Menemen darbesi-2
Geçen ay menemen darbesi dedik ya bu ay da menemeni şöyle bir anlatalım bakalım, domates ve biberin en bol ve güzel zamanında.
Bu sayı da darbeyle ilgili olacak dedi İsmail abi, aldı mı beni bir telaş. Ben bilmem öyle siyasi, politik, edebi metinler yazmayı. Ağustos sayısı bir heyecan ve yaşanmışlıkla ilgili iki satır yazıvermiştim o kadar.
O da, an be an olayın içinde olmamdan kaynaklanıyordu, şehit değil ama şahit olmuştuk.
Kelimeler beynimde, göynümde, dilimin ucunda dolandı durdu. Söylemekten imtina ettiğimi fark ettim sonra bazılarını. Kelimeler de böyle kirlenirmiş dedim, yazık. Bunları anlatayım dedim, olmadı. Herkes en iyi bildiği işi yapsın bence, yine yemek anlatayım dedim sonra. Hem babannem hep “aç yeri ayrı, acı yeri ayrı” derdi. Ne çok şey yaşadık da dönüp kendimizi çayı koyarken, ekmeğin ucundan koparırken bulmadık mı?
Tüm malzemelerin miktarıyla keyfinizce oynayabilirsiniz. Tabii bu biraz da hangi öğünde yiyeceğinizle ilgili. Malum mübarek her öğünde ayrı güzel.
Geçen ay menemen darbesi dedik ya bu ay da menemeni şöyle bir anlatalım bakalım, domates ve biberin en bol ve güzel zamanında. Hem kendisi neredeyse en çok pişirilen ve üzerinde en çok konuşulan yemeklerden biri. Halbuki tıpkı çay gibi hayatımıza katılışı çok yeni. İzmir’e ilk domates fideleri 30’lu yılların sonunda Adana’dan geliyor ve çok seviyor yeni toprağını göveriyor bolca.
İzmir Menemen’de Balkan göçmenleri çokça yaşar, biberi de pek severler. Önce domatesle biberi karıştırmışlar, sonra da buna yumurtayı ekleyivermişler. İlk zamanlarda şu Menemenlilerin yemeği, ondan yapalım vs. derken, yemeğin adı olmuş menemen.
Sonra başlamış yok soğanlı mı olur, sadece domatesli mi, yumurta çırpılır mı, kaşar konur mu vs. Efendim her türlü yapabilirsiniz mutfak bu kim karışır, polemiğe hiç gerek yok. Fakat ben asla soğanlı yapmam hele ki kahvaltıda yenecekse. Bazıları da biber olmaz sadece domates ve yumurta ki zinhar olmaz ona domatesli yumurta deyiniz lütfen.
Bu arada ufak bir ipucu da vereyim, Filistin, Suriye, Lübnan’da şakşuka sipariş ederseniz önünüze gelen yemeğin menemene çok benzer bir şey olduğunu görünce sakın şaşırmayın.
- Bizim menemende assolistimiz domates (bir süredir Ayaş domatesi satılır oldu pazarlarda %100 yerli tohum çok lezzetli bilginiz olsun), sivri acı - tatlı biber (Kandıra biberi bulursanız tadından yenmez) ve yumurta.
Sonrası teferruat (bak yine karşıma çıktı işte o kelimelerden biri, Allah’ın cezaları ne çok şeyi kirlettiler...)
Şöyle kısaca bir anlatayım kendi usulümce, 3 iri domatesin 2 tanesini rendeleyelim, 1 tanesinin kabuklarını soyup minik minik doğrayalım. 2 biberi de ince ince doğrayalım, 1 yumurtayı kâseye kırıp çırpalım. Orta boy bir tavaya 3-4 yemek kaşığı sıvıyağı koyalım ısınca önce biberi 3 dk. sonra domatesleri koyalım biraz da tuz kısık ateşte 5-6 dk. ara ara karıştıralım. Bu sürenin sonunda çırpılmış yumurtayı ekleyip şöyle üstün körü karıştıp altını kısalım ve yumurtanın pişmesini bekleyelim, işte bu kadar. Bu tarif tam ekmek banacak kıvamda oluyor. Tüm malzemelerin miktarıyla keyfinizce oynayabilirsiniz. Tabii bu biraz da hangi öğünde yiyeceğinizle ilgili. Malum mübarek her öğünde ayrı güzel, yaza en çok yakışan yemek karpuz ve peynirle birlikte.
Haydi, bakalım biriniz çayı koysun, biriniz menemeni kotarsın, dışarıda olan fırından taze ekmeği kapsın, toparlanın gitmiyoruz. Bu kelimeler, bu yemekler, bu vatan bizim…