Lüks ve israf üzerine çeşitleme*

HABER MASASI
Abone Ol

Her kavram kendi bağlamında bir değer ve anlam ifade eder.

Lüksten veya israftan bahsedilirken acaba neye nispetle bu kavramlara başvuruluyor?

Lüks derken şatafatlı, debdebeli, gösterişli ve zihnimizde benzer çağrışımlar uyandıran bir nesne ve yaşantı tarzı mı düşünüyoruz? Eğer böyleyse, bu gösterişli olma halini neye nispet ederek değerlendiriyoruz?

Servet sahibi birisi için belli bir marka araba veya belli kalitedeki bir konut lüks sayılmayabilecekken; aynı araba ve aynı konut asgari geçim düzeyinde hayatını sürdüren bir başkası için lüks sayılabilir. Bunun nedenini şöyle açıklayabiliriz: Asgari geçim düzeyinde hayatını sürdüren kişinin hayatî ihtiyaçları bulunurken, onları ihmal ederek yat, kat almaya kalkışması (gücü yeter, yetmez ayrı bahis) onun lükse olan eğilimini gösterir.

Lüks olma hali salt nesnenin kendinde içkin olan bir nitelik değildir. Onu kullanan kişinin toplumsal ve malî statüsü de o nitelik üzerinde belirleyici olur.

Böylece sanırım şunu söylemiş oluyoruz: Demek ki, bir nesnenin lüks olma hali salt onun özniteliğinde içkin bir özellik olarak dışa vurmuyor. Başka etkenlerin de dikkate alınmasını gerekli kılıyor.

Vaktiyle bu ülkede başbakanlık yapan bir zat, o tarihte düşük kalitede bir yerli yapım otomobili makam aracı olarak kullanmak istemişti. Biz, eş dost çevresinde bunun yanlış olduğunu vurgulamıştık. Nitekim kısa sürede o aracın, korumaya uygun olmadığı anlaşılınca bırakıldı.

Asrı Saadet’te yöneticilerin namazı bizzat kıldırdıkları, dolayısıyla halkla her zaman yüz yüze görüşme imkânı sağladıkları bilinir. Günümüzde aynı uygulama sakıncalıdır. Niye? Çünkü o günün güvenlik koşullarıyla günümüzün güvenlik koşulları karşılaştırmaya bile uygun düşmez. Günün koşulları hem zaman hem mekân açısından değerlendirilmelidir. Kuzey Avrupa ülkelerinde bir başbakanın bisikletle yolculuk etmesi olağan görülebilir. Aynı başbakanın Ankara’da bisikletle dolaşması hem kent trafiği açısından hem güvenlik açısından güvenli sayılmayabilir. Hatta belki bu durum israf telakki edilebilir.

Öyleyse israf ne? İsraf, asal amacı doğrultusunda kullanılmayan nesne ve zamandır. Evet, nesne ve zaman; ayrı ayrı veya birlikte...

Hiçbir nesne (taşınabilir ya da taşınmaz olsun) bir başına şatafatlı olması dolayısıyla lüks kategorisine sokulmaz. Onun lüks ya da israf kategorisinde değerlendirilmesi kullanım amacıyla belirlenir.

Bir bina, varsıl ve çok üyeli bir aile için bile büyük sayılabilecekken aynı bina resmî bir işyeri olarak düşünüldüğünde ölçütler değişir. Lüksün de, israfın da mutlak değer olarak bir ölçüsü söz konusu değildir. Ölçüyü nesnenin kullanım amacı belirler.

*13.11.2014 tarihli Yeni Şafak gazetesindeki köşe yazısıdır. Rahmetle anıyoruz.