zarafettir unutmayalım. Mozaik pastanın bu kadar güncel kalmasının en büyük sebeplerinden biri de budur.

3-4 yemek kaşığı tereyağını eritelim ve ılınmasını bekleyelim. Bu arada 500 gr. bisküviyi (ben bebe bisküvisi, kakaolu bisküvi karışımı tercih ediyorum) elimizle çok küçük olmayacak şekilde kıralım. Tereyağının içine önce 4 yemek kaşığı kakao, 6 yemek kaşığı toz şekeri ve bir çay bardağı sütü koyup karıştıralım. İyice karışınca kırdığımız bisküvileri de ilave edlim. Bu sırada elinizde mevcut ise fındık, ceviz, portakal kabuğu, hindistan cevizi gibi bilumum lezzet artırıcıları ekleyebilirsiniz. Elimizdeki karışımı bir pişirme kağıdına koyup istediğimiz şekli verelim, mozaik silindir vesaire.

Bu pastanın yapımına ve yenilmesine devam edilmesiyle birlikte geometrik bakış açımızın geliştiğine dair efsaneler mevcut, benden söylemesi...