Dijital dünyanın Carl Fredicksenlari: Batının uzun soluklu dergileri
Bugün dijitalleşme çağını idrak ederken, yeni medyanın cazibesine direnen dergileri de (hali hazırda okumakta olduğunuz Cins dahil) Carl Fredicksen’a benzetmeden yapamıyorum
Yukarı Bak! (Up!) isimli animasyon filmini hatırlarsınız. Filmin kahramanı Carl Fredicksen adlı yaşlı adam etrafını çevreleyen rezidanslara, gökdelenlere, lüks sitelere aldırmadan, müteahhitlerin yıldırma politakalarına karşı pes etmeden karısıyla evlendiklerinde restore edip yerleştikleri, ömürlerini geçirdikleri, karısının ölümünün ardından onun hatıralarıyla birlikte yaşadığı eski müstakil evini terk etmez. Nihayetinde onu zorla huzuevine götürmek için geldiklerinde gitmeden önce evini binlerce balonla havaya uçurarak, karısıyla çocukluklarından beri hayalini kurdukları Cennet Vadisi’ne doğru bir yolculuğa çıkar. Bugün dijitalleşme çağını idrak ederken, yeni medyanın cazibesine direnen dergileri de (hali hazırda okumakta olduğunuz Cins dahil) Carl Fredicksen’a benzetmeden yapamıyorum. Batıda yüzlerce yıldır yayın hayatına devam eden dergilerin var olduğunu söylesem ne demek istediğim daha net anlaşılacaktır zannediyorum. Dilerseniz birlikte hepsi birer Carl Fredicksen olan, dijital çağa direnen bu dergileri yakından inceleyelim.
Einstein’ın “mucizevi yılı” (Annus Mirabillis): Annalen der Physik
1799 yılından bu yana yayımlanan ve fizik alanındaki en eski bilimsel dergilerden biri olan Annalen der Physik (Fiziğin Yıllıkları) hem editöryal kadrosunda hem de yazar kadrosunda çok önemli isimleri ağırladı. Dergi esasında 1790-1794 yılları arasında yayımlanan Jounal der Physik (Fizik Dergisi), 1795-1797 yılları arasında yayımlanan Neues Journal der Physik (Yeni Fizik Dergisi) adlı dergilerin halefi konumundadır. Dergi tarihi boyunca farklı adlarla yayımlanmış olsa da nihayetinde son adı olan Annalen der Physik’i aldı. Dergi ilk olarak Almanca olarak yayımlandı ancak 1950’lerden 80’lere kadar Almanca ve İngilizce olmak üzere iki dilde yayımlanmayı sürdürdü. Ve fakat uluslararası bir okuyucu kitlesine ulaşmak amacıyla 90’lardan itibaren yalnızca İngilizce yayımlanmaya başladı. Esas çıkışını ise, Albert Einstein’ın hayatının en verimli yılı olan ve bu sebeple “annus mirabillis” (mucizevi yıl) olarak nitelendirilen 1905 yılında yakaladı. Zira Einstein’ın modern fizik anlayışında devrim etkisi yaratan dört makalesini bir yıl içerisinde Annalen der Physik’de yayımlanmıştı. Einstein’ın yanı sıra Max Planc gibi ünlü fizikçilerin de yolu bu dergiden geçti Bu sebeple dergi oldukça önemli bir el yazması arşivini haiz. Hali hazırda Stephan Hilderbrandt’ın editörlüğünü yürüttüğü dergi bugün 234. Yılını kutluyor.
359 yıllık dergi: Philosophical Transactions of the Royal Society
Philosophical Transactions dünyanın ilk ve en uzun süreli bilimsel dergisidir. Dergi, 1665 yılında Royal Society’nin ilk sekreteri Henry Oldenburg tarafından kuruldu. Oldenburg derginin aynı zamanda yayıncılığını ve editörlüğünü de yürüttü. Oldenberg’ün bağlantıları ve editöryal yetenekleri bir araya geldiğinde, erken dönem modern bilimin gelişimini teşvik eden ve ek gelir kazandıran bir dergi ortaya çıktı. Aylık olarak yayımlanan dergi o dönem bir şilin karşılığında satılıyordu. Doğa filozoflarının ve Royal Society’nin kıymet verdiği bir yayın haline gelen dergi, Oldenburg’ün ölümünden sonra onun sekreterlik görevini devralan halefleri tarafından yürütüldü. Ancak 1752 yılında Royal Society’de yaşanan bir kriz, topluluğun başkanının hastalığı, derginin editörünün ölümü, derginin kurumsal bir kimlik kazanmasına yol açtı. 20. Yüzyıl ortalarına kadar zarar eden dergi ancak bu tarihlerden sonra fazla gelir elde etmeye başladı. Bu gelir fazlası, topluluğun hibe programına, politika çalışmalarına ve uluslararası eğitim programlarına yönlendirilmektedir. 1989 yılından itibaren editöryal sorumluluk bireysel araştırmacılara devredilmiş bunlara danışma kurulları ve topluluğun profesyonel yayın ve editör yardımcılarından oluşan bir ekip destek vermiştir. 1997 yılından itibaren çevrimiçi hale gelen dergi, disiplinler arası bir hüviyete kavuşmuştur.
Tüm yazıları tek başına yazmak: Květy Dergisi
Çek Cumhuriyeti’nde yayınlanan haftalık bir dergi olan Květy, 1834 yılında yayıncı J.H. Pospíšil tarafından kuruldu. Yayınlandığı ilk dönem üç aylık periyotta yayımlanan dergi daha sonra iki ayda bir yayınlanmış ve nihayetinde haftalık bir dergiye dönmüştür. Derginin ilk editörü orduda muhasebeci olarak çalışan o zamanlar 24 yaşında olan Josef Kajetán Ty, dergide yayımlanan tüm makaleleri kışladaki odasında tek başına yazmış ancak daha sonra Květy, yazar ağının genişlemesiyle zamanının en çok okunan dergisi haline gelmiştir. Tarihi boyunca pek çok önemli editörün ve yazarın katkıda bulunduğu dergi, Çek kültürü ve bilim dünyası için oldukça önemlidir. 20. Yüzyıldan itibaren odağını iç ve dış haberlere kaydıran dergi 1989 yılındaki Kadife Devrimi’nden sonra daha da güçlenerek varlığını sürdürmüştür.
Boris Johnson’un dergisi:The Spectator
İlk kez 1828 yılında yayımlanan The Spectator, Britanya’da yayımlanan haftalık haber dergisidir. Muhafazakar bir çizgide yayın yapan derginin temel konuları siyaset ve kültür üzerinedir. Bununla birlikte dergide güncel konulara dair köşe yazılarına, dergi-kitap yazılarına, müzik opera, film ve televizyon üzerine eleştirilere rastlamak mümkündür. The Spectator yalnızca bir haber dergisi değildir, aynı zamanda geçmişteki editörlerini İngiltere’deki Muhafazakar Parti’de yüksek makamlara getiren bir basamak niteliğindedir. Bunlardan en bilineni Birleşik Krallık eski başbakanı olan Boris Johnson The Spectator’ın 1999-2005 yılları arasında editörlüğünü yürütmüştür. Johnson hali hazırda dergide köşe yazılarına devam etmektedir.
Tartışmaların odağı: Harpers Magazine
Harpers&Brothers, 1860 yılında New York City’de Fletcher, James, John ve Joseph Wesley Harper tarafından kuruldu. Harper’s New Monthly Magazine adıyla yayın hayatına başlayan derginin ilk baskısı 7.500 kopyaydı ve kısa sürede tükendi. Altı ay sonra derginin tirajı 50.000’e ulaşmıştı. Edebiyat, siyaset, kültür, ekonomi ve sanat konularını içeren aylık bir dergi olan Harpers Magazine ilk sayılarında Charles Dickens, William Makepeace Thackeray ve Brontë kardeşler gibi İngiliz yazarlardan çalınmış malzemeleri yeniden basmaktaydı. Ancak kısa süre içerisinde Amerikalı sanatçı ve yazarların eserleri dergide yayımlanmaya başlandı. Dergide Winston Churchill ve Woodrow Wilson gibi isimlerin yorumlarına yer verildi. Helman Melville’in Moby-Dick romanının bazı bölümleri bu dergide yayımlandı. Harpers Magazine yayımlandığı süre boyunca dönemin tartışmalı siyasi ve kültürel olaylarına yer verdi. Bu bağlamda yayımlanan yazılar zaman zaman sert eleştirilere maruz kaldı. Dergi bugün de bu çizgide yazılar yayımlamaya devam ediyor.