Gazze: Melekler şehri
Sen, o ince çizgide duran bir şehirsin Gazze.
Herkesin kolay kolay başaramadığı ya bir tarafa ya diğer tarafa kaydığı hayatta, milim eğilmeden dimdik duruyorsun.
Sen, derin acılara gark olurken, hüzün bağrını delik deşik ederken, isyana düşmeyen mümtaz bir şehirsin.
Bilirsin ki Gazze, insanı zehirleyen acılar değildir.
Yine bilirsin ki güzel şehir.
Bağrında sızısı eksik olmayan yaralı kent.
Bilirsin ki, İsrail’in bombaları da seni zehirleyemez.
İsrail’in bombaları senin evlatlarını sadece öldürebilir adı gibi kendi de güzel kent.
İnsanı zehirleyen ne zehirli gazlardır ne mermiler ne namluların ucundan çıkan o koyu is ve sis.
İnsanın ruhunu zehirleyen isyandır.
Tevekkülsüzlüktür.
Kaderi senin kaderini andıran Adam var ya Gazze, hani şu Zamanın Bedii, Sid Nursi.
Hani der ya o: ‘‘İman, Şems-i Ezelî’den vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve şua’dır ki (…) İnsanın kalbinde öyle bir kuvve-i maneviyye husûle gelir ki, insan, o kuvvetle her musibete, her hâdiseye karşı mukavemet edebilir.’’
Sanki senin de bir kalbin var imanla dolu Gazze.
İşte bu yüzdendir ki sen isyansız bir şehirsin ve tertemizsin.
Evlatların zalimlerin kurşunlarıyla bir bir ölürken, senin gözlerinden akan yaşta Kevser kokusu var.
Mahallelerini döven, evlerini yıkan, taş üstünde taş bırakmayan sahra topları, senin imanına, inancına, tevekkül ve teslimiyetine zerre kadar zarar veremiyor.
Senin hüznün başkalarının hüznüne benzemiyor işte bu yüzden Gazze.
Sen isyansız, tertemiz bir hüzünden müteşekkil nadide bir şehirsin.
Bilirsin ki, dünya fanidir Gazze.
Bilirsin ki, dünyanın acılı şehri olarak sen de fanisin.
Zalimler de fani.
Kâinat da fani.
Senin ve evlatlarının acıları da geçici ve fani. Şu ayeti de biliyor olmalısın: “Kullû şey’in hâlikun illâ vechehu.’’
Her şey helak olur, gider, kaybolur Gazze.
O’na bakan veçhi dışında.
Senin de güzel şehir, O’na bakan bir yüzün var.
Sen de tecelli eden Sonsuz İsimler var.
İşte, onlar baki kalacak Rabbin güzel kenti.
Her şey ölüyor, her şey gün gelecek ölecek.
Her nefis ölümü tadacak.
Ama senin evlatların ölmüyor Gazze.
Senin evlatların şehadet mertebesine yükseliyor.
Senin evlatlarının ölümü başka ölümlere de benzemiyor.
Herhangi bir savaşta ölür gibi ölmüyorlar.
Alçakça, haince bir vahşetle ölüyorlar.
Savaşçılar öldürmüyor onları vahşiler öldürüyor.
Ölen evlatlarının çoğu asker bile değil Gazze.
Çocuklar, yaşlılar ve kadınlar.
Masum evlatların ahiret alemlerine zalimlerin kurşunlarıyla gidiyor.
Zalimler, senin evlatlarını ebedî ahiret alemlerine taşıyorlar sırtlarında.
Zerre kadar haberleri yok bu aptalların bundan Gazze.
Baksana, Allah’ın işine akıl sır ermiyor.
Senin masum evlatlarına inkâr ehli zalimleri hizmetkar yapıyor.
Ama evlatlarını kaybetmediğini biliyorsun ey kutlu şehir.
Onlardan ebedi olarak ayrılmadığını da.
Geçici bir ayrılık sizinkisi.
Bedenlerini, senin toprağına ekiyorlar.
Mışıl mışıl dinlendiriyorsun onları bereketli bağrında.
O cansız bedenleri sardıkça sarıyorsun.
Özledikçe kokluyorsun.
Buram buram cennet kokuyorlar onlar.
Buram buram...
Kemiklerini saklıyorsun kabirlerinde, onlardan sana kalan mahur bir emanet diye.
‘’Çürümüş kemikleri kim yaratacak,’’ diye soranlara gülüp geçiyorsun.
‘’Onları kim bidayetten yarattıysa, O’’ diyorsun.
Ve o günü sabırsızlıkla bekliyorsun.
Evlatlarının ruhlarınıysa güvenli ellere teslim ediyorsun.
Ölüm Melekleri sımsıkı tutuyorlar evlatlarının ruhlarını.
Semaya taşıyorlar.
Berzah alemine.
Sen evlatlarının ruhunu görüyorsun, belki de isyansız hüznünün bir nedeni de bu.
O ruhların mutlu mesut cennet bahçelerinden bahçelerde yaşadıklarını da görüyorsun da kimselere belli etmiyorsun.
Sen bir melekler şehrisin Gazze.
Dünya seni yalnız bırakmış diyorlar.
Yanılıyorlar halbuki.
Üç beş şehirden başka hangi şehrin senin kadar dostu var.
Rabbin sana meleklerini yolladı.
Semanda sayısız melek kanat çırpıyor.
Sayısız melek sana ve evlatlarına Rabbinin selamlarını sunuyorlar.
Bu kadar hüzne nasıl katlandığına hayretiyle dolu onlar.
Melekler tevekkülünü hayran hayran seyrediyor.
Bazı melekler de senin ve evlatlarının ahlarını arşı alaya taşıyorlar.
Hayat sende tüm görkemiyle tecelli ediyor.
Şerefsizce yaşayacağına izzetiyle ölenlerin şehrisin sen.
Yaşamak, Mutlak Varlık’tan gayrısına köle olmamak için, gözünü kırpmadan ölmektir.
Ölmek ve sonsuzluğun kapısını aralamaktır.
Elindeki avucundakini kaybetmektir.
Bir amaç uğruna hayatını Mutlak Varlık’a bir kurban gibi sunabilmektir.
O’ndan geleni O’na verebilmektir.
İşte, sen Gazze.
Sen busun.
Zalim olmamak için bin kez mazlum olmayı yeğleyen biricik bir şehirsin.
O’ndan geleni O’na sunan bir kahramansın.
Şimdilerde sen hayatın bizzat kendisisin.
Üzerinde homurdanan bombalara tebessüm ederken, ne kadar güçlüsün.
Bomba dediğin nedir ki?
Sinek vızıltısı gibi çarpıyor kulaklarına.
Kalbinin atışlarını milim yerinden oynatmıyor.
Korku nedir unuttun sen Gazze.
Endişe nedir unuttun.
Tüm korkuları, endişeleri Rabbin zalimlerin kalbine doldurdu.
Korkmasalar neden seni yerle bir etmek için yırtınsınlar.
Emniyet duygusuyla dolu olup da kendilerine güvenenler gelip sana neden saldırsın.
Senin Rabbin onların cezasını şimdiden verdi biliyorsun.
Sana ve evlatlarına zalimce saldıranların kalplerindeki katılıktan öte ceza olabilir mi?
Zalimlerin kalplerindeki katılık birer mermi gibi kalplerini delik deşik ediyor.
Biliyorsun ki Gazze, Rabbine ait bir mülksün.
Rabbinin şehirlerinden bir şehirsin.
Evlatlarını ölüme götürebilir bombalar.
Zalimler binalarını yerle bir edebilir.
Ama korku salamazlar senin içine.
İzzetini elinden alamadılar, alamazlar.
Seni yenebilirler belki.
Hatta ele bile geçirebilirler.
Ama en fazla öyle sanırlar.
Rabbin bir gün her şeyi herkesin elinden alıverir.
Gazze, biliyorsun ki ne sen ne başka bir şehir ebediyen kimseye kalmaz.
Şehirlerin başına kıyamet patlar bir gün.
Zalimlerin ölümünü görürsün bir gün.
Ölüm melekleri gelirler, boğazlarından ruhlarını çekip alırlar.
İşte o zaman senin yüzünde kocaman bir tebessüm.
İntikamını önce Ölüm Melekleri alır.
Kaç kez gördün aslında bunu.
Zalimlerin ölümlerini de gördün.
İdamı ebedi ile yargılandıklarını senden daha kim iyi bilebilir ey kutlu Şehir.
Cehennem ağzını açmış, zalimleri bekler.
Bunu da biliyorsun eminim Gazze.
Azap melekleri senin intikamını alır bu sefer.
Cehennem senin için yanar alev alev.
Senin için öfkelenir Gazze.
Gazze.
Hüzünlü şehir.
İsyansız, tertemiz şehir.
Bilmiyorum, cennetin şehirleri de var mıdır?
Dileğim o ki, tüm evlatlarınla cennetin bir şehri olursun